Ankosi: Türkiye başarırsa Azerbaycan'la birlikte İran’a saldırabilir

Eski Diplomat ve Siyasetçi İşxanê Aslan Ankosi, Azerbaycan-Ermenistan çatışmasını Türkiye'nin başlattığına dikkat çekti. Ankosi, Türkiye’nin Azerbaycan ile birlikte İran’a saldırabileceğini söyledi.

Türkiye’nin kışkırtması sonucu Azerbaycan’ın Karabağ’daki Ermenistan güçlerine saldırması ile başlayan savaş şiddetlenerek devam ediyor. Savaşa Türkiye’nin açıktan dahil olması uluslararası güçlerden tepki almaya devam ediyor. Ancak buna rağmen şu ana kadar savaş durdurulabilmiş değil.

Konuya ilişkin çarpıcı değerlendirme yapanlardan biri de Kürt Siyasetçi, Sovyetler Birliği Dönemi’nin diplomatlarından ve Kızıl Kürdistan’ın kurucularından İşxanê Aslan Ankosi. Ankosi, savaşın her ne kadar sadece Karabağ'da yürütüldüğü gibi görünse de, başta Türkiye olmak üzere uluslararası tüm güçlerin bu savaşın içinde yer aldığını, amaçlarının bölgenin coğrafyası ve zenginlik kaynaklarını egemenliklerine almak olduğunu söyledi.

'KÜRTLERDEN ÇALINDI'

Azerbaycan-Ermenistan arasında Karabağ üzerine başlayan itilafın 32 yıldır devam ettiğini, Karabağ olarak adlandırılan bölge ile Bakü de dahil tamamının Med’lerin toprakları olduğunu belirten Ankosi, şu tarihi bilgileri verdi:

"Karabağ sorunu 30-32 yıldır devam ediyor, Ermenistan askeri yolla Karabağ’ın Ermenistan’a bağlanmasını istiyor. Ermenistan ve Azerbaycan arasında yer alan Kızıl Kürdistan vardı. Azeriler 1930’lu yıllarda ortadan kaldırdı. Ondan sonra Ermeniler mecburen Karabağ merkezi, Laçin ve bağlı köyleri Kürtler için bir otonomi kurarak bölgede üçlü bir yönetim kurmak istedi. Ama böyle olmadı. Kürdistan’a Sor dediğimiz Karabağ, Bakü ve çevresi Medya Konfederasyonuna bağlıydı, hatta oraya Medyaya Biçûk (Küçük Medya) deniliyordu ve Kürtlerin kaldığı yerdir. Bakü dediğimiz yer de ismi Bakü değildi, 'Bakur a Jorê (Yukarı Kuzey)' deniliyordu oraya şimdi Bakü deniliyor. Medya’nın başındaki Dara’nın yeriydi, yani anlayacağınız Kürtlerden çalındı, zaten Kürtler de her zaman olduğu gibi sahip çıkmadılar, yoksa çıkamadılar mı, artık orası tartışılır. Kürdistan’a Sor yani Kızıl Kürdistan otonom bölge olarak tanınacak, denildi. Ancak daha sonra Ermenistan ve Azerbaycan arasında savaş çıkınca, uluslararası güçler de Ermeniler üzerine baskı yapınca, Ermeniler de bu baskıları durdurmak için bu planı durdurdu. Üç dört ay sonra durum normale dönünce Ermenistan verdiği bu söze sahip çıkmadı.”

ASİMİLE EDİLENLER

Söz ettiği dönemin Vekil Mustafayev ile birlikte Kızıl Kürdistan’ı yeniden diriltmek ve yaşatmak için çalıştıkları 1992 yılları dönemi olduğunu, o dönemde ilan edilen Kızıl Kürdistan’da kendisinin savunma bakanı olarak görev aldığını belirten Ankosi, şöyle devam etti:

“Vekil Mustafayev var, yanıma geldi, 'gelip bana destek olman gerekiyor' dedi. Kabul ettim tabii ki, söz konusu Kürtler ve Kürdistan’dı. Askeri güçler üzerinde duruyorduk ama askerimiz de öyle fazla yoktu, ne silahımız vardı ne de milletimiz o kadar uyanıktı, sinmiş, kendi halinde bir millet vardı. Sovyetler Birliği’ndeki Kürtlere de kimse destek çıkmıyordu, Kürdistan’a Sor’a gelmek istemiyorlardı. Ermeniler Kürdistan’a Sor ve Laçin üzerine gelince, Kürtler baktılar savaş çıkıyor, hepsi orayı bırakıp Azerbaycan tarafına geçtiler. Hepsi asimile oldular, Azerileştiler, dillerini unuttular, çünkü bazı Türkler dedi ki 'Biz hepimiz Müslümanız, hiçbir farkımız yok, hepimiz biriz.' Bu şekilde hepsi asimile edildiler. Daha önce dediler yaklaşık 2 milyon Kürt var Azerbaycan’da ama şimdi kimse kendini Kürt saymadığı için, yurtsever olarak yani kendi aslını inkâr etmeyen 20-30 kişi kalmış yurtsever olarak.”

