Akşam saatlerinde dün 87’inci gününü dolduran süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemcileriyle görüşen İsveç Yeşiller Partisi (Miljöpartiet) üyesi AP parlamenteri Bodil Valero, eylemcilerin sağlık durumlarının yanı sıra amaçları hakkında bilgi aldı.

HDP Temsilcisi Fayik Yağızay’ın da eşlik ettiği Valero, açlık grevi direnişçileri adına eylemci Yüksel Koç ile kısa bir görüşme gerçekleştirdi.

‘TECRİDİ KIRMAYANA KADAR DİRENİŞTEN TAVİZ VERMEYECEĞİZ’

Eylemlerinin sadece Kürtler veya Kürt Halk Önderi için olmadığını dile getiren Yüksel Koç, direnişleriyle aynı zamanda savaşı sonlandırmak ve halkların özgür yaşadığı bir barışı sağlamak istediklerinin altını çizdi. Tüm eylemcilerin belirli sağlık problemleri yaşadığını kaydeden Koç, “Ama bu tecridi ortadan kaldırmayana kadar direnişimizden taviz vermeyeceğiz. Avrupa Konseyi ve CPT’den tek isteğimiz barışın mimarı olan Sayın Öcalan’ın bu rolünü oynayabilmesi için avukatları ve ailesiyle görüşebilmesidir” diye konuştu.

Leyla Güven ve Nasır Yağız’ın oldukça kritik aşamadaki eylemlerine değinen Koç, cezaevleriyle birlikte binlerce kişinin katıldığı direnişin kararlılığına da vurgu yaptı.

VALERO: YILLARDIR SÜREN BU TECRİDE KARŞI ÇIKILMALIYDI

Açlık grevi direnişçilerinin cesaretine vurgu yapan İsveçli parlamenter Bodil Valero ise, eylemin başarıya ulaşacağına olan inancını paylaştı. Tecridin yıllardır sürdüğünü ve uluslararası kanunlara aykırı olduğunun altını çizen Valero, “Sadece Avrupa Birliği (AB) veya üye devletler değil, tüm ülkeler buna  karşı çıkmalıydı” diye konuştu.

Türkiye’nin aynı zamanda NATO üyesi olduğuna dikkat çeken Valero, Ankara ile ilişkide olan tüm devlet veya kurumların tecrit politikasına karşı çıkması gerektiğini vurguladı.

‘DÜNYA HALKLARI KÜRTLERE ÇOK ŞEY BORÇLU’

Yüksel Koç’un DAİŞ zihniyetinin arkasında Erdoğan ile devletinin olduğunu ve iktidarda olduğu müddetçe yeni DAİŞ’lerin çıkacağına dair sözlerini onaylayan Bodil Valero, en başından beri bu zihniyetin arkasında Erdoğan’ın olduğunun bilindiğini söyledi. Valero, tüm dünya halklarının DAİŞ zihniyetine karşı büyük bedeller ödeyerek, bitirilmelerini sağlayan Kürtlere borçlu olduğunu ifade etti.

Valero, tecridin kırılarak yeniden diyalogun sağlanmasının önemine vurgu yaparken, tecridin ortak sorunları olduğunu sözlerine ekledi.