Avrupa’nın yeni çöp tenekesi: Türkiye

Türkiye son yıllarda Avrupa çöpünün temel alıcısı haline geldi. Çin’in yerine Türkiye geçti. 2018 yılında plastik ithalatı Türkiye’ye 770 milyon dolar kazandırdı.

Çevreci sivil toplum örgütü Greenpeace, Avrupa plastik atıklarının Türkiye’ye ihracının büyük artış gösterdiğini belirtirken, bunun çevre üzerindeki sonuçları konusunda uyardı.

TAMAMEN KAR ENDEKSLİ TEHLİKE SAÇAN İTHALAT

Avrupa ülkeleri başta olmak üzere kalkınmış ülkeler kendi atıklarının bir kısmından kurtulmak için ihracatı yaygın bir pratik olarak kullanıyor. Böylece kendi evlerinde bunu işletme gereği duymuyorlar, ancak getirisi olan bir ticaret olarak teşvik ediliyor.

Türkiye kullanılmış plastikleri geri dönüşüm için satın alırken, aynı zamanda ekonomisi için yararlı hammaddeler üretiyor. 2018 yılında plastik ithalatının Türkiye’ye 770 milyon dolar kazandırdığı belirtiliyor. Bu da ithalat maliyetinin altı katı bir gelire denk geliyor. Bu işin, çöpten de kar elde etme mantığını oluşturuyor.

ÇÖP İTHALATINDA 15 YILDA 173 KAT ARTIŞ

Avrupa İstatistik Ofisi Eurostat’a göre Türkiye’nin Avrupa’dan plastik atık ithalatların 15 yıl içerisinde 173 kat arttı. Son yıllarda bu artış büyük bir hız kazandı. Sadece 2019 yılında Türkiye başta Birleşik Krallık, İtalya, Belçika, Almanya ve Fransa’dan olmak üzere Avrupa’dan 582 bin tonu aşkın çöp ithal etti.

AVRUPA ÇÖPÜNÜN YENİ ADRESİ TÜRKİYE

Bunun nedeni ise basit bir şekilde özetleniyor: 2018 yılının başında en büyük çöp ithalatçısı Çin’di. Ancak Çin dönüştürülebilir atıkların çoğunu satın almayı durdurdu. Diğer bir çok Asya ülkesi de benzer tedbirler aldı. Avrupalılar da istenmeyen plastikler için yeni bir adres buldu: Türkiye.

Türkiye’nin çöp ithalatı belirgin bir şekilde artsa da bunun için yasal bir mevzuata da ihtiyaç duyulmuyor. Hukuksuzluğun hüküm sürdüğü Türkiye’de çöp ithalatı da, vahşi bir şekilde kar endeksli yürütülüyor. Yerel arabulucu şirketler üzerinden çöp ithalatı kolay bir şekilde yürütülüyor. İşin tek yasal çerçevesini de bu oluşturuyor.

TÜMÜ DÖNÜŞTÜRÜLMÜYOR

Francetvinfo sitesine göre Greencpeace Akdeniz program koordinatörü Deniz Bayram, “Gümrük kapılarında bu atıkları taşıyan kamyonların sadece kabaca kontrol edildiği ya da hiç edilmediğini gözlemledik” dedi. Bayram, “Bu atıkların toplu olarak taşındığında kimyasal reaksiyonlara yol açabileceği biliniyor. Aynı şekilde, içeriye giren bu atıkların gerçekte dönüştürülebilir olduğu ya da onaylı olup olmadığı, örneğin tıbbi atıklar gibi zehirli ve illegal atıklar içerip içermediği bilinmiyor” diye belirtti.

Girişte kontrol olmadığı için keyfi uygulamalar ve istismarlar da, yine hükümetin politikaları ile doğrudan bağlantılı olarak kaçınılmaz hale geliyor. 2018 yılında İzmir’deki Kemalpaşa’da Ege Denizi kıyılarında açık hava çöplüğü tespit edilmişti. Tarımsal bir arazide tonlarca plastik atık içeriyordu. Bu atıkların çoğunluğu, Avrupa’dan gelmişti. Bayram, bunun artan ithalatların doğrudan bir sonucu olduğuna dikkat çekiyor. Türkiye’ye giriş yapan plastiklerin tamamı dönüştürülmüyor. Dönüştürülmeyenler de doğaya atılıyor. Greenpeace geçen hafta, atık ithalatının yasaklanması için bir imza kampanyası başlattı.