Heyva Sor: Vicdan sahibi herkes Botan halkına destek olmalı

Heyva Sor a Kurdistanê Başkanı Bilgin, AKP'nin soykırımcı saldırıları nedeniyle yıkım halindeki Kürdistan kentleriyle dayanışmayı büyütmeye çağırdı.

Bilgin, "Botan’da kış koşulları çok zor. Halkın oradaki insanlara sahip çıkması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü bu insanlar büyük bir direniş gösterdiler. Bu direnişi tüm Kürt halkı adına gösterdiler" dedi.

Heyva Sor a Kurdistanê Başkanı Dr. Rojvan Bilgin, Kuzey Kürdistan halkıyla dayanışma kampanyaları üzerine ANF'nin sorularını yanıtladı...

Kürdistan'da yıkılan kentler için kampanyalarınız var. Son olarak Şırnak için yaptınız?

Bundan önce genel bazda bir şeylere değinmek istiyorum. Devletin çok yoğun saldırıları oldu ve bundan birçok ilçe ve şehir merkezleri etkilendi, zarar gördü. Yardım çalışmalarımızı başlattık. Daha çok maddi aktarım biçiminde oldu. Ama bu direnişlerin yayılması ve ihtiyacın büyümesinden sonra, başka kampanyalarımız, başka kurumlarla da ortaklaşa Kardeş Aile kampanyalarımız oldu. Kardeş Aile ve kampanyalardan toplananları direkt nakit biçiminde ulaştırdık. Yani çalışmalarımızı iki ayak üzerinden yürütüyoruz. Rakamlara vurursak bugüne kadar genel kampanyalarda yaklaşık 3 milyon Euro civarında bir miktarı mağdurlara ulaştırdık. İhtiyaç sahiplerine gıda, giyim, barınma şeklinde de dağıtımlarımız oldu. Kardeş-Aile kampanyalarımızdan da iyi sonuçlar aldık. Medyada da çok işlendi. HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, Türkiye’den Rojava Derneği ve buradan NAV-DEM ile birlikte yürütülen bir projedir. Bunun yurt dışı ayağını biz kurum olarak yürütüyoruz. Bu çalışmamız halen devam ediyor. Çünkü insanlar hâlâ oldukça zor koşullardalar. Şırnak’ta yasak devam ediyor. Şırnak’ın tamamıyla birçok mahallesi dümdüz edilmiş durumdadır. Dolayısıyla Şırnak’taki birçok aile de kenti terk etmek zorunda kalmış durumdadır. Nusaybin, Sur yine hâlâ yasakların devam ettiği yerler var ve insanların başını sokacakları evleri yok.

Şırnak’a göre daha iyiler ama buralarda da büyük yıkımlar oldu. Bunların da ihtiyaçları var. Bunların da paralel yürütülmesi gerekiyor. Burada da büyük eksikler var. Yani ihtiyaç çok fazla.

Buna rağmen insanlar, uzağa gitmeyip yakın yerleşim yerlerini mi tercih ediyorlar?

Evet. Çevre köyler, başka illere göç edenler oldu. Ancak daha çok Kürdistan illeri içerisinde kalmaya devam ediyorlar. Batı’ya gidenler de olmuştur ancak bunlar istisnai durumlar. Bizim elimizdeki verili bilgilere göre, şu anda Şırnak merkezde ikamet eden 1000'e yakın aile Şırnak’a yakın olan Dergül Bölgesi’ne, 1500 kadarı Qıleban’a (Uludere), 1000’e yakın aile Silopi’ye, 400’e yakın aile Cizre’ye, 400’e yakın aile Base-Germav Bölgesi’ne, 400’e yakın aile Eruh’a ve 2000’e yakın aile de Siirt’e gitmek zorunda kalmışlardır. Bunların yaşamları da şu anda çok ağır durumdadır. Derme çatma barakalarda ve çadırlarda kalıyorlar. Yine medyadan takip edebildiyseniz, Şırnak Belediyesi koşullarını kısmen de yaşanılır hale getirmek amaçlı geçici barınaklar yapmak istedi ancak bu projeyi de Türk devleti engelledi, yasakladı.

'ACİL İHTİYAÇ; BARINMA, ISINMA, GIDA...'

Yardımların alana, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasında ne gibi zorluklarla karşılaşıyorsunuz?

Toplarken de zorluklar yaşanıyor. Dağıtımında da büyük engellerle karşılaşıyor arkadaşlarımız. Yardım eşyalarının günlerce bekletilmesi, verilmemesi, el konulması gibi durumlar da ortaya çıkıyor.

