Kürt siyasi hareketinin 32 yıllık yolculuğu – DOSYA I

1990'da HEP ile başlayan Kürt siyasi hareketinin serüveninde, 2009 yılına kadar 7 parti mahkeme kararıyla kapatıldı, 2 parti kendini feshetti. Demokratik Toplum Partisi’nin kapatılmasından 12 yıl sonra bu kez HDP kapatılma riskiyle karşı karşıya.

12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından Kürt hareketleri dağılmış, kimileri siyaset tarihinden silinmişti. Ancak Kürt Özgürlük Mücadelesi Mazlum Doğan, Kemal Pir ve Dörtler’in açtığı direniş yolunda ilerleyerek, mücadeleyi kitleselleştirmişti. Darbeden 10 yıl sonra yeniden siyaset sahnesine çıktı.

Halkın Emek Partisi (HEP) Kürt sorunu çevresinde toplanan isimler tarafından 7 Haziran 1990’da kuruldu. Seçim barajına takılma ihtimalinin belirmesi üzerine HEP adayları 20 Ekim 1991’de yapılan genel seçimlerde Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) listesinden seçimlere katıldı. 18 HEP’li milletvekili seçildi. SHP listelerinden meclise giren 18 ismi ve HEP’i Kürdistan, Türkiye ve dünya kamuoyuna taşıyan moment, 6 Kasım 1991’deki yemin töreni oldu. TBMM Genel Kurulu milletvekili yemini için toplandığı sırada, kürsüye gelen Amed Milletvekili Hatip Dicle, yeminini okumadan önce “Ben ve arkadaşlarım bu metni anayasanın baskısı altında okuyoruz” dedi. DYP ve ANAP milletvekilleri sıralara vurarak, Dicle’yi linç etti.

HEP VE ÖZDEP BİRLİKTE KAPATILDILAR

Ardından Leyla Zana kürsüye yakasında sarı-kırmızı-yeşil renkleri taşıyan bir mendil ve başında aynı renklerde bir saç bandı ile çıktı. Zana, yeminin ardından Kürtçe, “Min vê sondê ji bo gelê Kurd û gelê Tirk xwend (Bu yemini Türk ve Kürt halkı adına ediyorum)” sözlerini söyleyince, Dicle’yi linç eden sıralar, bu kez Zana’ya yöneldi.

Tarihe ‘yemin krizi’ olarak geçen olayın ardından HEP milletvekilleri 31 Mart 1992’de SHP'den istifa etti. Yemin krizinin ardından yapılan parti kongresinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, ‘PKK bayrakları açılması’ iddiasıyla HEP hakkında soruşturma açtı. HEP’in kapatılma ihtimali belirince, 25 Haziran 1992’de Özgürlük ve Demokrasi Partisi (ÖZDEP) kuruldu. Bu sırada 3 Temmuz 1992’de HEP'e kapatma davası açıldı. Dava 14 Eylül 1993’te HEP’in kapatılmasıyla sonuçlandı. Kürt siyasi hareketi, bu olay ile birlikte ilk kez parti kapatmayla tanışmış oldu. HEP’in yedeği olarak kurulan ÖZDEP hakkında da kapatma davası açıldı.

DEP’E KATALOG SALDIRILAR

Kürt siyasetinin HEP’in ardından kurduğu üçüncü parti Demokrasi Partisi (DEP) oldu. 7 Mayıs 1993’te Yaşar Kaya’nın başkanlığında kurulan DEP’in ilk milletvekilleri SHP listesinden meclise giren isimler oldu. DEP’in 1.Olağan Kongresi’nden sonra 7 Genel Merkez yöneticisi gözaltına alındı, Mardin Milletvekili Mehmet Sincar ile Batman İl Yöneticisi Metin Can katledildi. Genel Başkan Yaşar Kaya da 16 Eylül 1993’te Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından tutuklandı.

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 23 Kasım 1993’te ÖZDEP'i de kapatması üzerine Kürt siyaseti ikinci kez parti kapatmayla yüz yüze kaldı.

DEP’in 12 Aralık 1993’teki 1. Olağanüstü Kongresi’nde Genel Başkanlık görevine Hatip Dicle seçildi. Ancak kongreden 10 gün önce 2 Aralık 1993 tarihinde DEP'e de kapatma davası açıldı. Açılan davada "DEP'in Barış Çağrısıdır" başlıklı bildirisi ve Yaşar Kaya'nın çeşitli konuşmaları gerekçe gösterildi. Kapatma davası sürerken TBMM’nin 2-3 Mart 1994’teki genel kurullarında 13 DEP milletvekilinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına karar verildi.

