Almanya’da Türk ayak oyunları

Türkiye’de yargı alanında AKP-MHP’nin keyfi yaklaşımları, Almanya’da da Kürtlere karşı uygulanmaya başladı. MÎR Müzik ve Mezopotamya Yayınevi’nin dosyasına erişim engeli getirildi.

Almanya’da kapatılan MÎR Müzik ve Mezopotamya Yayınevi’nin avukatlarından Berthold Fresenius, dosyaya erişim engeli konulduğuna dikkat çekti ve “Alman hükümeti, ‘terörle mücadele’ adı altında Türk rejiminin yöntemlerini kullanarak Erdoğan’ın sağ kolu gibi davranıyor” ifadelerini kullandı.

MÎR Müzik ve Mezopotamya Yayınevi’nin Almanya’nın Neuss şehrinde bulunan binalarına 12 Şubat 2019 günü gerçekleşen polis baskını sonrası her iki kurumun yasaklandığı,  Federal İçişleri Bakanlığı tarafından duyuruldu.  Nordrhein Westfalen (NRW) ve Aşağı Saksonya (Niedersachsen) eyaleti polisinin ortaklaşa gerçekleştirdikleri baskında ise iki kuruma ait her şeye el konuldu. MÎR Müzik ve Mezopotamya Yayınevi’nin Genel Müdürü Ali Kaya, Mezopotamya Yayınevi’ne ait olan Kürtçe, Türkçe, Almanca Arapça, Farsça gibi farklı dillerdeki kitaplar ve Türkiye’den getirilen kitaplar başta olmak üzere 10 bin kitaba el konulduğunu belirtti. Yayınevi’nin tüm bilgisayarlarına ve 3 aracına da el konulduğunu aktardı. Kaya, MÎR Müzik’e ait bütün enstrümanlara, bilgisayarlara, CD’lere, kayıt cihazlarından yöresel kıyafetlere kadar herşeye el konulduğunu da kaydetti. İki kurumun kiracı olarak bulundukları arazi ve bina içinde bulunan herşeye el konulduğunun altını çizen Kaya, bu hukuksuzluğa son verilmesi için avukatların konuyla ilgili hukuki mücadele yürüttüklerini dile getirdi. İki kuruma 8 Mart 2018’de gerçekleşen ilk baskında ise yaklaşık 3 TIR dolusu kitap, müzik albümleri, arşiv ve kayıt cihazlarının da bulunduğu meteryallere el konmuştu.

DOSYADA GİZLİLİK KARARI!

MÎR Müzik ve Mezopotamya Yayınevi’ni temsil eden avukatlardan Berthold Fresenius gazetemiz Yeni Özgür Politika’ya konuştu. Av. Fresenius, dava dosyasına erişimlerine izin verilmediği için yasağı gerektirecek kanıtların ne olduğu hakkında hala bilgi edinemediklerini kaydetti. Bu nedenle Federal Anayasa Mahkemesi’ne taşınan davada söz konusu kanıtlara itiraz etmenin de mümkün olmadığına dikkat çeken Fresenius, Kürt kültürünün yasaklanmasının ifade ve basın özgürlüğüne aykırı olduğunun altını çizerek, “Alman hükümeti, ‘terörle mücadele’ adı altında Türk rejiminin yöntemlerini kullanarak Erdoğan’ın sağ kolu gibi davranıyor” dedi.

Yasak kararının, aynı gün yargıya taşındığını söyleyen Berthold Fresenius, yasağa öncelikle Yüksek İdare Mahkemesi’nde itiraz edildiğini belirtti. Fresenius, yasağa gerekçe olarak 60 kanıt olduğunun ileri sürüldüğünü ancak dava dosyasına erişebilmek için İçişleri Bakanlığına müracat edilmesine rağmen, bakanlığın erişim izni vermemesi nedeniyle dosyanın incelenemediğini dile getirdi. “Dolayısıyla belirtilen kanıtlara ilişkin herhangi bir girişimde bulunamıyoruz” diyen avukat Fresenius, bu şekilde iki kurumun kapatıldığını, müzik albümleri ve kitaplarla birlikte ofisteki mobilyalara da el konulduğunu kaydetti.  İki kuruma daha önce de 8 Mart 2018’de baskın yapıldığını, üç gün süren aramalardan sonra çok sayıda kitap, müzik albümleri, arşiv ve kayıt cihazlarına el konulduğunu hatırlatan Fresenius, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bir yayınevinin yasaklanması, ifade ve basın özgürlüğüne ciddi müdahale edildiğinin göstergesidir. Bir yayınevinin yasaklanmasıyla Yaşar Kemal ve Orhan Pamuk gibi yazarların kitaplarına dahi el konulması çok korkutucu.”

BAKANLIKTAN ÇELİŞKİLİ AÇIKLAMA

İçişleri Bakanlığı’nın yasağa ilişkin yapmış olduğu bir basın açıklamasına değinen Fresenius, açıklamasını şöyle değerlendirdi: “Bakanlık, açıklamasında iki kurumun elde ettikleri gelir ile ‘terör örgütü’nün Almanya ve Avrupa’daki eylem imkanlarını güçlendirdiğini iddia etti. Yasak emrinde ise kurumların hatalı çalıştıkları ve PKK’den aldıkları parayla ayakta kalabildikleri iddia ediliyor; yani daha önce belirtilen argümanın tersi.”

TÜRK DEVLETİ YOLUYLA

Baskının ifade ve sanat özgürlüğüne saldırı olduğunun altını çizen Fresenius, ‘Terörle mücadele’yi bahane ederek Kürt kültürünün kriminalize edildiğine dikkat çekti ve Erdoğan’a benzer yolla yasaklamaların hayata geçirildiğini ifade etti.

ERDOĞAN'IN MÜTTEFİĞİ

Almanya’daki muhalif Kürtlerin federal hükümet tarafından izlenmesi için Türk hükümetinin defalarca talepte bulunmasını “rezil bir durum” olarak değerlendiren Fresenius, “Almanya İçişleri Bakanlığı ve güvenlik makamları, Erdoğan’ın sağ kolu gibi hareket ediyor. Alman hükümetinin Erdoğan rejimini müttefiği olarak gördüğü ve kendi çıkarıları doğrultusunda geliştirilmiş hareket ve fikirlere baskı uyguladığı da unutulmamalı. Türk rejimi ile Alman hükümeti arasında uzun süredir devam eden bir ortaklık söz konusu” dedi.

Kaynak: Yeni Özgür Politika