'Kadınlara çıplak arama ataerkil baskıyı artırmak için yapılıyor'

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nin Kadın Ağı Temsilcisi Avukat Ezgi Duman, karakol ve hapishanelerde artış gösteren çıplak arama için, "Bir suç şüphesinden değil, kadın üzerindeki ataerkil baskıyı artırmak için yapılıyor" dedi.

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nin Kadın Ağı Temsilcisi Avukat Ezgi Duman, karakol ve hapishanelerde artış gösteren çıplak arama için, "Bir suç şüphesinden değil, kadın üzerindeki ataerkil baskıyı artırmak için yapılıyor" dedi. Duman, çıplak aramaya maruz kalan tüm kadınlara kadın örgütleri ve insan hakları örgütlerine başvuruda bulunmaya ve suç duyurusu yapmaya çağırdı.

Gözaltı merkezlerinde "çıplak arama" adı altında yapılan cinsel işkencede ciddi artış söz konusu. 

Geçtiğimiz günlerde Beşiktaş'ta 1 Mayıs bildirileri dağıtırken gözaltına alınan Özgür Genç Kadınlar, götürüldükleri Beşiktaş Polis Karakolu'nda "çıplak arama" dayatmasına maruz kaldılar. ÖGK'lılar buna itiraz edince darp edildi. Özgür Gelecek dergisi okurlarına yönelik olarak gerçekleşen operasyonda gözaltına alınan A.K. da evinde çıplak arama dayatması ile karşı karşıya kaldı.

Sadece gözaltı sırasında değil, hapishaneye ilk giriş ya da hapishaneler arasında sevk sırasında da çıplak arama kadın tutsakların sıkça karşılaştığı bir uygulama haline geldi.

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nin Kadın Ağı Temsilcisi Avukat Ezgi Duman, konuyla ilgili olarak ANF'nin sorularını yanıtladı. Duman, gözaltı merkezlerinin yanı sıra Antalya L Tipi Hapishanesi, İzmir Şakran Hapishanesi, Sincan Kadın Kapalı Hapishanesi ve Tarsus Hapishanesi'nden adli ya da siyasi kadın tutsaklara çıplak aramanın yapıldığını söyledi. Duman, özellikle 2015 yılının son aylarından itibaren Kürt kentlerinde gözaltına alınan hemen hemen her kadına uygulandığını belirtti. 

Kadının iradesi dışında bedeni ve iradesine yönelik cinsiyet kimliği ya da cinsel yönelimi üzerinden yapılan her türlü müdahale ve aşağılamanın cinsel taciz anlamına geldiğini belirten Duman, diğer cinsel şiddet saldırılarında olduğu gibi gözaltı ya da hapishane girişlerinde yapılan aramalarda da kadın beyanının esas olduğunun altını çizdi.

Gözaltı merkezleri ve hapishanelerde kadınların yaşadığı cinsel tacizin "çıplak arama" adı altında gerçekleştiğini belirten Avukat Duman, "Maalesef mevcut yasalar çıplak aramaya izin veriyor" dedi.

'ÇIPLAK ARAMA KEYFİ BİR UYGULAMA'

Yasaya göre, bir şüpheliye çıplak arama yapılması "makul şüphe" kriterinin arandığını söyleyen Avukat Duman şöyle konuştu: "Birincisi; şüphelinin ya da mahpusun bedeninde, üzerinde ve iç bedeninde suç teşkil edecek şeyler taşıdığına dair bir makul şüphe olması lazım. İkincisi de suç unsuru oluşturan şeyi başka türlü bulamaması gerekiyor. Bu durumlar söz konusu değilse kolluk teknik aletlerle ya da beş duyu organı ile aramak zorunda. Çıplak arama en son başvurulacak uygulama. Ancak pratikte böyle olmuyor. Makul şüpheye dair tek bir gerekçe sunulmuyor. Tamamen keyfi bir şekilde çıplak arama gerçekleştiriliyor."

