ABD ve İran gerilimi Irak’ı vurdu!

ABD ve İran arasında devam eden ve giderek savaşa doğru hızla ilerleyen bir sürecin yaşandığı görülüyor. Yaşanan bu süreçte Irak’a merkez üs olarak rol biçildiği de artık tartışma götürmez bir gerçek.

İran ile ABD arasındaki derinleşerek devam eden kriz, en yakıcı bir şekilde Irak’ta hissedilmeye başladı. ABD vatandaşlarını çıkarmaya başladı, Almanya ve Hollanda yıllardır Irak ve Başûrê Kurdistan’da sürdürdüğü askeri eğitim faaliyetlerini askıya aldı. 

ABD ile İran arasında 1978 yılından bu yana başlayan ve 41 yıldır süren kriz derinleşerek devam ediyor. ABD’nin geçen sene Mayıs ayında tek taraflı olarak Nükleer Enerji anlaşmasından çekilip, ardından Kasım ayından itibaren İran petrolleri, bankacılık sektörü ve demir, çelik vb. gibi madenlerine uyguladığı ambargo ile devam eden krizin, son günlerde yapılan hazırlıklara bakılırsa bir savaşa doğru gittiği görülüyor. 

ABD, İran’dan petrol alan 8 ülkeye tanıdığı muafiyeti 2 Mayıs'ta bitirdi. Ardından ABD yetkilileri, İran yanlısı güçler için "Irak’ta güçlerimize yönelik bir saldırı hazırlığında" diyerek, İran ile olan gerginlik ve krizi farklı bir aşamaya taşıdı. Bu açıklamanın ardından ABD Dişişleri Bakanı Mike Pompeo Irak’ta sürpriz bir ziyarette bulundu. Ziyaretin ardından hiçbir açıklama yapmadan Bağdat’tan ayrıldı. Pompeo her ne kadar bir açıklama yapmasa da, Irak yetkililerine, güçlerine Irak’ta olası bir saldırının sorumluluğunun kendilerinde olduğunu, herhangi bir saldırıda Irak makamlarını beklemeden saldırıyı gerçekleştiren güçlere anında cevap verileceği şeklinde ciddi uyarılarda bulunduğu belirtiliyor. Bu ziyaretin ardından ABD şu ana kadar sadece Vietnam savaşında kullandığı ve halı bombardıman yapma gücüne sahip B52 savaş uçaklarını bölgeye gönderdi. Ardından Hürmüz Boğazı'ndan savaş gemisi geçireceği haberleri yayıldı. En son her ne kadar ABD Başkanı Donald Trump tarafından yalanlansa da 120 bin askeri Irak’a göndereceği gibi haberler yayılmaya başladı. 

İran, ABD’nin hazırlıklarına karşı, ABD’nin geçen sene tek taraflı olarak çekildiği nükleer enerji anlaşmasını askıya aldığını açıklayarak, ABD ve Avrupa ülkelerine tehditte bulunarak cevap verdi. ABD ile İran arasında yaşanan bu kriz ve gerilimde Fransa, Almanya, İngiltere olmak üzere Avrupa’nın birçok ülkesi, ABD’nin İran’a karşı aldığı kararlara katılmadığı yönünde açıklamalar yapıyordu. Ancak İran’ın bu tehditlerinden sonra Avrupa ülkeleri de İran’a böyle bir karar almaması tavsiyesinde bulundu. Buna karşılık İran Avrupa ülkelerine,  günde 1.5 milyon varil petrol satma karşılığında bu kararı almayacağı açıklamasında bulunarak, son ana kadar kendisinden yana tavır koyma eğiliminde olan Avrupa ülkelerine şart koştu. Durum böyle olunca bir anda başta Fransa olmak üzere Almanya, Hollanda ve diğer Avrupa ülkeleri de İran’a karşı başlatılacak olası bir girişimde ABD’den yana tavır almaya başladı.

IRAK'TA SAVAŞ ŞİMDİDEN BAŞLADI!

Yaşanan bu gelişmeler uzun yıllardır devam eden krizin bir bölgesel savaşa doğru gittiğini gösteriyor.  

Son üç gün içinde yaşanan gelişmelere bakıldığında, İran ile ABD arasında yaşanan ve giderek savaşa doğru giden krizin merkezinin Irak olduğu görülüyor. Üç gün önce ABD Dışişleri Bakanlığı, İran ile Basra Körfezi'nde artan askeri gerilim nedeniyle diplomatik temsilcilikte elzem ve acil görevlerde bulunmayan tüm personelin ülkeyi terk etmesi talimatını verdi. Almanya Silahlı Kuvvetleri Irak ve Başûrê Kurdistan Bölgesi'nde eğitim faaliyetlerini askıya aldı. Almanya Savunma Bakanlığı Sözcüsü Jens Flosdorf, karara ilişkin Berlin’de düzenlenen basın toplantısında, Alman ordusunun Irak’ta eğitim faaliyetlerini askıya aldığını belirtti, kararın, bu yönde adım atan ortak ülkelerle uyum içinde verildiği şeklinde gerekçesini açıkladı.

Almanya’nın askeri faaliyetlerini askıya alma açıklamasından kısa süre sonra Hollanda da aynı kararı aldığını duyurdu. Hollandalı askeri uzmanlar da Alman askeri uzmanları gibi Irak ve Başûrê Kurdistan askeri güçlerine eğitim veriyordu.  Almanya ile Hollanda tarafından alınan bu karara İran’ın nükleer enerji anlaşmasını 60 gün askıya alma tehdidinin neden olduğu tartışılıyor. 

