HDP’li seçilmişler AK ve CPT’yi görevini yapmaya çağırdı!

Tecride karşı açlık grevinde ölüm sınırında olan HDP Milletvekili Leyla Güven’in durumuna dikkat çeken onlarca HDP’li seçilmiş, Avrupa Konseyi’nden “tecridin sonlandırılması ve Güven’in özgürlüğü” için acilen devreye girmesini istedi.

Aralarında sürgündeki belediye eşbaşkanları ve milletvekillerinin olduğu çok sayıda HDP’li seçilmiş ve parti yöneticisi, Avrupa Konseyi (AK) önünde düzenledikleri eylemin ardından bir basın açıklaması yaparak, Avrupalı seçilmişleri harekete geçmeye çağırdı.

Sürgündeki onlarca seçilmiş adına hazırlanan basın açıklaması, önceki dönem Van Milletvekili Lezgin Botan ile Şırnak Milletvekili Leyla Birlik tarafından okundu.

“HUKUKSUZ BİR ŞEKİLDE CEZAEVİDE TUTULUYOR”

Açıklamada şunlar ifade edildi:

“Bizler, partimiz HDP’nin Eş Genel Başkanları, milletvekilleri ve belediye eş başkanları dahil olmak üzere binlerce yönetici ve üyesini hukuksuzca hapseden AKP’nin faşist rejimi nedeniyle Avrupa’ya gelmek zorunda kalan siyasetçiler olarak, Avrupa Konseyi üyelerine seslenmek üzere buradayız.

Leyla Güven 76 gündür açlık grevinde. Leyla Güven, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı iken, bir Kürt kenti olan Hakkari’de halkın yüzde 70’inin oyunu olarak milletvekili seçildi. Milletvekili seçildiğinde cezaevindeydi. Hakkında kesinleşmiş bir ceza olmamasına rağmen halen hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutuluyor. 

Leyla Güven’in bugün özgür olması halinde barış mücadelesine katkı sunacağı vurgulanan açıklamada, Güven’in mücadelesini bedenini açlığa yatırarak sürdürdüğüne dikkat çekildi. Açıklamada, devamla şöyle denildi: “Cezaevinde olmasaydı Türkiye’nin demokrasi ve barış mücadelesine parlamentodan katkı sunacaktı. Ama şimdi demokrasi ve barış mücadelesini cezaevinin duvarları arasında bedenini ortaya koyarak sürdürüyor.”

“TEK TALEBİ İMRALI’DAKİ İŞKENCENİN SON BULMASI”

“Leyla Güven’in tek bir talebi var: İmralı Adası’ndaki işkencenin son bulmasını istiyor” denilen açıklamada, tecridin insanlığa karşı ağır bir suç teşkil ettiğinin altı çizildi.

Açıklama şöyle devam etti: “7 yıldır avukatlarıyla, 2 buçuk yıldır da yakınlarıyla görüştürülmeyen Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin kaldırılmasını istiyor. Çünkü tecrit bir işkencedir ve işkence insanlık suçudur. Avrupa Konseyi’nin dünyaya ilan ettiği Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin en temel maddelerindendir.”

‘CPT İŞKENCEYİ VE İHLALLERİ ÖNLEMEK İÇİN VARDIR’ HATIRLATMASI

AK’ye bağlı İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) cezaevlerindeki tecrit ve işkenceyi önleme görevi olduğunu hatırlatan HDP’liler, CPT’yi Öcalan için görevini yerine getirmeye çağırdı.

Açıklamada, “Avrupa Konseyi’nin en önemli kurumlarından olan CPT, cezaevlerindeki işkenceyi ve insan hakları ihlallerini önlemek için vardır” vurgusu yapıldı.

“ÖCALAN SIRADAN BİR TUTUKLU DEĞİLDİR, SİYASİ İRADEDİR”

Leyla Güven’in açlık grevinin milyonlarca kişinin ‘iradem’ olarak kabul ettiği Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması ve çatışmalarda insan ölümlerinin durdurulmasına yönelik olduğunu belirten HDP’li seçilmişler, müzakerelerin çatışmaları önlediğini hatırlattı.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Öte yandan Sayın Abdullah Öcalan sıradan bir tutuklu da değildir. Kürt halkının büyük değer verdiği, 3 buçuk milyon insanın parlamentoya ‘Öcalan siyasi irademdir’ diye dilekçe verdiği siyasi bir kimliktir.

GÖRÜŞMELER OLDUĞU ZAMAN İNSANLAR ÇATIŞMALARDA ÖLMÜYORDU

Öcalan yakınları, HDP heyeti ve devlet yetkilileriyle görüştüğü dönemde insanlar çatışmalarda ölmüyordu. Türkiye’nin barışa en yakın olduğu o günlerde, huzur ve umut vardı.