'ULUSLARARASI GÜÇLERİN HESAPLARI VAR'

Ankosi, 32 yıldır devam eden Karabağ sorununun sadece Azeri ve Ermeni sorunu olmadığını, başta Türkiye olmak üzere uluslararası güçlerin içinde yer aldığı bir sorun ve çatışma olduğunu söyledi. Sorunda yer alan güçlerin amaçlarının Kafkas toprakları ve zenginliklerine egemen olma mücadelesi verdiğinin altını çizen Ankoki, şunları ifade etti:

"Sorunun içinde yer alan güçler Kafkas topraklarını kendi denetimine almak istiyor. Kafkasya ve Mezopotamya toprakları ve Kürdistan bunun tam ortasında duruyor ve tüm dünya ülkeleri bunun üzerinde hesaplar yapmaya çalışıyor çünkü dünyanın kalbidir. Tüm doğu, batı, kuzey, güney ticaret yolları bu topraklar üzerinde gelişiyor, yani siyasi olduğu kadar aynı zamanda dünyanın ticaret merkezi ve yol güzergahıdır. Buraların bu kadar önemli olmasının diğer bir nedeni petrol ve gazıdır, Kürdistan’ın petrolüdür, Azerbaycan’ın petrolüdür, herkesin bunun üzerinden hesabı vardır. Azerbaycan veya Ermenistan halkını düşünen yok, herkes burada çıkan yeraltı ve yerüstü zenginlikleridir, kimse kimseyi kandırmasın."

'SAVAŞI ERDOĞAN ÇIKARDI'

Ankosi, Kafkasya üzerine egemenlik mücadelesi veren güçlerin, sıkıştıkları zaman bölgedeki sorunları kaşıyarak, güçleri kışkırtıp birbiri ile savaştırarak siyaset yapmaya çalıştıklarını belirtti. Ankosi, bunu son olarak en iyi şekilde Erdoğan’ın yaptığını belirterek, şöyle devam etti:

"Bu güçler ne zaman siyasi, askeri ve her anlamda başı sıkışsa bu sorunu tekrar gündemleştirip üzerinde siyaset yapmaya çalışıyor. İşte Türkiye’nin ve Erdoğan’ın da Azerbaycan’a gelmesi, sanki Azerbaycanlıları onlardan daha fazla düşünüyormuş gibi kışkırtması ve bu sorunu dillendirmesi bu siyasetin sonucudur. Bu savaşı Türk devleti, Erdoğan kışkırtarak çıkardı. Tüm bunların yanı sıra Erdoğan Suriye topraklarına saldırdı, Rojava topraklarını işgal etti, Efrîn, işte Serêkaniyê, bunları Rusya ve Suriye rejiminin desteğiyle yaptı. Sanırım artık Rusya-Putin’in işi Türklerle bitti, artık orayı kendisine bırakması için Türkiye'yi sıkıştırdı, şimdi Erdoğan da buna karşı Karabağ üzerinden Rusya’yı sıkıştırmak istiyor. Yani Türkiye biliyor ki Rusya Ermenistan'dan yana tavır koyuyor, birçok uluslararası güç de Ermenistan'dan yana tavır koyuyor, onun için de bu Karabağ meselesi üzerinden Türkiye kendisine karşı olan uluslararası güçlere mesaj veriyor.

'PETROL VE GAZ PLANI VAR'

Azerbaycan petrolü ve gazı Gürcistan üzerinden Türkiye’ye geçiyor ve oradan da batı ülkelerine satılıyor. Tabii şimdi bu olurken Türkiye Türkmenistan’daki doğal gazı da elde etmek istiyor, geçişleri kendi kontrolüne almak istiyor. Onun için öyle sanıldığı gibi Karabağ meselesi sadece Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki bir sorun değildir, yani Kafkasya’daki petrol ve gazı hakimiyetini sağlayan tüm Ortadoğu’nun büyük bölümüne hakimiyet sağlamış olacaktır. Tabii bu sorun öyle kısa süreli bir sorun değil, uzun sürecektir, Kürtlerin bir sözü var; bu hamur daha çok su alır."

'SAVAŞ İRAN'I DA İÇİNE ALACAK ŞEKİLDE DEVAM EDEBİLİR'

Savaşa İran’ın görünürde karışmak istemediğini ancak bir biçimde kendisine de yansıyacağına, zira Erdoğan başarılı olursa Azerbaycan ile birlikte İran’a da saldırı başlatabileceğine dikkat çeken Ankosi, şunları kaydetti:

“İran’ın bu durumda soruna müdahil olacağını sanmıyorum. Çünkü daha önce sürekli dışarıda savaş yürüten İran, 'bugün ancak kendi sınırlarımı koruyabilirim', diyor. Yani İran’ın kuzeyinde her ne kadar Azeri yurttaşlar olsa da bu savaşa müdahil olacağını sanmıyorum. Çünkü İran sınırları içinde hem Azeriler var hem de Kürtler var, yarın öbür gün her iki halk arasında çatışmalar yaşanabilir, onun için İran'ın pek fazla karışacağını sanmıyorum. Erdoğan başarılı olursa Azerilerle birleşip İran’a saldırabilir.

Şimdi Erdoğan, Türk devleti, Suriye’deki Kürtleri katleden tüm çeteleri toplamış, kendi vatandaşlarının ağzındaki lokmayı alıp, vergi, zamlar adı altında kendi vatandaşlarını açlıktan öldürüyor, tüm paraları bu çetelere veriyor, orada burada savaştırıyor. Ne adına? Osmanlıcılık hayalini gerçekleştirmek için, kendi diktatörlüğü için bunu yapıyor."