Avrupa'daki kurumlardan '4 Kasım' çağrısı

Avrupa'daki kurumlar, 4 Kasım'daki Düsseldorf yürüyüşüne çağırdı.

Avrupa'daki çok sayıda kurum, 4 Kasım'daki merkezi Düsseldorf yürüyüşüne ilişkin yazılı açıklama yaptı.

"Abdullah Öcalan’a ve tüm politik tutsaklara özgürlük", "Kürt ve Türkiyeli demokratik kurumların üzerindeki yasaklamalara son” diye başlayan açıklamada, AKP-MHP faşizmine ve yine Avrupa'da yükselen faşizme 'dur' deme çağrısında bulunuldu.

'EN TEHLİKELİ TEMSİLCİLER!'

Açıklamada Fransa ve Hollanda seçimleri ile başlayan, en son Almanya seçimleri ile doruğa ulaşan faşist sağın yükselişinin, sadece göçmenleri değil, tüm Avrupa halklarını doğrudan etkileyecek, huzuru ve güvenliği tehdit edecek bir boyuta ulaştığına dikkat çekilerek, şöyle devam edildi: "Ellerindeki iktidar gücü ile ABD'de Trump, Rusya'da Putin, Kürdistan coğrafyasında işlediği savaş ve nefret suçları ile tüm Orta Doğu ve Türkiye halklarının kanına giren faşist diktatör Erdoğan bu akımın başını çekmekteler ve dünyamızı uçuruma sürükleyen faşist gerici ideolojinin en tehlikeli temsilcileridirler."

Ulus devletler birliğini geçemeyen Avrupa Birliği'nin genel yapısının, bu tür faşist eğilimlerin yeniden çıkıp güç haline gelmesine zemin sunduğuna vurgu yapılan açıklamada, "Anti faşist, demokratik kurum ve kuruluşlar bu faşizm tehlikesinin farkında olarak, halklar arasında örülmek istenen duvarları yıkacak alternatifi büyütme potansiyeline sahiptir. Tırmandırılan faşizme karşı çözüm bütün halkların, kültürlerin, inançların ve her türlü toplumsal farklılıkların ortak ve eşit yaşamını gerçekleştirmektir. Kuzey Suriye’de gerçekleştirilen bu model kadın özgürlüğünün esas alındığı farklılıkların ortak, eşit ve özgür birliğinin gerçekleştirildiği somut bir alternatiftir" diye kaydedildi.

AKP-MHP FAŞİZMİ ANLATILDI

Açıklamada AKP-MHP faşizmine değinilerek, şunlar ifade edildi:

"Tüm dünya artık biliyor ki Türkiye'de baskı var, zulüm ve bir tiran var. AKP-MHP faşist ittifakının başını çeken bu faşist katil ve hırsız sadece Türkiye ve Kürdistan halklarının düşmanı değil, tüm insanlığın düşmanıdır. Bizler biliyoruz ki diktatörlükler işledikleri insanlık karşıtı suçlar, katliamlar ve zulümlerle anılırlar. Faşist Erdoğan rejimi demokrasi ve özgürlük isteyen geniş halk kitlelerine, aydınlara ve demokratik çevrelere yaşam hakkını tanımayarak faşist baskıları arttırarak saldırıyor. Sur, Cizre, Şırnak, Nusaybin başta olmak üzere şehirleri yıkarak yerle bir eden, insanları katleden, seçilmişleri ve kendine muhalif herkesi terörist ilan ederek rehin almaktadır.