Nitekim Leyla Güven, 2 gün önce Diyarbakır’da on binlerce insanın katıldığı mitinge gönderdiği mektupta, ‘Sayın Öcalan’ın üzerindeki tecrit, barışın kalıcılaşmasının önünde bir engeldir. Sayın Öcalan toplumsal barışın inşasında önemli bir aktördür’ diyerek eyleminin barışa giden bir yol olduğunu vurgulamıştır.”

CEZAEVLERİNDE YAYILAN GREVLERE DİKKAT ÇEKİLDİ

Tecride karşı eylemlerin Leyla Güven ve diğer açlık grevleriyle sınırlı kalmadığı hatırlatılan açıklamada, cezaevlerinde yüzlerce tutsağın daha greve başladığına dikkat çekildi. Açıklamada, bu grevler sayesinde Öcalan’ın kardeşiyle görüşme yapabildiği ancak bunun yetersiz olduğu dile getirildi.

Açıklamada şunlara yer verildi: “Leyla Güven açlık grevine başladıktan sonra, Türkiye cezaevlerinde (en az) 239, Erbil’de 1, Londra’da 1, Strasbourg’da 14 kişi süresiz açlık grevine başladı. Açlık grevine başlayanlar arasında eski HDP milletvekilleri de var. Dilek Öcalan Strasbour’da, Sabahat Tuncel ve Selma Irmak da Kandıra Cezaevi’nde açlık grevini sürdürüyorlar.

Bu açlık grevleri nedeniyle Öcalan, 2 buçuk yıl aradan sonra kardeşiyle kısa bir görüşme yapabildi. Ama bu tecridin bittiği anlamına gelmiyor. Tecridin ve işkencenin sonlanması için Öcalan’ın avukatları ve yakınlarıyla yasal periyodlarla görüşme yapması gerekiyor.”

GÜVEN’İ SAHİPLENME VE SORUMLULUK ÇAĞRISI

Leyla Güven’in 76’ıncı günündeki açlık grevinin oldukça tehlikeli bir aşamaya geldiği uyarısı yapılan açıklamada, tecridi kırma, işkenceyi sonlandırma ve olası ölümlerin önlenmesi çağrısı yapıldı.

AK Parlamenterler Meclisi üyeleri ve Avrupa Konseyi yöneticilerine yönelik açıklama şu ifadelerle sonlandırıldı: “Eğer 76 gündür açlık grevinde olan Leyla Güven’in adım adım ölüme doğru evrilen eylemi durdurulamazsa, yüzlerce insanın ölümünden sizler de sorumlu olacaksınız.

Sizleri, meslektaşlarımızı, Leyla Güven’i ve onun talebini sahiplenmeye davet ediyoruz.

Leyla Güven’i hep birlikte yaşatabiliriz.

Avrupa Konseyi’nin ilkelerini, onun kurumlarının güvenirliliğini hep birlikte koruyabiliriz.

İmralı’daki hukuksuzluğu, tecridi, işkenceyi hep birlikte sonlandırabiliriz.

Sayın Milletvekilleri:

Sizden beklentimiz sadece kurumunuzun görevini yapmasını sağlamanızdır.

Leyla Güven’e ve onun haklı talebine sahip çıkmanızdır.

Demokrasi ve barışa olan inancımızla sizleri selamlıyoruz.”

Açıklamanın ardından ‘Tecridi sonlandırın, Leyla Güven’i kurtarın’, Jin Jiyan Azadi, ve ‘Leyla Güven’e özgürlük’ sloganları atıldı.

Sürgündeki seçilmişler daha sonra tecride karşı 37 gündür süresiz-dönüşümsüz açlık grevinin sürdürüldüğü Demokratik Kürt Toplum Merkezi’ne geçtiler.

AK’ye harekete geçmesi için yapılan çağrıya imza atan ve büyük bir kısmı eyleme katılan seçilmişler şunlar:

Milletvekilleri: Ahmet Yıldırım, Besime Konca, Demir Çelik, Faysal Sarıyıldız, Kemal Aktaş, Leyla Birlik, Lezgin Botan, Mehmet Emin Adıyaman, Nursel Aydoğan, Sibel Yiğitalp, Tuğba Hezer Öztürk, 

Belediye eşbaşkanları: Burhan Kocaman (Karakoçan Bel. Eşbaşkanı), Fatma Şık Barut , Fırat Anlı, Hüseyin Güneş, Leyla İmret, Orhan Şansal, Veysel Keser,

Parti yöneticileri: Filiz Koçali, Ali Şimşek, Emrullah Bingöl, Hasan Vural, Hayri Ateş, Sabiha Gündüz, İhsan Çelik, Songül Çelik, Zeki Çetin.