Yaşanan bu gelişmeler, alınan kararlar, ABD ile İran arasındaki krizin İran’dan önce Irak’ta bir savaşa doğru gidildiğini gösteriyor. Sadr Hareketi Lideri Mukteda El Sadr, yaklaşık iki ay önce bu tehlikeyi gördü, “ABD İran’a karşı bizi savaştırmaya kalkışırsa büyükelçiliği yine ateş altında kalır” şeklinde tepki gösterdi. ABD’ye "Irak’ı İran’a karşı savaştırma ancak ne yaparsan yap" mesajını verdiği değerlendirmesi yapılıyor. 

İran ile ABD arasında yaşanan ve giderek bir savaşa doğru yol alan gelişmeler, Irak’ı bu şekilde etkilerken, İran rejimi, olası bir savaş için hazırlıklar yapmaya başladı. Üç gün önce İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, şimdiye kadar çok fazla adlarını anmadığı Belucistan’da yaşayan Beluc, Huzistan’dan yaşayan Arap, Rojhilat’ta yaşayan Kürt Sünni imamları bir araya getirdi. Bir araya getirdiği Sünni imamları yaşanan kriz ve olası savaş hakkında bilgilendirerek, İran içindeki birliği sağlamalarını istedi. Hasan Ruhani’nin Sünnilere önem vermesinin temel nedeni ise İran’ın tüm sınır boylarında Sünnilerin yaşaması. Bir savaşa doğru giden kriz İran’da Dolar'ın tavan yapması gibi bir durumu da beraberinde getirdi. Son bir haftada İran Tümeni, Dolar karşısında tarihin en büyük değer kaybını yaşadı. Bir hafta içinde 1 milyon 200 bin Tümen civarında olan 100 US Doları 1 milyon 540 bin Tümen'e fırladı. İran rejimi bir yandan olası bir savaş durumunda ülkedeki tüm halkları bir arada tutmak için uğraşırken, öte yandan da fırlayan Dolar'ı durdurmak için uğraştı. İran'ın, ABD’nin artan baskılarına karşı içeride hazırlık yaparken, İran-ABD krizinin merkezi haline gelen Irak’ta da bazı girişimlerde bulunduğu yönünde bilgiler yayılmaya başladı. Güvenilir kaynaklardan alınan bilgilere göre, krizin en fazla derinleştiği hafta başında İran’ın ülke dışındaki güçlerinin Komutanı Kasım Süleymani’nin Bağdat ve Başur yetkilileri ile görüşme yaptığı, ABD’nin, İran’a yönelik olası saldırısında ABD’nin yanında yer alınmaması telkininde bulunduğu belirtiliyor.  

AVRUPA ÜLKELERİNİN KARAR ALDIĞI GÜN IRAK BAŞBAKANI TÜRKİYE'DEYDİ

ABD, İran geriliminin doruk noktasını yaşadığı, Almanya ile Hollanda’nın askeri faaliyetlerini Irak’ta askıya aldığı gün Irak Başbakanı Adıl Abdulmehdi, Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın daveti üzerine Ankara’daydı. Adıl Abdulmehdi’nin Ankara’da olduğu gün ABD’nin İran’a yönelik tutumunu daha da sertleştirmesi, Almanya ve Hollanda’nın askeri faaliyetlerini askıya alması birçok kesim tarafından tartışma konusu oldu. 

Abdulmehdi’nin Ankara’da olduğu gün Irak Moskova Büyükelçisi'nden de S-400 alımına ilişkinde dikkat çekici bir açıklama geldi. Irak’ın Moskova Büyükelçisi, "Irak da S-400’leri alacak" şeklindeki açıklaması beraberinde yeni tartışmalara neden oldu. Irak Moskova Büyükelçisi'nin bu açıklamasının ardından birçok yorumcu, "Bir süredir S-400’lere ara formül arayan Türkiye, acaba alacağı S-400 füzelerini Irak’a mı yerleştirecek" sorusunu yöneltti.

S-400’lerin Irak tarafından alınması ya da Türkiye’nin aldığı S-400’leri Irak’a konuşlandırmak istemesinin İran, ABD tarafından nasıl karşılanacağı da bilinmiyor. Rusya’nın, İsrail ile anlaşması ve Suriye’de yaşadıkları çelişkilerden ötürü S-400’lerin Irak tarafından bir gün kendisine karşı kullanılacağı düşüncesi ile karşı çıktığı belirtliyor. ABD'nin, kendisi ve NATO üyesi ülkelere karşı kullanılmak amacıyla üretilen S-400 füzelerinin kendisinin etkili olduğu ve çok sayıda askeri gücünün olduğu Irak’a yerleştirilmesi yada Irak tarafından alınmasına sıcak bakmayacak gibi görünüyor.

Bütün bunlar bir araya getirildiğinde, ABD ve İran arasında devam eden ve giderek savaşa doğru hızla ilerleyen bir sürecin yaşandığı görülüyor. Yaşanan bu süreçte Irak’a merkez üs olarak rol biçildiği de artık tartışma götürmez bir gerçek. ABD’nin olası bir İran müdahalesinde savaşın sadece İran ile sınırlı kalmayacağını da Irak’ta yaşanan gelişmeler gösteriyor. Irak ile Türkiye arasındaki son günlerde yaşanan yakınlaşma, olası bir savaşta, bunun en başta yansıyacağı ülkenin Irak’tan sonra Türkiye olacağının işareti. Bölge yeni bir savaşa doğru gidiyor. Tüm veriler ramazandan sonra bu yönlü ciddi gelişmelerin yaşanabileceğini gösteriyor.