Gazetecilerin katledilmesi Avrupa’da protesto edildi
Gazetecilere yönelik katliamı alanlarda protesto eden Kürdistanlılar ve dostları, uluslararası kamuoyuna seslenerek, bu savaş suçuna karşı harekete geçmesini istedi.
Gazetecilere yönelik katliamı alanlarda protesto eden Kürdistanlılar ve dostları, uluslararası kamuoyuna seslenerek, bu savaş suçuna karşı harekete geçmesini istedi.
Kuzey ve Doğu Suriye’de Türk devletinin işgal saldırılarını ve Rojava halkının direnişini takip eden gazeteciler Nazım Daştan ile Cihan Bilgin’i katleden işgalci Türk devleti, Avrupa kentlerinde kitlesel basın açıklamaları ile protesto edildi.
PARİS
Fransa’nın başkenti Paris’in Sainte-Geneviève-des-Bois banliyösünde yapılan bir yürüyüş ile Türk devletinin Kobanê’ye yönelik saldırısını ve Özgür Basın çalışanları Nazım Daştan ile Cihan Bilgin’in katledilmesi protesto edildi.
Yüzlerce Kürdistanlının katıldığı yürüyüş, tren istasyonu önünden pazar meydanına kadar devam etti. Yol boyunca “Bijî Berxwedana Kobanê”, “Katil Erdoğan”, “Terörist Türkiye”, “Şehîd Namirin” ve “Jin Jiyan Azadî” sloganları atıldı.
Meydanda yapılan konuşmada "Kobanê’ye saldırı Kürt halkının iradesine, onuruna ve varlığına yönelik bir saldırıdır. Kobanê şehitlerimizin anasıdır, şehitlerimizin hatırası, anısı, müzesi ve kalbidir. Kobanê’nin etrafında direniş halkası oluşturalım. Kobanê ve özgür Kürdistan için ayaklanalım. Kobanê direnişi, bize özgür ülkenin ve kurtuluşun kapısını aralayacaktır" denildi. Konuşma sık sık “Bijî Berxwedana Kobanê” sloganı ile kesildi. 23 Aralık'ta yapılacak Paris Şehitleri anmasına katılım çağrısının yapıldığı eylem, sloganlarla sona erdi.
KÖLN
Almanya’nın Köln kentinde, gazeteci Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in Türk SİHA’ları tarafından hedef alınarak katledilmesi kitlesel basın açıklaması ile protesto edildi.
Tarihi Dom Kilisesi önünde bir araya gelen Kurdistanlılar ve dostları, katledilen gazeteci Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in fotoğraflarını taşıyarak, sık sık “Katil Erdoğan”, “Terörist Erdoğan” sloganları attı. Almanca hazırlanan basın metni okunarak, Türk devletinin Kürtlere yönelik işgal saldırıları ve SİHA’larla gerçekleştirdiği sivil katliamlarına dikkat çekildi. Bu katliamların insanlık suçu kapsamına girdiği belirtilerek, dünya kamuoyunun sessizliği kınandı.
Basın açıklamasının ardından Kurdistanlılar, uzun süre sloganlarla katliamı protesto etmeye devam etti.
WINTERTHUR
İsviçre’nin Winterthur kenti merkez tren istasyonunda bir araya gelen Kürdistanlılar, gazetecilere yönelik saldırıyı protesto etti.
Cihan Bilgin ve Nazım Daştan anısına bir dakikalık saygı duruşuyla başlayan etkinlikte, Gazeteci Erdoğan Zamur bir konuşma yaptı. Özgür Basın geleneğinin büyük bedeller vererek bugünlere geldiğine işaret eden Zamur, “Bizler Apê Musa’nın, Gurbettelli Ersöz’ün ardıllarıyız. Özgür Basın onlarca şehit vererek bugünlere geldi. İşgalci Türk devleti şunu iyi bilsin ki, bizleri katlederek korkutamazlar. 90’lardan bu yana onlarca basın emekçisi katledildi. Onlarcası tutuklandı, göçmen oldular. Ancak bu gelenek daha da büyüyerek buralara geldi” dedi.