Çıplak arama konusunda da usul ve kıstasların uygulanmadığına dikkat çeken Duman, yasadaki düzenlemelere ilişkin şu bilgileri verdi: "Öncelikle şüpheli gözaltında alındığında çıplak arama yapılacaksa bunun gerekçelerinin sunulması gerekiyor. Diyelim ki; makul şüphe var ve gerekçeleri sunuldu. Bu durumda da kadın şüpheliyi kadın polis aramak zorunda. Yasanın bu maddesine de pek uyulmuyor. Kadın polisin kadın şüpheliyi başka birinin görmeyeceği şekilde araması gerekiyor. İlk önce üst bedeninde arama yapılıp giydirildikten sonra alt bedenin aranması gerekiyor. Kolluk kuvvetlerinin güvenliğini sarsacak bir durum olmadığı sürece kesinlikle kadının bedenine dokunulmaması gerekiyor. Bu kuralların hiçbirine uyulmuyor. Kadınlar çırılçıplak soyuluyor ve bedenlerine el ile müdahale ediliyor.

Hapishaneye ilk girişte de çıplak aramanın nasıl yapılacağı tüzükte düzenlenmiş durumda. Gözaltı süreçlerindeki kurallara ek olarak, hapishanelerde özellikle iç beden aramalarının doktor tarafından yapılması gerekir. Ama ne yazık ki bu da uygulanmıyor."

'YASADAKİ MAKUL ŞÜPHE TANIMI KEYFİYETE ZEMİN SUNUYOR'

Yasadaki "makul" şüphe kriterinin de keyfiyete açık bir düzenleme olduğunun altını çizen Avukat Duman, "Örneğin, bir kadın mahpus bir hapishaneden başka bir hapishaneye sevk ediliyor. Zaten hapishaneden çıkıyor, arama yapılıyor, ring aracına bindiriliyor, askerin gözetiminde diğer hapishaneye götürülüyor. Ancak yeni hapishaneye girerken yeniden çıplak aramaya maruz kalıyor. Burada nasıl bir makul şüphe ile çıplak arama yapılıyor" diye sordu.

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nin Kadın Ağı Temsilcisi Avukat Ezgi Duman, çıplak aramanın sistemin kadın üzerindeki ataerkil baskıyı artırma amacı nedeniyle uygulandığını belirtti ve ekledi: "Bütün her şey gibi 'suç' ve 'ceza' da cinsiyetlendirilmiş durumda. Devletin mantığına göre, kadınlar yasalarda 'suç' sayılan filleri bile işleyemez. Bir kadın olarak erkek alanına girmiş oluyorsun ve devlet seni cinsel şiddet ile ayrıca cezalandırıyor. Sana ayrılan özel alandan çıkarsan hangi 'suçu' işlersen işle -bu yasalarda 'suç' sayılan hırsızlık da olabilir, yasalarda 'suç' sayılan siyasi bir eylem de olabilir. Sen ne yaparsan yap eril bir alana girmiş oluyorsun ve devlet aslında seni izaha getirmeye çalışıyor. Çıplak aramanın bir suç şüphesinden değil, kadın üzerindeki ataerkil baskıyı artırma amacından kaynaklandığını düşünüyorum."

'KADINLAR ŞİKAYETÇİ OLMALI'

Kadınların maruz kaldıkları çıplak aramaya itiraz etme haklarının bulunduğunun altını çizen Avukat Duman, kadınlara şu önerilerde bulundu: "Kolluk kuvvetinin aramanın gerekçesini gösteren yazılı bir belgeyi şüpheliye göstermesi gerekiyor. Kadınlar bunu talep edebilirler. Ancak bu belgeyi almak pek mümkün olmuyor. O yazılı belge olsa da olmasa da çıplak aramaya maruz kalan kadınların, bu durumu kadın örgütlerine ve insan hakları örgütlerine bildirmesi ve suç duyurusunun yapılması gerekiyor. Çünkü ortada hukuksuz bir uygulama söz konusu. Hukuki sürecin başarıya ulaşabilmesi için de kadın dayanışması ile kamuoyu oluşturmak önemli."