Ağırlıklı nakit yardımları yapıyoruz. Dolayısıyla o biçimiyle çok etkilemiyor. Ancak bazen gıda, kadın ve çocuk ihtiyaçları, battaniyeler biçiminde de oluyor, o durumda olumsuz etkileniyor. Yeri gelmişken şunu da eklemeliyim; A’dan Z’ ye her şeye ihtiyaç var. İnsanlar evlerini, bir nevi her şeylerini bırakarak terk etmek durumunda kalmışlar. O biçimiyle ihtiyaçlar yoğun. Ancak acil olan; kışa girdiğimiz için barınma, ısınma ve gıda.

Halk meclisleri ile çalışıyoruz. Birebir halkla iletişim içinde olan o mahallenin insanlarıdır. Onlar da oradaki halkın kaderini paylaşan insanlardır, mağdur olan ama gönüllü yardım işlerinde destek olmak isteyen insanlardır. Kendileri ihtiyaçları daha iyi tespit edebiliyorlar. Zorluklar da elbet çok fazla. Hepsine de burada girmek istemiyorum. Zorluklar dediğim gibi daha çok gönderilen gıdaların tutulması, keyfice bekletilmesi, hatta bazen el konulması ile oluşuyor. Gene gıdaların alımında, paketlenmesinde yetersizlikler de olabiliyor. Bu biçimiyle eleman sıkıntılarımız olabiliyor. Bu çalışmaların hepsi yardımlaşma amaçlı, gönüllülük üzerine çalışmalar olarak yürüyor. Orada devletin zaten bir baskısı var. Orada yaşayan insanlara doğrudan bir baskısı var. Düşünün, böylesi insani bir girişime böyle bir baskı daha da artıyor. Buna rağmen halkımızın içinden insanlarımız büyük bir fedakarlıkla bu yardımları ulaştırmaya çalışıyor. Zorluklar oluyor, olacak da.

Gönderdikleriniz birebir ihtiyaç sahiplerine ulaşabiliyor mu? Bu konuda sıkıntı var mı?

Hala tespit noktasında yaşadığımız sıkıntılar da var. Mesela direnişlerden sonra insanların çoğu evlerini bırakıp gitmek zorunda kaldılar. Bunların tespitinde de halen bazen sorunlar yaşıyoruz. Mesela Kardeş Aile Projesi'nde ağırlığımız şu an için Nusaybin ve Şırnak olmasına rağmen diğer direniş alanlarından da az olsa dahi aileler geliyor. Çünkü bunların tespiti yeni yapılmaktadır.

'DAHA FAZLASINI YAPABİLİRİZ'

Kürt halkı da zaten yoksul bir halk, ekonomik kaynakları sınırlı. Nasıl buldunuz bu son kampanyayı?

Şırnak için başlattığımız bir kampanya var. Burada biz kurum olarak verdiğim genel rakamlara ek olarak, iki haftalık yine Şırnak için yaptığımız kampanyada 300 bin Euro daha toplandı ve yerine ulaştı. Stêrk’te henüz söz düzeyinde bir katılım oldu, sonuçlanmadı, dolayısıyla somut şeyler veremeyeceğim. Ancak 50 kadar Kardeş Aile sözü var. İyi bir katılım oldu. Biz buradan tekrardan Kürt medyasına teşekkür ediyoruz. Bu son bir yıl içerisinde yıkıma uğrayan kentler için ayrı ayrı programlar, kampanyalar yapıldı. Stêrk TV, Med Nûçe TV, Özgür Politika ve ANF'nin de destekleri ile kampanyalar yürüttük. Bu kampanyalarla halka daha iyi ulaşma imkanı oldu. Katılımın daha fazla olmasını isterdik. Çünkü ihtiyaç çok fazla. Ancak yine de halkımızın duyarlı olduğunu düşünüyoruz. Aynı duyarlılığı yine göstereceklerini umuyoruz. Kürtlerin Avrupa’da ciddi ekonomik altyapılarının olduğunu biliyoruz. Şu ana kadarki yardımların bu ekonomik altyapıyı tam olarak yansıttığını da söyleyemeyiz, daha fazla yapılabilir.

Daha fazla derken...

Dediğim gibi örneğin Kardeş Aile Kampanyası dediğimiz şey, ayda 150 Euro ile bir yıl boyunca oradaki bir ailemizle kardeş olunması. Bu 150 Euro oradaki ailenin bir aylık tüm giderlerini karşılayacak bir miktar değil ama yine de katkı payı çok büyük. Sadece yaranın bir kısmını sarmaya yeten bir rakam aslında. Yine de burada yaşayan birçok ailemizin fedakarlık yaptıklarında bir araya getirebileceklerini düşünüyoruz. Ayrıca durumu olmayanlar 2 aile, 3 aile olarak da bir araya gelip bu miktarı toplayabilir. Bu anlamda biz, insanların duyarlı olmalarını bekliyoruz. Bazı insanlarımız şunu da düşünebilir; 'bir yıl boyunca devamlı yapamayız.' Bunu yapamayan insanların da maddi yardım şeklinde katılmalarını bekliyoruz. Çünkü yıkım çok fazla. Biz devletsiz bir halkız. Görüldüğü üzere oradaki belediyelerimizin çoğuna da kayyum atanmış durumda. Dolayısıyla oradaki belediyeler de çalışamaz duruma getirildi. Tamamen kendi yaramızı kendimiz sarmak durumundayız.

