HWR Türkiye Direktörü Emma Sinclair ise Türkiye cezaevlerinde bulunanların sayısının yüzde yirmisinin “terörle” mücadele yasaları altında tutuklandığını ifade etti.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Bern’de düzenlediği bir panel ve resepsiyonla İsviçre’de temsilciliğinin açılışını duyurdu. Bern Europaplatz’da düzenlenen panele İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ve Human Rights Watch Türkiye Direktörü Emma Sinclair konuşmacı olarak katılırdı. Panele İsviçreli ve Kürdistanlı çok sayıda insanın yanı sıra Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi protesto etmek için açlık grevinde olan bir grup eylemcide katıldı.

Modaratörlüğünü KESK eski Eşbaşkanı Lami Özgen’in yaptığı panelde ilk olarak İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan söz aldı.

‘TOPLUM BASKI ALTINDA TUTULUYOR’

Türkiye’de temel insan haklarının tamamen askıya alındığını söyleyen Türkdoğan, iktidarın Türkiye’deki herkesi potansiyel bir suçlu olarak gördüğünü ifade etti. “Terörle mücadele” adı altında bütün muhalif kesimlere yönelik büyük bir baskının olduğunu hatırlatan Türkdoğan, “Kürt’seniz PKK ile muhalif iseniz başka bir örgüte dayandırılarak ya tutuklanıyorsunuz ya da işinizden gücünüzden oluyorsunuz” dedi.

Toplumun bütün bir kesiminin baskı altında tutulduğunu söyleyen Türkdoğan, “Gazeteciler, insan hakları savunucuları, akademisyenler aklınıza gelecek bütün bir kesim potansiyel suçlu olarak görülüyor ve haklarında soruşturmalar açılıyor. Türkiye’de rejimi eleştirmek bir hak mı diyecek soracak olursanız ise binlerce insan rejimi eleştirdiği için veya düşüncesini dile getirdiği için yargılandı veya tutuklandı” ifadelerini kullandı.

‘İKTİDARDAN DÜŞMEKTEN KORKUYORLAR’

İktidarın gücünü kaybetmekten çok korktuğuna vurgu yapan Türkdoğan, şöyle devam etti: “Barış diyen, adalet talep eden annelerin yani Cumartesi Anneleri’nin eylemi yasaklandı. Hiçbir gerekçe gösterilmeden. Yani bir hükümet düşünün annelerle, barış diyen, adalet isteyen annelerle sorunu var. İktidar başka bir forma bir noktaya geçmiş durumda artık. İktidar hiçbir hakkı kullandırmamakta kararlı. Her küçük eylemin kendi iktidarlarını düşüreceğinden korkuyorlar. Görünüş de bir meclis var ama Türkiye’yi Erdoğan kararnamelerle yürütüyor. Avrupa’da bu noktada yeterince tepki göstermiyor.”

‘TÜRKİYE TEK MERKEZDEN YÖNETİLİYOR’

Türkiye’de terörle mücadele adı altında bütün insan haklarını askıya alındığını belirten Türkdoğan, AKP’nin savaş politikası ile ayakta kalmaya çalıştığını söyledi. Kürt sorunu çözülmeden Türkiye’ye bir demokrasi geleceği inancında olmadığını kaydeden Türkdoğan, “OHAL kaldırdılar ama yeni getirilen yasalarla Türkiye tek merkezden yönetiliyor. Bir meclis var ama hiçbir etkisi yok çünkü bütün kararlar tek bir merkezden alınıyor” dedi.

Hükümetin yerel secimler yaklaştıkça savaş politikalarını daha da körüklediğini söyleyen Türkdoğan, Mart ayındaki seçimlere giderken hükümetin muhalefet üzerindeki baskıyı daha da artacağını belirtti.

‘BARIŞI TARTIŞACAĞINIZ İNSANA TECRİT UYGULANMAZ’

Öcalan yönelik tecride de dikkat çeken Türkdoğan, Öcalan’ın bütün haklarından mahrum edildiğini ve bunun bilinçli bir politika gereği yapıldığını dile getirdi. Türkdoğan, “Öcalan’a yönelik tecrit sadece Öcalan’ın haklarının elinden alınması anlamına gelmiyor, bu durumla aynı zamanda toplumun bir bütününe yönelik tecrit politikası uygulanıyor. Öcalan PKK’nin lideri ve Türkiye’de barışı tartışabileceğiniz bir insan olarak kabul ediliyor. Yani Öcalan’a bu yapılıyorsa geriye kalan herkese her şey yapılabilir anlamına geliyor” diye ekledi.

SINCLAIR: TERÖRLE MÜCADELE YASALARI MUHALEFETE KARŞI KULLANILIYOR

Panelde Türkdoğan’ın ardından Human Right Watch Türkiye Direktörü Emma Sinclair söz aldı. Türkiye’de terörle mücadele yasaları adı altında muhalif kesimlere yönelik büyük bir baskı uygulandığını söyleyen Sinclair, artık Türkiye’de sadece Kürtlerin ve solcuların değil her kesimin bir hak ihlaline maruz kaldığını dile getirdi. Human Right Watch’ın 2018 Haziran raporuna göre Türkiye’de 250 bin insanın cezaevinde olduğunu söyleyen Sinclair, “Bu sayı bugün daha fazla, tutsak 250 bin insanın yüzde yirmisi terörle mücadele yasaları altında tutuklanmış. Bu büyük bir durum. Hiçbir ülkede bu rakamlara kolaylıkla rastlayamazsınız. Yani “terörle” mücadele yasaları muhalif olan her kesime yönelik çok açıktan kullanılıyor” dedi.