Demokratikleşme fırsatını iyi kullanmalı

Önder Apo’nun attığı adım ve geliştirdiği proje bütün bu süreçleri aşacak ve çözüme evirecektir. Stratejik bir adımın atıldığını bilerek demokrasi ve özgürlüklerden yana güçlerin süreci sahiplenmesi ve Sırrı Süreyya Önder’in bayrağını devralması gerekir.

Önder Apo’nun "Barış ve demokratik Toplum Çağrısı" Türkiye’nin önünü açacak, tarihi gelişmelere yol açacaktır. Ayrıca Çağrı bölgede ve dünyada olumlu karşılandı. Bölgedeki güçler ve bölgeyle ilgilenenler Kürtlerin mücadelesinin gücünü ve etkisini görüyor ve biliyorlardı. Kürtleri bastırmak ve tasfiye etmek için Türk devleti hem kendi içinde hem de Irak ve Suriye’de savaş halinde. Bölgeyi istikrarsızlaştırıyor, kriz ve kaosu derinleştiriyordu. Bölgede bulunan başta ABD ve Avrupalı güçleri de zorluyordu. Rojava’da Kürtleri ezmek ve kazanımlarını ortadan kaldırmak için ABD ve diğer güçlerle sürekli bir gerginlik ve çekişme içindeydi.

Türkiye için DAİŞ ve El Kaide gibi örgütler, ittifak yapılacak güçler olmuştu. Bütün dünya bu çağdışı hareketlere ve katliamlarına karşı birleşmiş durumdayken Türk devleti onlarla iç içeydi. Şimdi de HTŞ’yle iç içe. Kürtlere karşı ittifak yapmadığı güç bırakmadı. Bu karanlık güçleri hep Kürtlere tercih etti. Bu karşıtlığı ve düşmanlığı anlamak ve açıklamak zor, akıl sınırlarını zorluyor.

Türkiye bu sorunu barışçıl ve demokratik yollarla çözme yerine bildik bastırma ve ezme yolunu tercih etti. Tabii ki, faturası çok ağır oldu. Ekonomi dibe vurdu. Demokratik kazanımlar budandı, süreç otoriter, tek kişi yönetimine evrildi. Hukuk ve adalet yerle bir edildi. Yoksulluk arttı, enflasyonla halk soyulur oldu. Devlet olanakları talan edildi, doğa yağmalandı. Büyük bir ahlaki çürüme ve yozlaşma ortaya çıktı. Adeta toplum kırım yaşandı. Türkiye içinden çıkılmaz çoklu krizlerin mekanı oldu.

Bütün bu sorunların kaynağında da Kürtlere karşı yürütülen savaş vardı. AKP iktidarı son on yıldır aralıksız bir savaş sürdürdü. Savaşı iktidarını sürdürme aracına dönüştürdü. Savaşmadan ayakta kalamaz hale geldi. Toplumu bastırmanın ve muhalefeti susturmanın en etkili silahı savaş oldu. Psikolojik savaş harekatları, milliyetçiliğe sarılma, dini iktidarın ve savaşın hizmetine koşma yönetme biçimine dönüştü.

Bölge zaten karışık, savaş ve krizler bitmiyor. Türkiye buna hep yenilerini ekledi. Komşularla sıfır sorundan herkesle ağır sorunlu hale geldi. Bu krizlerden ve çıkmazlardan nasıl kurtulacağını da bilmez durumda. Ordusunu Irak ve Suriye’den çekmiyor. ABD ve Avrupa’yla sorunlu. Sözde AB’ye gireceklerdi ama tersi oldu. Bu hedeften giderek uzaklaşıldı. Bütün dünyayla Kürtler yüzünden kavgalı hale gelmiş. Herkesle Kürtler üzerine pazarlık yapıyor, destek istiyor. Büyük kaynaklar harcanıyor, sınırsız bir enerji kullanılıyor.

İşte Önder Apo’nun yaptığı çağrı bu açıdan çok önemli. Eğer süreç provoke edilmez veya iktidar çark etmezse bu ağır sorunlar çözüm yoluna girecek. Kürt’üyle Türk’üyle herkes kazanacak. Savaş ve çatışmalı ortam sonlanırsa Türkiye rahat bir nefes alacak. Muhalefet üzerindeki baskılar kalkacak. Hukuk bir biçimde işler hale gelecek. Sol Sosyalist güçler daha özgür bir ortamda çalışma olanaklarına kavuşacak. Devletin elinde "Terör, bölücülük’’ gibi silahlar alınacak. Kayyım sisteminin siyasi ve hukuki bir zemini kalmayacak.

Anlattıklarımız bütün sorunlar birden ortadan kalkacak anlamına gelmiyor. Bu yönlü mücadele ne kadar güçlü ve örgütlü yürütülürse özgürleşme ve demokratikleşme düzeyi de o kadar artacaktır. Ama şimdiki gibi ortam boğuntuya gelmeyecektir. Türkiye Kürt sorununu bir biçimde çözerse, Kürt gerçeğini kabul ederse artık faşizme dur diyebilecektir. Görüldüğü gibi hükümet CHP’yi devlet gücünü, adli sistemi kullanarak devre dışı bırakmaya çalışıyor. İstanbul gibi bir yere bile kayyım atamaya bakıyor. CHP bir biçimde direniyor. Ama bu haliyle başına nelerin getirileceği kestirilemiyor. Çünkü hükümet iktidar uğruna her şeyi yapacak tıynette.

Kürt sorunu Türkiye’nin çabasıyla da bir biçimde uluslararası bir boyuta ulaştı. Bölgeyi etkiliyor. Önder Apo’nun çağrısı AB, ABD, Rusya, Çin, BM gibi dünyanı geniş kesimleri tarafından olumlu karşılandı. Türkiye, Kürtler yüzünden Suriye’de istikrarsızlık ve savaşın nedeni. Irak’la öyle. Bölgedeki gericiliğin kaynağı haline gelmiş. HTŞ’nin sponsorluğunu yapıyor, her yönüyle destekliyor, Kürtlerin üzerine sürmeye çalışıyor. Suriye’de demokratik bir sistemin kurulması önünde en büyük engel Türkiye’dir. SMO adına örgütlediği çeteleri tasfiye etmiyor. PKK silah bıraksın, SDG dağıtılsın diyen Türkiye etrafına devşirdiği çeteleri dağıtmıyor.

Bu konular kitaplar dolusu işlenebilir. Yıllardır konuşuyor ve tartışıyoruz. Ama bunlar ağır sorunları çözüm yoluna koymadı. Önder Apo’nun attığı adım ve geliştirdiği proje bütün bu süreçleri aşacak ve çözüme evirecektir. Stratejik bir adımın atıldığını bilerek demokrasi ve özgürlüklerden yana bütün güçlerin süreci doğru sahiplenmesi ve Sırrı Süreyya Önder’in bayrağını devralması gerekir.

Kaynak: Yeni Özgür Politika