Bunu Rojava’da da yaptık. Kurum olarak iki üç senedir çalışmalarımız genelde Rojava üzerinde yoğunluktaydı. Rojava’da da büyük bir yıkım oldu. Orada da herhangi bir devlet ya da uluslararası kurumun yardımını alamadık. Aldıysak da bunlar çok küçük miktarlardaydı. Oradaki halkımızın da yardımına koşan Kürt kardeşleri oldu, Kürt kurumları oldu. Yine Heyva Sor büyük oranda burada rolünü oynadı. Oradaki çalışmalarımız da halen devam ediyor çünkü hala ihtiyaçları var. Orada da halen bir savaş hali var. Bütün bunlardan dolayı da ihtiyaçlarımız kurum olarak oldukça fazla.

‘HALK OLARAK KENDİ YARAMIZI BAĞLAMAK ZORUNDAYIZ’

Kürtlerin dışındaki kurum ve öne çıkmış kişilerle de dayanışma etkinlikleri planınız var mı?

Deneyimlerimizden şunu söyleyebilirim; son bir yıl içinde yaşanılanları da göz önüne aldığımızda, buradaki kurumların çoğu da devletler itibarı ile çıkar ilişkilerine dayanıyor. Karşımızda maalesef Türk devleti olduğu için bu kurumlar da insani yardımlarda sessiz kalıyorlar. Neticede Cizre’de bunun örneğini gördük. Cizre’de insanlar bodrumlarda canlı canlı yakılırken Şırnak Milletvekili Sayın Faysal Sarıyıldız’ın hem BM, hem AHİM, hem de başka kurumlara birçok sefer çağrısı oldu. Çok iyi hatırlıyoruz; bunlar yanıtsız kaldı, hiçbir duyarlılık olmadı. Bunu yardım kurumlarında da görüyoruz. Mesela uluslararası Kızılhaç gene çalışmalarını Kızılay’la birlikte yürütüyor. Biz burada onlara gittiğimizde "Bölgenizde Kızılay var, orayla ilişkiye geçin" dediler. Kızılay'ı da biliyorsunuz, Kürdistan’ın sömürgeci statüsünden dolayı, sömürgeciliğin bir kurumu. Kızılay'ın Rojava’da nasıl bir rolde olduğunu çok iyi gördük. Yardım adı altında kamyonlarla çetelere nasıl silah taşıdıklarını biliyoruz. Daha çok bu biçimde verilmiş bir rolü vardır. Mazlumdan yana değildir, daha çok bu felakete sebep olandan yana bir konum belirlemişlerdir. Bunun görsel kanıtları var, yazılı kanıtları vardır. Kuzey Kürdistan’da bu yıkımı yapan zaten devletin kendisi, Kızılay da onun kendi kurumudur.

Ama bazı kurumlar var, sol-sosyalist kurumlar var. Onların da bu biçimde çalışmaları oluyor. Ama onlar da diğer kurumlara nazaran büyük değiller. Onların dahi belli noktalarda çekinceleri ortaya çıkıyor. Çalışmalarımız böylesi kurumlarla, sol-sosyalist kurumlarladır. Ancak az da olsa diğerleri ile ortak çalışmalarımız da var.

İhtiyaçlara tekrar dönersek... Halihazırda temel önceliğiniz nedir?

Şu anki önceliğimiz şehir olarak Şırnak. Şırnak'ta 9 mahalle Türk devleti tarafından hasarlı bahanesi ile yerle bir edildi. Halk göç etmek durumunda kaldı. Bunlar şimdiye kadar demin dediğimiz yerlerde, derme çatma yerlerde, çadırlarda kaldılar. Acil olan daha çok oradaki halkın, ihtiyaç sahiplerinin kış için çadır, soba, battaniye, döşek gibi şeylerdir. Bunun yanında gıda ve sağlık malzemeleri de aciliyet oluşturuyor.

Çadır, Botan’ın ağır kış koşullarına çözüm mü?