“Arkadaşlarımız Nazım ve Cihan neden hedef alındı” diye soran Erdoğan Zamur, şöyle devam etti: “Suriye’de yaşananlara dair işgalci Türk devleti ve onun kalemşörlüğünü yapan medyası günlerdir psikolojik savaş yürütüyor. Özgür Basın emekçisi arkadaşlarımız bu psikolojik savaşın gerçek yüzünü ortaya çıkardı. Yalanlarını yüzlerine çarptıkları için günlerdir hedef haline getirildiler. Buu saldırı bir savaş suçudur. Türk devleti başta basın emekçileri olmak üzere Rojava’daki sivil halka dönük savaş suçu işliyor. Buradan başta Kürt halkına ve onların dostlarına çağrı yapıyoruz. İşgalci Türk devletinin bu saldırılarına karşı sesinizi yükseltin. Başta İsviçre olmak üzere Avrupa ve uluslararası güçler bu saldırılar karşısında sessizliğini koruyorlar. Bu sessizlik suç ortaklığıdır. Bu insanlık suçuna karşı acilen harekete geçilmelidir” dedi.
Ardından basın açıklaması Almanca ve Kürtçe okundu. Açıklamada “Türk devletinin bu saldırısının, başta basın özgürlüğü hakkına ve çatışma bölgelerindeki gazeteciler de dahil olmak üzere sivillerin korunması hakkının ciddi bir ihlalini oluşturmaktadır. Bu tür eylemler cezasız kalamaz ve kalmamalıdır. Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, bölgenin gerçeklerini belgelemek ve orada yaşananları dünyaya duyurmak için oradaydılar. Tüm basın kuruluşlarına, insan hakları savunucularına, uluslararası kuruluşlara ve Birleşmiş Milletler’e çağrıda bulunuyoruz. Gazetecilere yönelik bu hedefli saldırıları kamuoyu önünde kınayın ve bağımsız bir uluslararası heyetin bunu araştırmasını sağlayın. Sivilleri ve gazetecileri korumaya yönelik uluslararası yükümlülüklerine uyması için Türkiye'ye baskı yapın. Kuzey ve Doğu Suriye gibi çatışma bölgelerinde çalışan gazetecileri korumaya yönelik tedbirleri uygulayın. Eğer bu saldırılara karşı sessiz kalırsanız, bu tarz saldırıların sürekli olmasına neden olacaksınız” denildi.
Eylem “Şehîd Namirin”, “Özgür Basın Susturulamaz” sloganlarıyla sona erdi.
LOZAN
İsviçre'nin Lozan kentinde demokratik kitle örgütleri ve siyasi kurumlar bir eylem düzenledi. Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik işgal saldırılarının da protesto edildiği eylemde, katledilen Nazım Daştan ile Cihan Bilgin'in fotoğrafları taşındı.
Bir dakikalık saygı duruşu ardından İsviçre Kadın Grevi, İşçi Partisi (POP), Solidarités ve Yeşiller Partisi adına açıklamalar yapıldı.
Açıklamalarda Esad rejiminin yıkılması sonrası Türk devleti ve güdümündeki SMO çetelerinin Suriye'nin demokratik ve etnik yapısını değiştirme temelinde işgal saldırıları düzenledikleri belirtildi.
Ardından Lajîn Kadın Meclisi Sözcüsü Ruken Azık tarafından hazırlanan Fransızca basın metni okundu.
Son olarak Lozan Demokratik Kürt Toplum Merkezi adına Gazeteci Hayrettin Öztekin söz aldı. İsviçre kamuoyu ve basın kurumlarına çağrıda bulunan Öztekin, “Arkadaşlarımız Nazım Daştan ve Cihan Bilgin Türk SİHA'ları tarafından katledildi. Gerçeği ulaştırmak, olup biteni dünyaya göstermek için oradaydılar. Ve bunun bedelini canlarıyla ödediler. İsviçre medyasının soykırımcı Türk devletinin savaş suçlarına karşı tepkisi nerede? Kürt toplumu şunu bilmek istiyor: Bu sessizlik neden? İsviçre medyasına, televizyon kanallarına, gazetelerine sesleniyorum: Sessiz kalmayın! Türk devletinin işlediği suçlar karşısında sessizliğiniz sizi suç ortağı haline getiriyor” dedi.
