Onurlu: Ekoloji sınıf ve sınır tanımaz

Nükleer ve kimyasal silahların, soykırımların, türlerin yok oluşunun doğal dengeyi bozduğuna dikkat çeken ekolojist Selda Onurlu, "İnsan doğaya hükmetmekten vazgeçmeli" dedi.

Türkiye’de koronavirüs (Covid-19) salgınının ekolojiyle ilişkisi üzerine etkin çalışmalar yapılmadığını dile getiren çevreci aktivist Selda Onurlu, ekolojinin ne denli sınır tanımaz, sınıf tanımaz olduğunu, insanın doğanın sahibi değil bir parçası olduğunu yeniden anlaması gerektiğini söyledi.

Benzer sorunların tekrarlanmaması için insanların doğaya saygılı olmayı prensip edinmesi gerektiğini kaydeden Onurlu, "İnsanın ayaklarıyla basmaması gereken bölgelere iş makineleriyle girmemesi, her türlü projenin maddi kazanımlarını değil doğaya vereceği zararları dikkate alarak ekoloji yanlısı tutum geliştirilmeli. Sanayici değil, emeğiyle yaşamını sürdüren desteklenmeli. Çünkü çevrenin canına okuyanın sanayi olduğunu artık tüm canlılar biliyor, hissediyor" dedi.

İNSAN AKLI DOĞANIN AKLINA SES VERMELİ

İnsanın doğadan ayrı değerlendirilmemesi gerektiğinin altını çizen Onurlu, "Doğaya yaklaşım dediğinizde doğa başka bir şey, insanlar başka bir şey gibi algılanıyor. İnsan doğanın parçası. İnsan, doğa içinde uyumlu yaşamalı. Aksi halde doğa kendi dengesini kurar ve bu denge insanların pek işine gelmez. Bu nedenle kendini akıllı bulan insan, doğanın aklına ses vermeli, hükmetmekten vazgeçip parçası olmalı, düzeltmeye başlamalıdır. Nükleer silahlara, kimyasal silahlara, soykırımlara ve türlerin yok oluşlarına çevre tahammül etmeye çalışıyor. İnsan türü ise halen kendi bozduğunu düzeltmemekte, yanlışta ısrar etmekte. İnsan türü kendine çeki düzen vermeli.

Tüm ülkeler doğa adaletini de içine alan bir yaklaşıma mecburdur. Ekoloji düşünülürken bir ülke değil tüm dünya düşünülmelidir. Hatta uzay ve ötesi… Çünkü ekoloji meseleleri; sınır tanımıyor, kirli hava bir gün Çin’de, diğer gün Kore’de olabilir. Dil, dil, ırk tanımıyor. Bu suyu bir Amerikalı içecek suyu kirletmeyeyim demiyor doğa. Türkiye topraklarında kullanılan tarım ilaçları ile İran toprakları kirlenmesin bu insanlar araya sınır koymuşlar, pestisiti kullanmayan ülkenin toprakları temiz kalsın demiyor doğa.

Doğa insan türünün prensiplerinden bihaber. Hayvanlar bihaber, bitkiler bihaber. Örneğin su miktarı dünyada aynı. Ama içilebilir su miktarı tükenmek üzere. Toprak miktarı aynı ancak, tarıma elverişli toprak miktarı çok azaldı. Kimyasalların bulaşmadığı toprak neredeyse yok denecek kadar az. Günlük hayatta petrol türevleriyle çalışan araçların ve sanayisi yoğun bölgelerde solunabilir hava kalitesi düşük durumda" diye konuştu.

DÜNYA HALA KURTARILABİLİR

Koronavirüsten önce de Çin’de hava kirliliğinden dolayı insanların uzun süredir maskelerle yaşadığını hatırlatan Onurlu, "Bu sorun sadece orada mı kalacak? Hayır, hava hareketli olduğundan sürekli yayılacak. Bitki çeşitliliği de gün geçtikçe azalmakta. Gıda için kullanılan bitkilerin tohumlarına ulaşmak zorlaşmakta. Soyu tükenmiş hayvanlar ansiklopedilere konu olacak kadar çok sayıda. Gezegenin başına felaket getirmiş olan nüfusu giderek artan tek tür ise insan" ifadelerini kullandı.

Çevre kirliliğinin olumsuz etkilerini aktarmak için çok geniş bir zaman gerektiğini vurgulayan Onurlu, birkaç örnek vererek neyin nelere yol açabileceğini anlattı: "Örneğin; bir yere nükleer bomba atılır, deneme amacıyla, o bölgede özürlü çocuk dünyaya gelme sayısı artar. Bölge insanlarının kansere yakalanma oranında artışlar görülür. Hayvan ve bitkilerdeki hastalık ve ölüm artışları istatistiklerde yerini almasa da zarar gördükleri tespit edilir. Ölçümler nükleer denemeler ardından doğada radyasyon oranları normalin kat be kat üzerinde olduğunu gösterir. Bu durum tüm canlıların ve doğal çevrenin dengesine etki eder. Toprağın, suyun, havanın yapısı değişir. Kimyasal maddeler çevreye bulaşarak kirlenmeye yol açar. Bu kirlilik kalıcı ve nesiller boyunca da yok edici potansiyelini koruyabilir."

Tüm dünya ülkelerin ekoloji odaklı kararlar vermesi halinde sorunların çözülebileceğini belirten çevreci aktivist Selda Onurlu, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Atıkları temizlemek çok zor. Amerikan askerlerinin eğitim üssü olarak kullanılan Puerto Rico'daki Vieques adasında biriken toksik kimyasalları (çoğunluğu ağır metal) temizlemek için dört milyar dolar gerekiyor örneğin. Ada sadece 34 km boyunda ve 6 km eninde. Yüz ölçümü çok daha büyük ve en az 365 (bazı tahminlere göre 1000) farklı yerleşim bölgesi radyoaktivite ile ağır bir şekilde kirlenmiş olan Irak’ı düşünelim bir de. Radyoaktif kirlenmeyi temizlemek için henüz bir yöntem geliştirilemedi. Çözüm ise; doğa gibi olmak, sınırsız, sınıfsız, adil...Şu an dünya hala kurtarılabilir durumda. Tüm ülkeler rant değil, ekoloji odaklı karar verir birlikte hareket ederlerse sorun çözülebilir."