GÖRÜNTÜLÜ

Abdullah Öcalan için 3 milyon 699 bin imza AB’ye iletilecek

Suriye Abdullah Öcalan İnisiyatifi, 4 Nisan’da sonlandırdığı imza kampanyası sonucu topladığı 3 milyon 699 bin imzayı, Avrupa Birliği’ne (AB) iletmek için hazırlanıyor. Bunun için heyet oluşturuldu.

ABDULLAH ÖCALAN İÇİN İMZA KAMPANYASI

Suriye Abdullah Öcalan İnisiyatifi’nden Nuha Ömer, temel hedefin sadece tecridi kırmak değil fiziki özgürlüğünü sağlamak olduğunu söyledi.


Suriye Abdullah Öcalan İnisiyatifi Üyesi Nuha Ömer, ANF’nin sorularını yanıtladı. 

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için başlatılan hamlenin ikinci aşaması devam ediyor. Şimdiye kadar hamle kapsamında hangi çalışmalar yürütüldü?

Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için başlatılan hamle, dünya kamuoyunda oldukça önemli bir yer tuttu. Bu hamle, 10 Ekim 2023’te 74 ülkeden katılımla ve Kürt halkının dostlarının öncülüğünde başlatıldı. Giderek gelişen ve büyüyen bu hamle, 74 ülkeyi de aştı ve hemen hemen dünyanın her yerine yayıldı. Ayrıca bu hamleyi başlatan ve birebir yer alanlar hukukçu, yazar, aktivist, siyasetçi ve aydınlardan oluşuyordu. Hamlenin ilanından dört gün sonra, 14 Ekim’de Kuzey ve Doğu Suriye’de tüm halk bileşenleriyle birlikte hamleye aktif katılım sağlandı. Hamle süreci boyunca çok önemli çalışmalar ve eylemler geliştirildi. Bu eylemlilikler arasında en dikkat çekici ve etkileyici olanı, Önder Apo’nun savunmalarının okunmasıydı. Dünyanın her yerinde Önderliğin savunmalarını okuma kampanyasına insanlar dahil oldu. Köln’deki büyük yürüyüşte verilen basın açıklamasıyla birlikte 15 Şubat’ta hamlenin ikinci aşamasına geçildi. Hamlenin ikinci aşaması zaten birçok eylemlilik ve farklı çalışmalarla sürdürüldü. 8 Mart, 12 Mart, Newroz tüm bunlar hamle kapsamında ele alındı ve büyük kitlesel katılımlar gerçekleşti. Bu çalışmalar elbette istenilen sonuç alınana kadar bu şekilde devam edecek.

Kuzey ve Doğu Suriye’de hamle kapsamında birçok çalışmanız oldu. Bu eylemliliklerden biri de imza kampanyasıydı. Bu kampanya neden önemli?

Çalışmalarımızdan en önemlisi imza kampanyasıdır. Elbette bu eylem ilk kez yapılmıyor ama bu süreçte gerçekleştirilen bu kampanya oldukça etkili oldu. Kampanya 4 Nisan’da sonlandırıldı. Hedefimiz 3 milyon imza toplamaktı. Toplamda 3 milyon 699 bin imza toplandı. Bu, Kuzey ve Doğu Suriye halklarının Önder Apo’ya olan bağlılığının somut ifadesidir. Bu kampanya, Kuzey ve Doğu Suriye kapsamında başlatıldı ancak Şam hükümetinin denetimindeki bazı şehirler de dahil oldu. Şam, Haleb, Latqiye, Suweyda, Quneytra, Selemiyê, Hema gibi Suriye kentleri, içinde bulundukları zor şartlara ve üzerlerindeki baskıya rağmen imza kampanyasına katıldılar. Zaten toplatılan bu imzalar, Avrupa Birliği’ne gönderilecek. Önder Apo’nun davası artık küresel bir dava haline gelmiştir. Bu anlamda Avrupa Birliği, CPT, AİHM gibi diğer tüm insan hakları ve insani kurumlar bundan sorumludur. Onlar bu sorumluluklarını yerine getirmiyor. Aslında bu kampanya, bu kurumların kendi sorumluluklarına sahip çıkmaları için yürüttüğümüz ilk çalışma değil. Daha önce tüm bu kurumlara mektuplar göndermiştik. Bağımsız kurumlardır ve kendi sorumlulukları var. Bu sorumluluklarına sahip çıkmaları gerekir. Önder Apo’nun davası hem siyasi, hem kukuki hem de insani bir davadır. Bu anlamda herkesin bu dava için mücadele etmesi insanlık görevi gereğidir. Kuzey ve Doğu Suriye’deki tüm siyasi partiler, sivil kurumlar bu imzaların toplanması ve gönderilmesi çalışmalarında aktif rol aldı. Şimdi toplanan imzaların gönderilmesi için diplomatik çalışmalar yapılıyor. Tabii bunun için bir heyet oluşturuldu. 

