Irak krizinde son tango!

Irak’ta devam eden gösteriler sürüyor. İran yanlısı grupların dayatması ile Cumhurbaşkanı Berhem Salih’in istifa etme noktasına kadar gelmesi, krizin iç savaşa doğru gitmesini tetikliyor.

Irak’ın başkenti Bağdat ile Arap Şiilerin yaşadığı Necef, Kerbela, Zikkar, Mussenna, Missan, Divaniye, Nasıriye kentlerinde üç ay önce başlayan hükümet karşıtı gösteriler devam ediyor. Protesto gösterileri Irak yönetiminin hizmet yetersizliği, işsizlik ve en başta da yolsuzluğa karşı çıkmak, daha fazla hizmet yapılması, işsizlere iş bulunması ile yönetimin en üst kademesinden en alt kademesine kadar yolsuzluğa bulaşanların yargılanması talebi ile başladı. Protesto gösterilerinde bu talepler ileri sürülmekle beraber Irak’taki İran egemenliğine de karşı çıkılıyordu. Gösterilerin hemen hemen hepsinde İran’ın Irak’tan çıkması, Irak hükümeti ve yönetimi içindeki etkinliğinin kırılması talep ediliyordu. Irak’ta devam eden gösterilerde göstericilere silahlı müdahalede bulunuldu, hemen hemen her yerde. Bundan ötürü 500’ün üzerinde gösterici yaşamını yitirdi. 20 binden fazla gösterici de yaralandı. Göstericiler, İran’a olan karşıtlıklarını İran’a bağlı Haşdi Şabi gruplarından Bedir Tugayları, Asayip Ul Hak gruplarının merkezleri ile karargâhlarını yakarak gösterdi. Bu merkez ve karargâhlardan göstericilere açılan ateş sonucu da çok sayıda gösterici öldü. Göstericiler ile İran’a bağlı bu gruplar arasında yaşanan kısa süreli çatışmalarda Haşdi Şabi üyelerinden de ölenler oldu. Göstericiler ölen bu Haşdi Şabi üyelerinin birçoğunun kimliklerine el koydu. El koydukları kimliklerin İran’a ait olduklarını kamuoyuna açıklayarak kendilerini öldürenlerin İranlı olduklarını söyledi. Göstericiler, Iraklılar olarak Irak’ın kendilerinin olduğunu, Irak’ın İran’a yakın olmayan bir hükümet ve parlamento tarafından yönetilmesini gösterilerinin tamamında en yüksek sesle dile getirdi. Bu taleplerini 20 maddelik talepler listesi şeklinde açıkladı; Bağdat Tahrir Meydanı'na astı.  

TALEPLER

Göstericilerin taleplerinin başında, 2018 yılı Ekim ayı sonunda kurulan Adıl Abdulmehdi hükümeti ile Irak Parlamento Başkanı Muhammed Halbusi’nin de daha fazla İran’a yanaştığı için istifaları isteniyordu. Gösterilerin ilk süreçlerinde bu taleplere kulaklarını kapatan Başbakan Adıl Abdulmehdi, 29 Kasım'da başbakanlıktan istifa etti.

Abdulmehdi’nin istifasından sonra yasal olarak Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih'in, 15 gün içinde yeni hükümeti kurmak için başbakan adayları arasında bir görevlendirme yapması gerekiyordu. Bu süre 19 Aralık'ta doldu. Ancak herhangi bir görevlendirme yapılamadı.

Görevlendirme yapılamamasının nedeni Irak’ta fazlasıyla parçalı olan siyasal yapı  ve taraflar arasındaki anlaşmazlık. Irak’ta Şiiler kendi aralarında İran’a yakın ve yakın olmayanlar biçiminde ikiye bölünmüş durumda. Bazı çevreler tarafından bu durum İran yanlısı ve ABD yanlısı Şiiler olarak da adlandırılıyor. ABD yanlısı Şiiler olarak yansıtılan Mukteda El Sadr, Amr Hekim, Haydar Abadi gibi kesimler ABD yanlısı olmaktan çok Arap Şiiliğinin Fars Şiiliğinden ayrı olduğu, Şia’nın ideolojik merkezinin Necef ve Kerbela olduğu, Kum’un olmadığı noktasından yola çıkıyor. Bunu yaparken Suudi Arabistan üzerinden ABD ile ilişki içinde olanları da var. Ayrıca Haydar Abadi gibi kesimler üzerinden İngiltere’ye yakın olanlar da var.

İran yanlısı Şiilere ise Nuri Maliki, Hadi Amiri, Falih Feyyaz gibi isimler ile Haşdi Şabi’nin yönetiminde yer alanlar öncülük ediyor.

Sünniler kendi aralarından Şiilerden çok daha fazla parçalanmış durumda. Usama Nuceyfi, Xemis Xençer, Zafer El Ali, Selim Cuburi’nin öncülüğünü yaptığı kesimler daha çok AKP ve Türkiye yanlısı bir siyaset izliyor. İyyad Alavi’nin başını çektiği kesimler ABD’ye yakın durmaya çalışırken, İran ile de ilişkilerinin iyi olmasını istiyor. Sünniler arasında en belirgin olan bu kesimler dışında daha birçok kesim çeşitli liste isimleri ile Irak’taki siyasi parçalanmışlık içinde yerini alıyor.