DEP MİLLETVEKİLLERİ TUTUKLANDI

2 Mart 1994'te Hatip Dicle, Leyla Zana, Orhan Doğan, Ahmet Türk, Sırrı Sakık ve Şırnak bağımsız milletvekili Mahmut Alınak'ın dokunulmazlığı kaldırıldı. Aynı gün Orhan Doğan ve Hatip Dicle meclisten çıkarken gözaltına alındı. Leyla Zana, Ahmet Türk, Sırrı Sakık, Sedat Yurttaş, Selim Sadak, Mahmut Alınak, Hatip Dicle, Orhan Doğan 16 Mart'ta tutuklanarak Ankara Merkez Cezaevi'ne gönderildi.

Türkiye, bu dava nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde mahkum oldu.

KÜRT SİYASETİ HADEP İLE DEVAM ETTİ

DEP’in kapatma davası sürerken, Kürt siyasi hareketi 11 Mayıs 1994'de Murat Bozlak başkanlığında Halkın Demokrasi Partisi’ni (HADEP) kurdu. 1995 milletvekilliği seçimlerinde bir buçuk milyona yakın oy alan HADEP, seçim barajını geçemediği için meclise giremedi. HADEP 1999 yerel seçimlerinde Amed Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere Ağrı, Batman, Bingöl, Hakkari, Siirt, Van’ın da aralarında bulunduğu 37 belediyeyi kazandı. Bu sırada Anayasa Mahkemesi 16 Haziran 1994’te DEP’in kapatılmasına karar verdi.

AYM’NİN KÜRT FOBİSİ!

24 Haziran 1996’daki HADEP 2. Olağan Kongresi'nde ‘Türk bayrağı indirildiği’ gerekçesiyle Genel Başkan Bozlak ve 50 parti meclisi üyesi sabaha karşı kongre salonunda gözaltına alındı. Bozlak ve PM üyeleri, Ankara DGM tarafından tutuklandı.

1 Kasım 1998’deki 3. Olağan Büyük Kongresi'nde HADEP’in Genel Başkanlığa Murat Bozlak tekrar seçildi. DGM Savcısı Talat Şalk'ın talimatıyla, HADEP il ve ilçe örgütleri polis tarafından basıldı, arşivlere el konuldu. Baskınlar sırasında 270'i yönetici olmak üzere, il ve ilçe binalarında bulunan 3 bin 215 kişi gözaltına alındı. 29 Ocak 1999’da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, HADEP'in kapatılması için, AYM’ye iddianame sundu. Ayrıca partinin 18 Nisan seçimlerine katılmaması için de AYM’den önlem alınmasını istedi.

HADEP’LİLERE SİYASİ SOYKIRIM SALDIRISI         

Nisan 1999’daki yerel seçimlerde HADEP, Amed Büyükşehir Belediyesi’nin de aralarında bulunduğu, 37 il ve ilçe belediyesini kazandı. Ancak partinin, genel seçimlerde aldığı oy, 34 milletvekili çıkarmasına yetse de yüzde 10 barajı nedeniyle meclise girmesi mümkün olmadı. 28 Haziran 1999’da Ankara 1 No’lu DGM'ce verilen cezaların Yargıtay tarafından onanması üzerine HADEP Genel Başkanı Bozlak ve birçok parti yöneticisine siyasi yasak getirildi. Bozlak’ın yerine Ahmet Turan Demir, HADEP Genel Başkan Vekilliği'ne getirildi. Demir, Olağanüstü Kongre’de genel başkan olarak seçildi.

19-28 Şubat 2000’de yapılan siyasi soykırım saldırılarında HADEP’in Amed Büyükşehir Belediye Başkanı Feridun Çelik, Siirt Belediye Başkanı M. Selim Özalp, Bingöl Belediye Başkanı Feyzullah Karaaslan, jandarma tarafından gözaltına alındı. Belediye binaları jandarma ve polis tarafından arandı. 3 belediye başkanı tutuklanarak Diyarbakır Cezaevi'ne konduktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi.

2002 yılında Sosyalist Enternasyonal'e kabul edilen HADEP, 13 Mart 2003’te AYM tarafından "terör odağı haline gelmesi" gerekçesiyle oy birliğiyle kapatıldı.