LİMASOL
Kıbrıs’ın Limasol kentinde, Özgür Basın çalışanları Nazım Daştan ile Cihan Bilgin'in faşist Türk devleti tarafından katledilmesi protesto edildi.
Teofilos Kürt Kültür Merkezi öncülüğünde Limasol Belediyesi’nin önünde gerçekleştirilen eylem saygı duruşu ile başladı.
Eyleme Kıbrıs basını yoğun ilgi gösterirken, faşist Türk devletinin Rojava’ya dönük yaptığı katliam ve soykırım saldırılarının anlatıldığı yüzlerce bildiri dağıtıldı.
Eylemde Kıbrıs Kürt Halk Meclisi'nin hazırlamış olduğu İngilizce basın metni okundu. Eylemciler, Türk devletine yönelik öfkelerini, sık sık attıkları sloganlar ile gösterdi.
BERN
İsviçre’nin başkenti Bern’de merkez tren istasyonu önünde bir araya gelen kitle, mumlar yakarak gazetecilere dönük saldırıyı protesto etti.
Saygı duruşuyla başlayan etkinlikte ilk olarak Kürt siyasetçi Nejdet Atalay konuştu. Bütün dünyada Rojava’ya dönük bir sempati ve desteğin olduğunu belirten Atalay, “Kürt halkının dostları var. Bütün dünyada yazarlar, siyasetçiler ve sanatçılar konuştu. Herkesin kalbi Rojava ile birlikte atıyor. Türk devletinin oraya girip işgal etmesini istemiyorlar. Rojava‘yı savunmak hepimizin görevi, üstümüze düşen görevi yerine getirmeliyiz. Eğer Kürtler, İŞİD karanlığını yenmesiydi şimdi buralarda bombalar patlıyor olacaktı. Yeryüzünde kimse güvende olmayacaktı. Kürtler insanlığa kalkan oldular ve onları yenilgiye uğrattılar. Kimse bunu unutmasın. Eğer sessiz kalırsanız yarın sizin sokaklarınızda da bomba patlar. Hepimiz Rojava‘yı savunmalıyız. Bunun için birlik olmalıyız. Bütün Kürtlere sesleniyorum; bu sorumluluk hepimizin, sonuna kadar direneceğiz” dedi.
Eyleme katılan Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in çalışma arkadaşı Gazeteci Cihan Ölmez ise, Kürt gazeteciliğinin ateşten gömlek olduğunu ifade ederek, “Nazım ve Cihan, Rojava ve Suriye’deki gelişmeleri dünyaya duyuruyordu. Uzun yıllardır orada gazetecilik yapıyorlardı. Bu tesadüfi bir saldırı değildir. Arabaların üzerinde basın yazıyordu. Türkiye bu basın aracını takip ederek direkt hedef almıştır. Halka gerçeğin ulaşmasını istemiyorlar” diye konuştu.
Ölmez, Nazım ve Cihan’ın kalemlerinin yerde kalmayacağını ve Özgür Basın geleneğinin tüm saldırılara rağmen süreceğini kaydetti.
Eyleme katılan Şehit Cihan Bilgin’in dayısının oğlu Ramazan Rojger de kısa bir konuşma yaptı. Rojger, şunları belirtti: “Özgür basın emekçisi Cihan ve Nazım arkadaşlar insansız hava aracıyla katledildiler. Şehitlerin arkasında konuşmak kolay değil. Cihan’ı anlatmak gerçekten güç. O her zaman halkıyla birlikte oldu. Halkı için mücadele verdi. Yaşamının sonuna kadar mücadele etti ve son nefesini bile halkı için verdi. Anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Şehîd namirin.”
