İsveçli politikacılar: Öcalan'a tecrit hemen kalkmalı

İsveçli politikacılar Sarayo Post, Håkan Svennig ve Ann-Margareth Livh, İmralı tecridinin derhal kaldırılmasını istedi ve Leyla Güven'i destekledikleri mesajını verdi.

Avrupa Birliği Parlamenteri Sarayo Post, Sol Parti Milletvekili Håkan Svennig ve eski Stockholm Belediyesi Başkan Yardımcısı ve Uluslararası Sol Forum Başkanı Ann-Margareth Livh, Türkiye'deki diktatoryal uygulamalara tepki gösterdi, Leyla Güven'e destek verdi.

Avrupa Birliği Parlamenteri Sarayo Post, Sol Parti Milletvekili ve Dış Politika Sözcüsü Håkan Svennig ve eski Stockholm Belediyesi Başkan Yardımcısı ve Uluslararası Sol Forum Başkanı Ann-Margareth Livh, ANF'ye konuştu...

Avrupa Birliği'nde insan hakları ve demokrasi konusunda yaptığı çalışmalarla bilinen Feminist İnisiyatif'in Avrupa Parlamenteri Sarayo Post, Türkiye'deki gelişmelerin pek çok açıdan kaygı verici olduğunu söyledi.

Türkiye'ye birkaç kez gittiğini ve bakanlarla görüştüğünü belirten Post, bu görüşmelerde Kürt sorunu, cezaevlerindeki tutsakların durumu ve ülkedeki insan hakları ihlallerini gündeme getirdiğini söyledi.

'ÖCALAN'A TECRİDİ TÜRK BAKANLARLA GÖRÜŞMEMİZDE GÜNDEME GETİRDİM'

Leyla Güven'in Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecride karşı açlık grevini değerlendiren Post, “Öcalan'a uygulanan tecridi iyi biliyorum. Avrupa Birliği Delagasyonu olarak  Ankara'da Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı ile geçtiğimiz yılın Eylül-Ekim aylarında yaptığımız  görüşmelerde tecridi gündeme getirdim. Öcalan avukat ve ailesiyle görüşemiyor. Avrupa Birliği'ne yakınlaşmak isteyen bir ülke böyle yapamaz” dedi.

'ERDOĞAN SIĞINMACILARI KULLANIYOR'

Erdoğan'ın Suriyeli  sığınmacıları Avrupa Birliği'ne baskı yapmak için kullandığını söyleyen Post, “Erdoğan ABD ile arası bozulunca Avrupa Birliği ile ilişkleri düzeltmek istedi. Ama biz taleplerimizi açıkça belirttik. Bu taleplerden birincisi, hukuk devletiydi. İnsanlar hukuki temsilci talep edebilmeli ve adil yargılanmalı. Tüm bunları kendilerine söyledik” diye kaydetti.

'TÜRKİYE'DE HERKES BASKI ALTINDA'

110 bini aşkın kamu görevlisinin işine son verildiğini söyleyen Post, “Atılanların durumlarını ele alan kurumla görüştük. Bu sayıda insanın işten atılması korkutucu. Öte yandan gazeteciler, aydınlar ve LGBTİ kişilere yönelik baskılar var. Terör yasaları muhalifleri sindirmek için kullanılıyor” şeklinde konuştu.

Post, Leyla Güven ve açlık grevcilerine, “Neler olduğunu görüyoruz. Biz empati gösterip durumunuzu daha yakından takip edeceğiz ve daha fazla şeyler yapmaya çalışacağız. Kendimizi sizlerin yerine koyacağız, özgürleşmeniz için daha fazla çaba göstereceğiz” mesajını gönderdi.

Leyla Güven ve diğer siyasi tutsakların özgürleştirilmelerinin zamanı geldiğini söyleyen Post, “Kürtler ana vatanlarında özgür olmalı ve haklarını kullanabilmeli” diye ekledi.

'KADIN ÖRGÜTLERİ ORTAK BİR EYLEM DÜZENLEMELİ'

Eski Stockholm Belediyesi Başkan Yardımcısı ve Uluslararası Sol Forum Başkanı Ann-Margareth Livh ise Leyla Güven'i şahsen tanıdığını ve birkaç kez görüştüğünü söyleyerek, "Kürdistan'da tanıdığım en cesur politikacılardan biri. Uzun süreden beri açlık grevini sürdürüyor. Sağlığı kritik bir aşamada” dedi.

Güven'in açlık grevi ve sağlığının yeteri kadar kamuoyunun gündemine getirilmediğini söyleyen Livh, “Ben onunla iletişime geçemediğim ve kendisini ziyaret edemediğim için üzüntü duyuyorum. Stockholm'de Leyla için bir dayanışma eylemi düzenlemeliyiz. Bir gösterinin durumu değiştireceğini sanmıyorum ama kadın örgütlerinin ortak bir eylem düzenlemesi önemli” dedi.

Cezaevindeki tutsakların dış dünyanın kendilerini unutmadıklarını bilmelerinin önemine dikkat çeken Livh, Güven ve açlık grevcilerine sonuna kadar destek olacaklarına vurgu yaptı.

'GÜVEN VE TÜM SİYASİ TUTSAKLAR SERBEST BIRAKILMALI'

Sol Parti Milletvekili ve Dış Politika Sözcüsü Håkan Svennig, Türk devletinin Öcalan'ın haklarına saygı göstermediği için Leyla Güven'in açlık grevine girmek zorunda kaldığını söyledi.

Türkiye'nin Efrîn'in işgaline karşı çıktıkları için insanları cezaevlerine atmasının çok absürt olduğunu söyleyen Svenning, “Türkiye başta bunlar olmak üzere siyasi nedenlerden dolayı Leyla Güven'in de aralarında bulunduğu  tutukladığı tüm insanları serbest bırakmalı.

Hükümetin kurulmasından sonra Leyla Güven ve açlık grevcilerinin durumlarını parlamentonun gündemine getireceklerini söyledi.

Milletvekillerinin görüşlerini açıkladıkları için tutuklanmalarının kabul edilemeyeceğini söyleyen Svennig, “Leyla Güven, Selahattin Demirtaş ve diğer HDP'lilerin serbest bırakılmaları için uluslararası baskı gerekli. Bir siyasi parti liderinin cezaevinde tutulması sürdürülebilir bir şey değil" diye belirtti.

'SEÇİMLER ADİL VE ŞEFFAF DEĞİL'

Sevennig, Mart ayında yapılacak seçimlerin şefaf ve adil olmayacağını söyleyerek, “Son seçimlerde HDP'ye seçim çalışmaları yapma olanağı tanınmadı. Aday olanlar tutuklanma tehdidi ve riski altında. HDP üyeleri bile taciz ediliyor, baskıya uğruyor ve tutuklanıyor. Daha önce halkın seçtiği belediye başkanları görevden alındı” dedi.

Türkiye'de ifade ve basın özgürlüğü ihlallerinde de belirgin bir artış görüldüğünü hatırlatan Svennig, “Türkiye'de artık ifade özgürlüğünden söz edilemez. Düşüncelerini açıklayanlar tutuklanıyor. Bundan dolayı artık Türkiye'yi demokrasi olarak kabul edemeyiz. Daha önce bu tartışmalıydı ama gelinen noktada Türkiye'nin demokrasi olmadığını söyleyebiliriz” dedi.