SÖZ SIRASI DEHAP’TA

AYM’nin kararının ardından Kürt siyaseti bu kez 24 Ekim 1997’de Demokratik Halk Partisi’ni (DEHAP) kurdu. DEHAP’ın 1. Olağan Kongresi’nde Veysi Aydın genel başkanlığa seçildi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Veysi Aydın'ın üyeliğini düşürmesi üzerine DEHAP 1. Olağanüstü Kongresi yapıldı; genel başkanlığa Mehmet Abbasoğlu seçildi. Bu sırada 35 belediye başkanı HADEP kapatılınca DEHAP'a geçti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) DEHAP'ın seçimlere girmesinin engellenmesi için başvuruda bulundu ancak seçime bir hafta kala YSK, DEHAP'ın seçimlere katılmasına karar verdi.

3 Kasım 2002 Genel Seçimlerinde DEHAP yüzde 6,23 oy aldı ve barajı geçemedi. Aynı yıl Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, DEHAP merkez yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Partinin eski 4 yöneticisi hakkında dava açıldı.

DEHAP’A DA KAPATMA DAVASI

13 Mart 2003’te Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, DEHAP hakkında AYM’de, "örgütlenmesi tamamlamadan seçimlere girdiği" iddiasıyla kapatma davası açtı. Davadan kısa süre sonra 2 Nisan 2003’te DEHAP, Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme önerilerini içeren bir deklarasyon yayınladı. Deklarasyonun ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, ek bir iddianameyle, "yasadışı bir örgütün odağı olduğu" iddiasıyla DEHAP'ın temelli kapatılması için ikinci kez AYM’de dava açtı.

Bir kez daha partilerinin kapatılması riskiyle karşı karşıya kalan Kürt siyasi hareketi, 6 Haziran 2003’te Özgür Parti adıyla yeni bir parti kurdu. Partinin başına Ahmet Turan Demir getirildi. DEHAP 2. Olağanüstü Büyük Kongresi’nde Genel Başkanlığa Tuncer Bakırhan seçildi.

DEHAP ve ÖP FESHEDİLDİ

28 Mart 2004’teki yerel seçimlerde DEHAP, SHP, ÖDP, EMEP, SDP ve Özgür Parti, "Demokratik Güç Birliği" adı altında ortak adaylarla seçime girdiler. Bu blok seçimlerde 5 il, 33 ilçe, 31 belde belediye başkanlığı kazandı. DEHAP, 19 Kasım 2005’te, Özgür Parti ise 26 Haziran 2007’de kendilerini feshetti.

DTP İLE BİRLİKTE EŞBAŞKANLIK

Fesih kararlarının ardından bu kez Demokratik Toplum Partisi (DTP) kuruldu. DTP’nin kurulmasıyla birlikte ilk kez Kürdistan ve Türkiye’de bir siyasi parti eş genel başkanlık sistemine geçti. Bir erkek bir kadın genel başkanın bulunduğu sistem Türkiye’de yasal olmasa da, DTP’nin kurulmasıyla Kürt siyasi hareketi tarafından yürürlüğe girmeye başlandı. 9 Kasım 2005'te kurulan DTP’nin ilk eş genel başkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk oldu. 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinde yüzde 10 seçim barajını aşabilmek için, bağımsız adaylarla seçime giren DTP, 20 milletvekili çıkardı. Ancak DTP de kapatılmaktan kurtulamadı! Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, 16 Kasım 2007'de DTP hakkında kapatma davası açtı. Kapatma davası sürerken DTP, 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde 99 belediye kazandı. Nisan 2009’daki ‘KCK Operasyonları’nda DTP’nin binin üzerinde üyesi tutuklandı. DTP 11 Aralık 2009’da AYM tarafından Kürt siyasetinin kapatılan son partisi oldu.

KÜRTLERİN YENİ PARTİSİ: BDP

Kürt siyasi hareketi, DTP’nin kapatılmasının ardından Barış ve Demokrasi Partisi’ni (BDP) kurdu. DTP'nin siyasi yasaklı 4 belediye başkanı haricindeki 94 belediye başkanı, 23 Aralık 2009'da Amed’de yapılan bir törenle BDP'ye katıldı. 19 eski DTP'li milletvekili ve İstanbul bağımsız Milletvekili Ufuk Uras 25 Aralık 2009'da BDP'ye geçti. Bu gelişmelerle birlikte parti, mecliste grup kurdu.