Gazeteci Nazım Daştan’ın da kurucu üyesi olduğu Mesela Derneği yöneticisi Özlem Yaşar, Nazım Daştan ile 19 Temmuz 2018’de, Rojava Devrimi’nin yıl dönümünde tanıştığını söyledi.
Özlem Yaşar, şunları anlattı: “Daha ilk sohbetimizden itibaren dostane ve derin bir konuşmanın içine dalmıştık. Bana Kobanê’nin Hafıza Müzesi’ni gezdirirken, ‘Dünyanın kalbi bu yıkık harabelerde atıyor’ demişti. O harabelerin arasında dolaşırken, toprağa düşen her canın ruhu sanki aramızda geziyordu. Orada, o anda birlikte bir karar verdik; Hafıza Müzesi’ni beraber inşa edecektik. Rojava’da hazır bir şey yoktu. Var olanı yeniden yaratacak fikir, beceri ve inanç gerekiyordu. Tıpkı Rojava’nın ışığı gibi, eski toplumu ve anlayışı aydınlatacak bir ruhtu bu.
Rojava’da DAİŞ barbarlığı yenilmişti ve savaş sonrası toplumun her kesimi bu ışığın etrafında birleşmişti. Sen bir gazeteci olarak Rojava’nın her yerinden haberler yaptın, gerçekleri dünyaya duyurdun. DAİŞ’in Rojava sınırında Türk askerleriyle selamlaşmasını belgeledin. Kuzey Kürdistan’da Türk devletinin öz yönetim direnişlerine karşı yaptığı katliamı yazıya döktün. Şengal’e koşup 74. Ferman’ı belgeledin ve sonrasında Êzidî Soykırımı’nı anlatan bir film çektin. DAİŞ’in son kalesi Reqa’da haber yaparken yaralandın ama iyileşir iyileşmez kaldığın yerden devam ettin. Hiç yorulmadın, durmadın, yılmadın Nazım.
18 Aralık gecesi seninle konuşmuş, şakalaşmıştık. Sesin hâlâ kulaklarımda. Telefonu kapatırken ‘Bu savaşta da Kürtler pes etmeyecek ve her şey iyi olacak, üzülme’ demiştin. Ertesi sabah ise güzel bir gün dileyerek yeniden konuşacağımızı söylemiştin. O yarım kalan sohbeti hep özleyeceğim. Nazım Daştan, gazeteci ve sinemacı olarak cesareti ve üretkenliğiyle büyük işler başardı. Günümüzün masa başında yapılan gazeteciliğinin çok ötesinde, sahada gerçekleri korkusuzca yazdı. Kalemi her zaman hakikatin peşindeydi.
Onların takipçisi ve hayallerinin tamamlayıcısı olmak bize düşüyor. Bugün burada, Johannes Lortz ’un hazırladığı levhaya, Rojava ve Nazım’la ilgili düşüncelerinizi yazmanızı, çizimlerinizi eklemenizi öneriyoruz. Bu levhanın Kobanê’ye ulaşmasına hep beraber destek olalım. Nazım’ın dediği gibi; Rojava’yı birlikte inşa edelim ve bu ışığı birlikte yayalım.”
BASEL
İsviçre’nin Basel kentindeki eylem için Tevgera Ciwanên Şoreşger (TCŞ) öncülüğünde Basel merkez tren istasyonu önünde bir araya gelen eylemciler, gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan’ın katledilmesini kınadı.
Saygı duruşu ardından TCŞ Üyesi Siyabend Kemal bir açıklama yaptı. İşgalci Türk devleti ve ona bağlı çetelerin sivil halka yaptıkları saldırıların basına yansımaması için gazetecileri hedef aldığını belirten Kemal, “Bildiğimiz üzere Rojava’ya saldırılar aralıksız devam ediyor. Sadece sivil halkı korkutmak değil, basın çalışanlarını da susturmak istiyorlar. Elli kanlı TC devleti, bu savaşı sivil halka karşı yürütüyor. Biz de direnişlerini selamlıyoruz. Verdikleri mücadele ve uğruna canlarını feda ettikleri dava, bizim yolumuzu her zaman aydınlatacaktır” dedi.