Meclis Çocuk İstismarını Önleme ve Araştırma Komisyonu Üyesi İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Van milletvekili Bedia Özgökçe Ertan, Siirt milletvekili Besime Konca, Antep milletvekili Mahmut Toğrul ile HDP Göçmen ve Mülteci Komisyonu üyeleri Bereket Kar ve Gülsüm Ağaoğlu'ndan oluşan HDP heyeti, kampta inceleme yapmak için Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı'na başvurdu. Ancak heyetin kampa girişine izin verilmedi.
Göçmen ve Mülteci Komisyonu Üyesi Ağaoğlu, kentte yaptıkları çalışmaları anlattı. Söz konusu kampta incelemede bulunmak üzere gereken başvuruyu yaptıklarını hatırlatan Ağaoğlu, "Ancak, kampa geldiğimizde görevli,  başvurumuzun kendilerine ulaşmadığını belirterek, girişimize izin vermeyeceklerini söyledi" dedi. 
Kampın dışında Suriyeli bir çocukla kısa bir görüşme yaptıklarını belirten Ağaoğlu, şöyle konuştu: "Çocuk, kampta 2 saat su verildiğini, hem su sorunu hem de mahremiyet koşulları sağlanmadığı için banyo yapamadıklarını, az yemek verildiğini anlattı. Nizip'te konteynır ve çadır olmak üzere iki tür kamp var. Mülteciler arasında da bir statü farklı oluşturularak insanlar kamplara yerleştirilmiş" dedi.

'İSTİSMAR GEÇEN YIL YAŞANMIŞ'

Kampta inceleme yapmak istemelerinin nedeni olan çocuklara yönelik cinsel istismarın geçen yıl yaşandığını öğrendiklerini söyleyen Ağaoğlu, "Ancak biz bu istismarı, kamplar şeffaf olmadığı için ancak Nisan ayında öğrenebildik" diye konuştu. 
Ağaoğlu, HDP heyeti olarak kentteki KAMER, Baro ve İHD yetkilileri ile görüştüklerini, kampta yaşanan cinsel istismara dair bilgilerin bu görüşmelerde de doğrulandığını söyledi. Ağaoğlu şöyle konuştu: "KAMER'deki yetkililer, cinsel istismar, erken yaşta evlilik gibi vakaların yaşandığını anlattı. Kadınlar, kız çocukları 'evlat edinme' gibi prosedürler altında evlendirildiğini, kamp içinde ve dışında fuhşa zorlandıklarını söylediler. Türkiye'deki bir erkeğin, resmi nikahlı eşini kardeşi olarak tanıtarak, kamptaki bir kadınla birlikte olduğu ya da erkeklerin sözlü vaatlerle kadınlarla birlikte oldukları yönünde sayısız şeyler duyduk. Baro'nun insan hakları, çocuk hakları komisyonları ile kadınlarla ilgili birimleri de, vakalara müdahil olurken sorunlar yaşadıklarını, birçok ihlal bilgisinin baroya ulaştırılmadığını anlattı. İHD'deki gönüllüler de benzer hak ihlallerini anlattı. TTB yetkilileri ise kampa girdiklerini, cinsel istismar ile ilgili bazı bilgilere ulaştıklarını, bunlar devletin resmi kayıtlarına geçtiğinde kamuoyuyla paylaşacaklarını söyledi."

'GERİ GÖNDERME MERKEZLERİ ÖLÜM MERKEZLERİ GİBİ'

Temasları  sırasında geri gönderme merkezlerinde yaşanan sorunlara ilişkin de bilgiler aldıklarını anlatan Ağaoğlu, "Buradaki insan hakları örgütleri, geri gönderme merkezlerinin ölüm merkezi gibi çalıştığını anlatıyor. Hem mülteciler geri gönderme merkezlerinde kaldıkları sürelerde işkenceye maruz kalıyorlar hem de öldürüleceklerinin kesin olduğu bölgelere gönderiliyorlar. Normalde insanların geri gönderileceği yerleri tercih etme hakkı olmasına rağmen, IŞİD'in elinde olan yerlere gönderiliyor. Bu ölüme göndermek demek" dedi.
Nizip'teki AFAD kampını "cezaevi"ne benzeten Ağaoğlu, girişlerinin engellenmesine ilişkin olarak, "Belli ki şartları görmemizi istemediler. O tecrit neden yaratılıyor? Orada bir sorun olmasaydı, şeffaflık sağlanırdı. Sorun yaratan bir şeyler olduğu için kampa girişimize izin verilmedi. Bizden neyi gizliyorsunuz?" diye sordu.
Kamplarda taciz ve tecavüz gibi ağır hak ihlallerinin yanı sıra "IŞİD'e eleman devşirildiği" şeklinde bilgilerin de heyete iletildiğini anlatan Ağaoğlu, mültecilik hakkının insan hakkı temelinde ele alınarak mültecilere insani yaşam koşullarının sağlanması gerektiğini belirtti. Tüm kampların acilen bağımsız kurumların, uzmanların ve milletvekillerinin incelemesine açılması gerektiğini belirten Ağaoğlu, "Bu kamplarda gereken şeffaflık acilen sağlanmalı. Heyetimizde yer alan Meclis Çocuk İstismarını Önleme ve Araştırma Komisyonu Üyesi İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu milletvekilimiz Filiz Kerestecioğlu, bir Meclis heyetinin kampta incelemede bulunması girişimlerde bulunacak" dedi.