Son Dakika: Stêrk ve Medya Haber: Baskın korsanvari ve komplodur, susturamayacaklar!

Alman öğretmenler: Almanya tecride karşı tavır alsın

Strasbourg’da devam eden süresiz-dönüşümsüz açlık grevine destek veren Alman öğretmenler, hem demokratik kurumların hem de Alman hükümetinin çaba göstermesi çağrısı yaptı.

Fransa’nın Strasbourg şehrinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecride karşı devam eden süresiz-dönüşümsüz açlık grevini bugün Alman Eğitim ve Bilim Sendikası (GEW) üyesi öğretmenler de ziyaret ederek, desteklerini sundu.

Almanya’nın Münih, Oldenburg ile Frankfurt şehirlerinden gelen GEW sendikası öğretmeler, açlık grevindeki Avrupa Kürt Demokratik Toplum Kongresi (KCDK-E) Eşbaşkanı Yüksel Koç ile bir araya geldi. Alman sendikacı heyetinde şu isimler yer alıyordu: Margot Simoneit, Birgit Zwiekirsch, Christian Katz ve Heinrich Becker.

DESTEK VERMEK VE EYLEME İLİŞKİN BİLGİ ALMAK İÇİN GELDİLER

Ziyaret sırasında Almanya’daki öğretmenler tarafından düzenlenen ve Kobane’ye okul yapılması öngörülen projeden sorumlu bir öğretmenin gönderdiği mektup da Yüksel Koç’a iletildi. Burada konuşan GEW üyesi öğretmenlerden Birgit Zwiekirsch, hem eyleme desteklerini sunmak hem de eylem hakkında sendika bünyesinde bilgilendirme yapabilmek için Strasbourg’da olduklarını söyledi.

Öğretmenler, Almanya’nın birçok şehrinde sendikalarına üye öğretmenlerin eylemi takip ettiklerini ve direnişi selamladıklarını da dile getirdiler.

ALMANYA’NIN POLİTİKALARINA SON VERMESİ İÇİN DEMOKRATİK KESİMLERE ÇAĞRI

Görüşmede konuşan KCDK-E Eşbaşkanı Yüksel Koç,  Kürt Halk Önderi’ne yönelik tecridin aynı zamanda Kürtlere, demokrasiye ve eşitliğe yönelik olduğunu söyledi. Tecridin Nisan 2015’ten bu yana çok daha ağırlaştığını kaydeden Koç, bu süreçte Kürt şehirlerinde büyük katliamlar yapıldığını hatırlattı.

Mücadelelerinin tüm halkların eşitliği ve demokrasi için olduğunu söyleyen Koç, başta Almanya’da olmak üzere demokratik güçlerin ve insan hakları savunucularının uluslararası dayanışma içerisinde olmasının kendileri için önemli olduğunu dile getirdi. Koç, Alman hükümetinin de Türkiye’deki savaş politikalarına destek vermek yerine barış ve demokrasi için tavır alması çağrısı yaptı.

Alman sendikacı öğretmenler daha sonra Yüksel Koç ve diğer direnişçiler için yazılan mektupları okudular.

‘ALMANYA’NIN TAVRINI DEĞİŞTİRMESİ GEREKİYOR’

Ziyaretten sonra ANF’nin hem eylem hakkındaki düşünceleri hem de Almanya’nın alabileceği politik tavıra ilişkin sorularını yanıtlayan  sendikacı öğretmenler şu görüşleri paylaştılar:

Margot Simoneit: Ben Almanya’nın bu konuda ne yapabileceğine dair sorunuzla başlamak istiyorum. Almanya’nın yapabileceği şey nedir? İster Strasbourg’da ister Türkiye’de veya dünyanın herhangi bir yerinde bireylerin insan hakları için bedenlerini açlığa yatırma ve yaşamlarını riske atmalarına gerek kalmaması için Almanya ne yapabilir? Almanya özellikle PKK’yi terörist örgüt olarak görmekten vazgeçmeli ve Anayasayı Koruma Örgütü (BfW) aracılığıyla takip etmeye son vermelidir.

Aklı başında her birey bunu söylüyor ki, bu insanların tümünün BfW üzerinden veya Türkiye hükümeti ve istihbaratıyla işbirliği halinde takip edilmesinin artık sürdürülemeyeceği bilinmeli. Artık buna tahammül edemeyiz ve hem bunu söylemek hem de açlık grevcileriyle dayanışmamızı göstermek için buradayız.

Birgit Zwiekirsch: Almanya ve diğer ülkelerdeki demokratik güçler olarak Kürdistan’ın parçalarında ve Türkiye’de gerçek demokratik süreçlerin hayata geçirilmesi için çabalamalıyız. Yine ülkenizdeki meslektaşlarımızı desteklemeliyiz.

Alman hükümetinin Türkiye ile işbirliğini devam ettirmesini engellemek amacıyla da alttan bir hareket başlatmalıyız. Bizler bunu halk nezdindeki bilgilendirmeler yoluyla yapıyoruz. Alman halkının baskılar konusunda bilgilendirilmesi önemli. Tıpkı bizlerin de sendikamız içinde yaptığımız gibi demokratik süreçlerin talep edilmesi aynı zamanda bizim (Almanya) hükümetinin de görevidir”

Christian Katz: Ben öncelikle başka insanların hayatını korumak ve onların yaşamı için de mücadele amacıyla kendi yaşamlarını riske atan bu insanları selamlıyorum. Alman demokratik güçlerinin birleşmesi ve kamuoyuna gitmeleri gerekiyor.

Rojava’da bir kadın ona ‘ne yapmamızı istersiniz?’ diye sorduğmuzda ‘Türkiye’ye silah satışlarını engelleyin’ demişti. Bence bu önemli bir nokta. Bir diğer nokta ise tüm demokratik güçlerin birleşmesi ve Alman hükümetine baskı yaparak, Türkiye’de demokratik bir gelişme yönünde çalışmasıdır. Ve böylelikle uzun yıllardır süren faşist Türkiye yönetimine bağlılığını sonlandırmasıdır.

Umarım ki, bu baskı büyür ve Yüksel ile diğer 13 kişinin yaşamlarını tehlikeye atmalarına gerek kalmaz.

Heinrich Becker: Size GEW Hessen Eyalet Yönetimi’nin selamlarını getiriyorum. Hessen yönetimimiz de Öcalan ve diğer tüm tutsaklara yönelik tecrit uygulamasına karşı bu eylemi destekliyor.

Ben de  diğer meslektaşlarımın taleplerini destekliyorum.