Cenevre’de 228. hafta nöbeti: Maxmur halkı yalnız değildir
Önder Apo’ya yönelik tecridin son bulması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi önünde sürdürülen oturma eylemi, 228. haftasında da devam etti.
Önder Apo’ya yönelik tecridin son bulması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi önünde sürdürülen oturma eylemi, 228. haftasında da devam etti.
Eyleme bu hafta, Cenevre'de düzenlenen 113. Uluslararası Çalışma Konferansı dolayısıyla şehirde bulunan birçok ülkenin sendikal temsilcileri de katılarak destek verdi.
Etkinlik, 5 Haziran 2015’te Amed’de DAİŞ tarafından HDP mitingine yönelik saldırıda yaşamını yitirenler için yapılan saygı duruşuyla başladı.
Eylem Komitesi adına yapılan açıklamada, Maxmur Kampı’na yönelik kuşatma ele alınarak, uluslararası kamuoyuna ve özellikle BM’ye çağrıda bulunuldu. Maxmur gençliği adına konuşan Barış Yaman, hem İmralı’daki tecride hem de kamp etrafındaki ablukaya dikkat çekti.
Yaman, Önder Apo’nun 27 Şubat 2025’te yaptığı barış ve çözüm çağrısının tarihi bir fırsat olduğunu ancak Türk devletinin buna diyalog yerine oyalama ile karşılık verdiğini belirtti.
Açıklamada, İmralı’daki tecridin uluslararası hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, Önder Apo’nun avukatlarıyla ve ailesiyle görüştürülmemesinin keyfi uygulamalarla meşrulaştırılmaya çalışıldığı belirtildi. Tecridin sadece Önder Apo’ya değil, tüm Kürt halkına ve barış umutlarına yönelmiş bir saldırı olduğu ifade edildi.
Maxmur Kampı’na uygulanan ablukaya da değinilen açıklamada, BM’nin kamp üzerindeki statüsel sorumluluğu hatırlatılarak sessizliğin kabul edilemez olduğu belirtildi. “BM’nin sessizliği, hukuki ve ahlaki anlamda suç ortaklığıdır” denildi.
Yaman, “Maxmur’a yönelik kuşatma, tüm Kürt halkını hedef alan topyekûn bir saldırının parçasıdır” diyerek, dünya halklarını ve insan hakları kurumlarını bu hukuksuzluğa karşı ses yükseltmeye çağırdı.
Eylem, akşam saatlerine kadar devam etti.