2011 genel seçimlerinde 61 bağımsız adayla seçime giren Kürt siyaseti, TBMM’de 36 koltuk kazandı. Ancak KCK davasından 5 yıl tutuklu kalan, Hatip Dicle'nin kesinleşmiş yaklaşık iki yıllık hapis cezası olduğu gerekçesiyle milletvekilliği düşürülünce sayı 35'e indi. Siyasi yasaklı milletvekilleri bağımsız kalınca, BDP mecliste 29 milletvekiliyle grup kurmak zorunda kaldı.

BDP ve HDP’NİN DOĞUŞU

15 Ekim 2012 tarihinde Fatma Gök ve Yavuz Önen eşbaşkanlığında, Halkların Demokratik Partisi (HDP) adıyla yeni bir parti kuruldu. BDP, Devrimci Sosyalist Parti, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi, Yeşiller ve Sol Gelecek gibi partilerle birlikte Halkların Demokratik Partisi’ne katıldı. Kürt siyaseti Türkiye solunun bazı parti ve örgütleri, HDP adı altında toplandılar.

BDP, DBP’YE EVRİLDİ

28 Nisan 2014'de BDP milletvekilleri HDP'ye geçse de belediye başkanları ve yerel yöneticiler BDP’de kaldı. Halen tartışmalara konu olan 7 Haziran 2015 seçimlerinde yüzde 13,12 oranında oy alan HDP, 80 milletvekili çıkarttı. 1 Kasım 2015'de yenilenen seçimde ise yüzde 10,76 oranında oy alarak 59 milletvekilliği kazanabildi. BDP ise 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde 102 belediye kazandı. BDP belediyelere de eşbaşkanlık sistemi getirdi. BDP 11 Temmuz 2014'teki 3. Olağan Kongresi'nde Demokratik Bölgeler Partisi adını aldı. Kamuran Yüksek ve Emine Ayna DBP'nin ilk eş genel başkanları oldu. Bazı DBP’li belediye eşbaşkanlarının öz yönetim ilanlarından sonra Türk devletinin çok yönlü saldırıları neticesinde tutuklandılar. DBP’nin 10 il, 72 ilçe, 12 belde olmak üzere 94 belediyesine kayyumlar atandı. 95 belediye eşbaşkanı tutuklandı. Kürt siyaseti Kürdistan ve Türkiye genelinde HDP, yerelde ise DBP ile siyasete devam etti.

KAYYUMLAR VE HDP’NİN KAPATILMA SÜRECİ

2019’daki yerel seçimlere HDP çatısı altında giren Kürt siyasi hareketi 3 büyükşehir, 5 il ve 50 ilçe olmak üzere toplam 58 belediye kazandı. Ancak seçimlerden kısa süre sonra Amed, Mardin ve Van Büyükşehir Belediyelerine kayyumlar atandı. İkinci kez kayyum atamaları başlamıştı. Aradan geçen sürede HDP’li 49 belediyeye daha kayyumlar atandı.

2018 genel seçimlerinde yüzde 11,7 oy alarak 67 milletvekili çıkaran HDP de kapatılma davasıyla karşı karşıya. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı HDP’nin kapatılarak, 600’ü aşkın üyesine siyasi yasak getirilmesini istedi. Hazırlanan iddianamede, HDP’nin kapatılan diğer Kürt partilerinin devamı olduğuna vurgu yapıldı.

AKP-MHP faşist ittifakının son 7 yılda Kürtlere yönelik başlatmış olduğu çöktürme planının devamı olan siyasi partiyi tasfiye etme, Kürtleri siyasi öncüsüz kılma ve ırkçı saldırılarla iktidarı elinde tutma çabaları, Kürt halkının çetin direnişine çarpıyor. Giderek Türk seçmenler arasında da meşruiyetini ve cazibesini kaybeden AKP-MHP ittifakı, çareyi Kürt siyasetini yasaklayarak bulmaya çalışsa da Kürtlerin son 32 yıllık siyasi tarihine bakıldığında bu çabanın muvaffak olması hiç gerçekçi görünmüyor.

Yarın: HDP Eşbaşkan Yardımcısı Ayşe Acar Başaran’ın Kürt siyasi hareketinin partilerinin kapatılma süreçlerine ilişkin değerlendirmeleri