Bundan sonra hamlenin ilerleme aşamaları nasıl olacak, ikinci aşamasının bir sınırı var mı ve bunun üçüncü aşaması olacak mı?

Mevcut sistem kapitalisttir ve yaşanan sorunların büyük bölümü bu sistemden kaynağını almaktadır. En dikkat çekici yan, bu hamlenin ilk başladığı ülkenin de aslında kapitalizmin merkezi olmasıydı. Bu anlamda bu hamlenin önemi çok daha büyük.

Elbette hamle devam edecek. İkinci aşamadan sonra daha üst bir aşamaya da çıkabilir. Buradaki temel hedef sadece tecridi kırmak değil Önder Apo’nun özgürlüğünü mutlak kılmaktır.

Hamlenin ikinci aşamasında İnisiyatif olarak sizin nasıl çalışmalarınız olacak?

Önderliğin fiziki özgürlüğü sadece Kürt ya da Arap halkı için değil. Bugün tüm halklar sorunlarının çözümünü Önderliğin felsefesinde görüyor. Türk devletinin de artık bu insanlık dışı uygulamalarından vazgeçmesi gerekir. Bugün İmralı’da uygulanan sistem, özel bir sistemdir; hiçbir hukuk ve insan hakları kuralına uymuyor. Tam tersine tüm hukuk kurallarını ihlal ediyor. Bu sistemin Önderliğin sağlığı üzerinde ciddi etkileri var. Bu kendi başına bile büyük bir hukuksuzluktur. Şimdi biz Önderlik İnisiyatifi olarak önümüze iki çalışma koyduk. Bunlardan biri Önderliğin fiziki özgürlüğü; ikincisi Önderlik felsefesini tüm dünyaya yaymak. Bu anlamda bizim çalışmalarımız sadece Kuzey ve Doğu Suriye kapsamında olmayacak. Ortadoğu’nun tüm ülkelerinde ve yurt dışında da çalışmalarımız var ve daha da genişletilerek devam edecek. Somut olarak bu süreçte önümüze koyduğumuz çalışmalar, öncelikle toplanan imzaların AB’ye gönderilmesi, yine bazı temel ve önemli konular üzerinde ideolojik çalışmalarımız olacak. Bunların içinde eğitim, ekoloji, inanç gibi konular esas alınacak. Tüm halklara ve özellikle halk bileşenlerine Önderliğin felsefe ve paradigmasını iyi anlatmak gerekir. Hukuki boyutta çalışmalarımız zaten vardı ancak bu çalışmalar daha güçlü bir şekilde devam edecek. Rutin çalışmalarımız zaten aralıksız devam edecek. Yani kongre, konferans, panel, mektup gönderme gibi çalışmalarımız durmayacak. İleride daha farklı çalışmalarda ortaya çıkabilir.

Hamlenin ne gibi etkileri oldu?

Elbette bu hamlenin çok ciddi etkileri oldu. Geçen yıllarda Önderlik davası, sadece bir Kürt sorunu davası olarak ele alınıyordu. Bugün baktığımızda artık Önderlik davası, evrensel bir dava haline gelmiştir. Dünyadaki birçok halk, Önderliğin fiziki özgürlüğünü, kendi özgürlüğü olarak görüyor ve yaşanan tüm sorunların çözümünü Önderlik felsefesinde buluyor. Önderlik, kişilik sorunundan toplumsal sorunlara, ekolojik, dini, siyasi ve toplumsal tüm sorunlara çözüm alternatifi üretmiştir. Bu nedenle tüm halkla, Önderliğin özgürlüğü hamlesine aktif katılım sağladı. Kuzey ve Doğu Suriye’deki tüm halk bileşenleri kendi çözümlerini ve geleceklerini Önderlikte görüyorlar.

Önderliğin fiziki özgürlüğü hamlesinden önce, İnisiyatif olarak sizin diplomatik çalışmalarınız var mıydı;? Bu çalışmaların hamlenin gelişimine katkısı nasıl oldu?

Daha önce bizim birçok çalışmamız vardı. Birçok ülkede Önderliği tanıtma, Önderlik felsefesini ve ideolojisini, yine Önderlik davasını dünya halklarının gündemine taşımaya yönelik çalışmalar oluyordu. Heyetlerimiz birçok ülkeye gitti. Güney Afrika’ya heyetlerimiz gitti. Yine Ortadoğu çerçevesinde çalışmalarımız oldu. 10 Arap ülkesinin katıldığı bir konferans gerçekleştirildi. Bu konferansa çok sayıda önemli kişi katıldı ve bu hamlenin oluşumunda zemin hazırladı. Yine Suriye çerçevesinde Reqa’da Önderlik için hukuk ve sağlık konferansları yapıldı. Suriye’nin birçok yerinden önemli kişiler katıldı bu konferanslara. Burada da birçok önemli çalışmalar çıktı. Konferanslarda çıkan birçok görüş üzerine Önderlik İnisiyatifi olarak çalışmalar yapıyoruz. Diplomatik çalışmalarımızın hamle üzerinde önemli etkisi oldu.