Cevap değildir kuşkusuz, ancak hiç yoktan insanların barınabilecekleri yer olacaktır. Çünkü şu anki şartlar oldukça zor. Botan’da kış koşulları çok zor. Ondan dolayı halkın sahip çıkması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü bu insanlar büyük bir direniş gösterdiler. Bu direnişi yaparlarken bütün Kürt halkı adına direndiler ve hala da direniyorlar. Bundan dolayı burada, yurt dışında yaşayan insanlar, vicdan sahibi olan insanların mutlaka duyarlılık göstermesi lazım.

Burada bulunan Kürtler de, benzer koşullardan dolayı buraya gelme durumunda kalmışlar. Ağırlıklı kesimi politik gerekçelerle buradalar. Bu nedenle bir de manevi boyutu var galiba...

Evet. Halkımız daha çok '80’li ya da '90’lı yılların başında gelenlerden oluşmakta. Benzer acıları, zorlukları yaşayan insanlardır. O zaman 4 binin üzerinde köy yakıldı, şimdi Türk devleti olayı bir aşama daha ileri götürüp şehirleri yaktı, şehirleri yerle bir etmeye başladı. Yaşanılan acılar benzer acılardır. Kampanyalara duyarlılığın en büyük nedenlerinden birisi de herhalde bu benzerliktir. Her şey maddiyat değildir, manevi yönden de desteğe ihtiyaçları var. Yani bu anlamda Kardeş Aile Projesi düşünüldü. Bu projede amaç, sadece maddi yönü değildir. Esas aldığımız temel ihtiyaçları karşılamak ama bunun yanı sıra, mağduriyet yaşayanların yalnız olmadıklarını hissetmelerini sağlamak... Kardeş Aileler doğrudan iletişime geçiyor. Buradan aileleri ziyarete giden birçok ailemiz oldu. Onların yaşadığı koşulları gördüler, onların acılarını bir nevi paylaşmaya çalıştılar.

Şu anda 4138 aile Kardeş Aile yapıldı. Bu birkaç aylık süre içinde başlatılan bir kampanya. Şu an ağırlığımız Şırnak ve Nusaybin. Şırnak’ta ulaştığımız sayı bugün itibarı ile 580 ailedir. Nusaybin 750, Cizre 981, Hezix 282, Sur'da 743; Silopi 293, Gever 514, Qıleban(Uludere) 3, Dargeçit 1.

Durumunu kısmen iyileştirebilen aileler oldu mu?

Düzeltmek biraz zor. Çünkü yıkım çok fazla. Ama var öyle örnekler. Ama bu insanlar da çok ahlak sahibi insanlar, bu yönüyle de çok açık ve onurlu insanlar. İhtiyaçları olmadığı zaman çıkıp diyebiliyor, 'Bizim artık ihtiyacımız yok' diye. Ama hasar o kadar çok ki, maalesef koşullar itibarıyla da çok nadir iyileştirilenler olabiliyor.

Dayanışmak isteyen, Kardeş Aile edinmek isteyenler size nasıl ulaşacak?

Bizim web sayfamız üzerinden tüm bilgileri bulabilirler. www.heyvasor.com adresi üzerinden direkt olarak bize ulaşacakları bilgiler var. Oradan telefonlar ve banka bilgilerimiz mevcuttur. Yalnız sosyal medyada adımıza açılan sayfalar da olabilir, o açıdan web sayfamızı kullanarak ulaşmaları en iyisi. NAV-DEM bünyesindeki Kürt dernekleri üzerinden de ulaşabilirler. NAV-DEM, KCDK-E ile de birlikte yürüttüğümüz bir kampanya. Dünyadaki Kürt dernekleri üzerinden de bize ulaşılabilir.

Şunu da ek olarak belirtmek istiyorum; kurbanlarını oralarda vermek isteyenler, Alevi halkımızdan da lokmalarını orada dağıtmak isteyenler oldu. Böyle dini vecibelerin en çok oralarda kabul olacağı inancıyla oraya aktarmak isteyenlerin de katkıları oldu. Yine fitre ve zekatlarda da aynı biçimde aktarılması isteyenlerin bağışı oldu. Bu açıdan da insanların çok duyarlıkları oluyor, en hayırlı olduklarını düşündükleri yerler olduğunu düşünüyorlar. Hem dini vecibelerini yerine getirebiliyorlar, hem de vicdani olarak bir manevi yükü hafifletmiş oluyorlar. Mesela babasını kaybeden bir insanımız geldi ve babası için bir hayır işlemek istediğini söyledi bize. Belli bir miktar nakit göndermek istiyordu. Oradan bir aileyle bağlantıya geçti. Ayrıca hayır olarak aktarılan miktar da oradaki ailelere gönderildi. Bu tarz yardımlarda bulunmak isteyenler de, dini vacibelerini de aynı zamanda yerine getirmiş oluyorlar. Dinen de şu anda yapılabilecek en iyi şeylerdir, diye düşünüyoruz.