İnsanları katletmek, tutuklamakla yetinmeyerek, Dersim, Lice gibi kentlerin doğasını yakıp, yıkıp tahrip ederek Kürdistan’ın doğasını ve ekolojik dengesini yok etmektedir. Sur, Hasankeyf gibi insanlık mirası olan tarihi yerleri yıkarak IŞİD gibi insanlık, doğa ve tarih düşmanlığını had safhaya çıkarmıştır. Kışkırttığı ve büyüttüğü savaş neticesinde yerlerinden olan mültecileri bir şantaj malzemesi olarak kullanıp, Avrupa faşist partilerinin yükselmesine malzeme sunarak bu partilerin büyümesine direk katkıda bulunan Erdoğan diktatörlüğü, maalesef Almanya başta olmak üzere birçok Avrupa devletince desteklenmektedir.

Bundan tam bir yıl önce 4 Kasım 2016’da kapıları kırılarak gözaltına alınan milyonların rehin tutulan iradesi HDP Eş Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş şahsında milletvekilleri, belediye başkanları ve başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye’deki farklı kimlik, inanç grupları ve demokrasi güçlerinin büyük bedeller ödeyerek seçmiş olduğu temsilcileri faşist AKP iktidarı tarafından gözaltına alınarak demokratik siyaset alanından tasfiye edilmek istenmiştir.

Türkiye ve Erdoğan'ın talepleri ile Avrupa hükümetleri yönlendiriliyor. Avrupa’daki demokratik yasal kurumlar ve barbar IŞİD terörüne karşı insanlık onurunu koruyan silahlı savunma örgütleri yasak ilan edilebiliyorlar. Belçika mahkemesinin de ifade ettiği gibi Türkiye'de bir savaş var ve bu savaşın iki tarafı var kararının aksine komple bir toplumu terörist ilan edilerek haksızca mahkûm ediliyor. Ve hatta bazı Avrupa ülkeleri Türkiye'nin yalan yanlış bilgiler ile yayınladığı kırmızı bültenler ile gazeteci ve yazarları tutuklayabiliyorlar. Yasalar çerçevesinde faaliyetlerini sürdüren Kürdistanlı ve Türkiyeli kurumlar ve siyasetçilere karşı Türkiye'nin yalan istihbaratı soruşturmalar ve yasaklamalar yapılmaktadır. Mahkemeler tıpkı Erdoğan'ın güdümlü yargısının kaleminden çıkmış gibi saçma ve asılsız iddialar ile dolu taraflı yargılamaktadır. Demokratik ve onurlu bir yaşamı savunan Kürdistanlı ve Türkiyeli kurumları özellikle Almanya'da Erdoğan'ın şantajı nedeniyle ciddi anlamda hak ihlallerine uğruyor ve haksız bir şekilde kriminalize ediliyor. Kürt ve Türk siyasetçiler haksız bir şekilde ağır hapis cezaları alıyor.

Avrupa’da yaşayan Kürt halkı başta olmak üzere tüm devrimci, sosyalist, demokratik kesimlerin zorbalıklara karşı onurlu duruşunu sahiplenmesi gerekmektedir. Bu sahiplenme namus, onur, yurtseverlik ve devrimci olmanın görevi ve sorumluluğudur."

'ÖCALAN VE POLİTİK TUTSAKLARA ÖZGÜRLÜK'

Kurumlar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve tüm politik tutsaklara özgürlük istedikleri açıklamalarında, şunları da ifade etti:

"Kürt Halk Önderi A. Öcalan, tarihi bir sorumluluk ve azami bir iradeyle İmralı’da 19 yıldır direniyor. Kürt Halk Önderi A. Öcalan, özel bir düzenlemesi, özel bir statüsü ve kendine has bir hukuku-hukuk dışılığı olan İmralı’ya NATO gladyosunun operasyonuyla getirildi. İmralı’da 19 yıldır ağırlaştırılmış-mutlak tecrit altında siyasi rehine statüsünde tutuluyor ve defalarca ayları bulan tecride maruz bırakıldı. 6 yıldır ailesiyle, avukatlarıyla, örgütüyle ve halkıyla bağları tamamen ve hukuksuz bir şekilde, faşist rejimin tehlikeli politikaları altında kesilmiş durumdadır.