Şiiler ve Sünniler kendi aralarında çok sayıda parçaya bölünmüş olsalar da birbirleriyle de ciddi çelişkiler yaşıyor. Yeni yada herhangi bir başbakan adayının belirlenebilmesi için bu parçalılık içinde yer alam tüm siyasi kesimlerin uzlaşması gerekiyordu. Yeni başbakanın görevlendirmesi için bu kesimler arasında bir uzlaşma ortaya çıkmadı. Ancak bu kez sadece bu siyasi tarafları ikna etmek ve onlar arasında bir uzlaşmanın sağlanarak başbakan adayının belirlenmesi yetmiyordu. Çünkü son üç aydır meydanlarda gösteri yapan yüz binlerce -çoğu Arap Şii- Iraklının da belirlenecek yeni başbakan adayına onay vermesi gerekiyordu. Siyasi taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığı için ve liste, koalisyon ve partiler tarafından gösterilen adaylar protestocuların vetolarına takıldığı için Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih, en son 21 Aralık'a kadar hükümeti kurmak için yeni bir başbakan adayını görevlendiremedi.

İRAN, BİNA KOALİSYONU ÜZERİNDEN DEVREYE GİRDİ

Irak’ın başkenti Bağdat ve Arap Şiilerin yaşadığı kentlerde eylemlerine devam eden protestocular, Arap Şii Liderlerden Mukteda El Sadr ve en son Irak’taki Şii Din Lider Ali Sistani, Irak’ın içinde olduğu krizden çıkması için erken seçim istediler. Böylece Irak’ta var olan parlamento anlamını yitirmiş durumda. Bu parlamentodan da yeni bir hükümetin çıkmasının mümkün olmadığı düşünülüyor. Var olan mecvut parlamentodan yeni bir hükümet arayışına girmenin, krizi çözmek yerine daha da derinleştireceği belirtiliyor. Çünkü Şiilerin en yetkili ağızlarından yapılan açıklamalar kurulabilecek bir hükümetin mümkün olmayacağını gösterdiği gibi, kurulması durumunda da yaşayamayacağını işaret ediyor. Elbette Irak’ta yaşanan bu durum İran’ın işine gelmiyordu. Çünkü başlayan krizin baş sorumlusu olarak göstericiler tarafından İran gösteriliyordu. Gösterilerde de o yüzden tepkiler sürekli İran’a yöneliyordu. Zaten başlayan krizin nedenlerinden birinin de Irak’taki Haşdi Şabi olmasından ötürü yaşanan gelişmelerden en zararlı çıkan İran oldu.

Bu durumda İran, kendisine yakın ve Şii gruplar ile Sünni grupların içinde yer aldığı Bina Koalisyonu’nu Irak Cumhubaşkanı'na baskı yapmak için harekete geçirdi. Bina Koalisyonu, Irak’taki tüm kesimlerin, en başta da yüz binlerce göstericinin talep ettiği erken seçim yerine seçime gerek olmadığını belirtti, var olan parlamento içinden ve en büyük grup kendileri olduğu için hükümeti kurması için belirledikleri adaya cumhurbaşkanının yetki vermesini istedi. Bina Koalisyonu'nun bu baskısının İran’ın baskısı olduğu açık. Zira İran bu durumda Irak’ta bir seçime gidilmesini istemiyor.

İran, Bina Koalisyonu üzerinden Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih’e, gösterdikleri adayı bir gün içinde görevlendirmesi baskısını dün daha da arttırdı. Öyle ki ya gösterdikleri adaya hükümet kurması için yetki vermesi yada Cumhurbaşkanlığından istifa etmesi istendi.

Salih, Bina Koalisyonu'nun gösterdiği adayın göstericiler tarafından kabul edilmediğini, göstericilerin şiddetle karşı çıktığı için görevlendirme yapmadığını, istifa etmeye de hazır olduğunu söyledi.

Berhem Salih’in bu çıkışı partisi olan YNK tarafından da desteklendi. Bu çıkışı ABD’nin, İran baskısına karşı yaptırdığı yönünde yaygın görüşler var.

Böylece, İran ile ABD arasında Irak’ta hükümet üzerinde yürütülen mücadelenin bu kadar bariz bir şekilde dışa vurularak yapılması da kanıtlanmış oldu.

GÖSTERİCİLER, BERHEM SALİH'İ SAHİPLENDİ

Berhem Salih’in istifa etmesi Irak’ta üç ayını doldurmak üzere olan hükümet karşıtı gösterilerden doğan krizi daha da derinleştirecek. Hatta adım adım iç savaşa doğru bir gidişin başlangıcı bile olabilir. Bu iç savaşın ateşleyicisi de İran olacak. Zira İran Suriye’den sonra Irak ve Lübnan’da da iç savaşlar çıkararak kendisine yönelik tehdit ve tehlikeleri iç savaş çıkarılan ve kendisinin nüfuzunun olduğu ülkelerde karşılamaya hazırlanıyor.

İran, bu tehlikeli adımı Berhem Salih’in istifası üzerinden kurgularken, Salih de üç aydır meydanda olan göstericileri arkasına alan bir hamle yaptı. Göstericiler tarafından yapılan açıklamalarda, Berhem Salih'in yetkisini kötüye kullanmadığı, yasalara göre hareket ettiği vurgularında bulunuldu. Bunun yanı sıra Bağdat’ın Tahrin Meydanı'na Berhem Salih’in büyük bir posterinin altına, "haklarımızı, Iraklıların haklarını savunduğun için teşekkür ediyoruz Dr. Berhem Salih" yazısının olduğu dev bir poster asıldı.

Berhem Salih’in göstericileri İran’ın baskısına karşı arkasına alması bazı çevreler tarafından ABD’nin İran’a karşı üstün gelmeye başladığı şeklinde değerlendiriliyor. Peki, İran buna karşı sessiz kalır mı?