Sayın Öcalan’a uygulanan bu tecrit içinde tecrit uygulaması, tüm ülkede hayata geçirilmek istenmektedir. Türk devleti şimdi tek tip elbiseyle tüm ülkedeki politik tutukluları teslim almak istemektedir. Bilinmelidir ki faşist diktatörlük canları pahasına direnerek teslim olmayan politik tutuklulara hiçbir zaman boyun eğdiremeyecektir.

Sayın Öcalan halklarımızın ortaklaşması ve birlikte yaşaması için demokratik ulus ve demokratik konfederalizm modelini önermiştir. Suriye iç savaşından Rojava’ya ve giderek Kuzey Suriye'de somutluk kazanan demokratik ulus ve demokratik konfederalizm paradigması, sadece Kürt halkının değil, Ortadoğu halklarının önderliği haline gelen Sayın Abdullah Öcalan'ın insanlığa bir armağanıdır.

“İmralı Sistemini parçalamak, Kürt Halk Önderi A. Öcalan ve tüm siyasi tutuklular için özgürlük’’ talebi etrafında gücümüzü birleştirerek ortak hareket etmeliyiz. Tüm kimlik, inanç grupları, muhalifler sistemin ötelediği Kürtler, Türkler, Lazlar, Çerkesler, Asuriler, Ermeniler, laikler, kadınlar, gençler, emekçiler, Aleviler, Êzidîler; gün faşizme karşı omuz omuza kesintisiz direnişi yükseltme günüdür. Halklarımızın iradesinin gasp edenlere karşı 4 Kasım 2017´da yapılacak ve on binlerin katılacağı Avrupa merkezi yürüyüşüne faşizme karşı omuz omuza sloganını haykırarak katılmalıyız."

ORGANİZE EDENLER

Yürüyüş toplanma kollarına ilişkin ise "Kırmızı Kol: Friedrich-Ebert Str Yesil Kol: Kniebrücke" bilgisi verildi. Yürüyüşlerin başlama saati ise 10.00.

Yürüyüşü organize edenlerin listesi şöyle:

KCDK-E / Avrupa Demokratik Kürdistanlılar Toplum Kongresi

AvEG-KON/ Avrupa Ezilen Göçmeler Konfederasyonu

TJK-E/ Avrupa Kürt Kadın Hareketi

ATIK/ Avrupa Türkiyeli İsçiler Konfederasyonu

NAV-DEM / Demokratik Kürdistanlılar Toplum Merkezi

HDK-A (Avrupa Halkların Demokratik Kongresi)

ADHK / Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu

YENİ KADIN

YDG / Yeni Demokratik Gençlik

SKB / Sosyalist Kadınlar Birliği

YS / Young Struggle

Yaşanacak Dünya

MDDK / Mezopotamya Demokratik Değişim Kongresi (Asuriler)

FEDA / Demokratik Aleviler Federasyonu

ADEF (Avrupa Demokratik Dersim Birliklerı Federasyonu)

SYKP / Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi

FDG / (Avrupa Dersım Dernekler Federasyonu)

CIK / Kürdistan İslam Topluluğu

NAV-YEK / Avrupa Êzidî Dernekleri

Yeşil Sol Parti

Devrimci Parti

ISKU

YXK (Kürdistan Öğrenciler Birliği)

KOMEW (Kayıp ve Mağdur Aileleri)

Şengal Êzidî Meclisi Dervaye Welat

Avurpa Maras İnisiyatifi

Avurpa Kürecikler İnisiyatifi

Dersimi Yeniden İnşa

Düsseldorf für Kürdistan

IL- Intervenstionische Linke

FIDEF (Federal Almanya Isci Dernekler Federasyonu)

TATORT - KURDISTAN

AKKUSTAN

KV Die Linke Düsseldorf

NRW Landesverband Die Linke

PYD -Avurpa

Zagros Platformu

PEKAN / İç Anadolu Kürtleri Platformu