Rojava'daki etnik temizlik İsveç ve Finlandiya'nın gündeminde

Sosyalist Milletvekili Amineh Kakabaveh, Türk devletinin Rojava'da gerçekleştirmek istediği etnik temizliği İsveç Parlamentosu'nun gündemine getirdi. İsveç ve Finlandiya medyası da konuya yer verdi.

Amineh Kakabaveh, Türk devletinin Kuzey Suriye ve Rojava'ya yönelik işgal saldırılarını, Kürt ve diğer azınlık halkları bölgeden sürme ve yerlerine cihatçı çeteleri yerleştirme girişimlerini yazılı bir soru önergesiyle parlamentonun gündemine taşıdı.

Konunun parlamentoda ele alınarak tartışılmasını, Türk devleti ve beraberindeki çetelerin Rojava halklarına saldırı ve katliamlarının durdurulması ve etnik temizliğin engellenmesi için İsveç'in Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği nezdinde girişimde bulunmasını istedi.

Kakabaveh, Dışişleri Bakanı Ann Linde'nin yanıtlaması talebiyle parlamentoya verdiği “Türkiye'nin Rojava'ya yönelik saldırı savaşı” başlıklı önergesinde Türk devletinin gerçekleştirdiği savaş ve insanlık suçları hakkında ayrıntılı açıklamalarda bulundu.

NATO'nun ikinci büyük ordusuna sahip Erdoğan rejiminin yayılmacı ve saldırgan bir politika izlediğini ve Türk devletinin güvenliğini sağlamayı bahane ederek Rojava'da değişik halkların oluşturduğu sistemi tehlike olarak gördüğü için ortadan kaldırmak istediğini söyledi.

Türk devletinin saldırılarından sonra yüzbinlerce kişinin topraklarını terk etmek zorunda kaldığını hatırlatan Kakabaveh, Erdoğan'ın bu bölgelere tıpkı Saddam Hüseyin'in Kerkük'te yaptığı gibi Suriyelileri yerleştirmek istediğine ve etnik temizlik yapmak istediğine dikkat çekti.

KAKABAVEH: BM VE AB GİRİŞİMDE BULUNMALI

Kakabaveh, Türk devletinin saldırılarının engellenmesi için İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde'nin Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği nezdinde girişimde -bulunmasını, BM ve AB'nin bölgeye gözlemci göndermesini ve Kuzey Suriye'nin uçuşa yasak bölge olarak ilan edilmesini istedi.

Önergesi hakkında ANF'ye açıklamalarda bulunan Kakabaveh, İsveç ve Avrupa Birliği ülkelerinin Türkiye'ye silah ihracatını durdurmasını olumlu ancak yetersiz olduğunu belirtti.

Türk devletinin Rojava ve Kuzey Kürdistan'da gerçekleştirmek istediği etnik temizliğin engellenmesi için işgalin sürekli gündemde tutulması ve bölgeye Türk devletiyle yakın ilişkide bulunan çetelerin ve ailelerin yerleştirilmesinin engellenmesi gerektiğini söyledi.

İsveç ve Avrupa Birliği'nin Kuzey Suriye'deki insanların yaşamlarının korunması ve Türkiye'nin işgal ettiği yerlerden çıkması için somut girişimlerde bulunmaları gerektiğini ifade etti.

MADON: ERDOĞAN'IN KÜRTLERE KARŞI SAVAŞINI DURDURUN

Günlük yayımlanan UNT gazetesinin Başyazarı Sakine Madon da “Erdoğan'ın Kürtlere karşı savaşını durdurun” başlıklı makalesinde ABD'nin askerlerini geri çekmesinden sonra Erdoğan'ın Kürtleri askeri olarak zayıflatmak ve Suriye'deki Kürt yerleşim birimlerine 2 milyon civarında sığınmacıyı yerleştirmek istediğini belirterek şu değerlendirmeyi yaptı.

“Bu, İsveç Savunma Araştırma Kurumu'ndan (FOI) Bitte Hammargren'in'in söylediği gibi pratikte etnik temizlik demektir. Erdoğan bir taş ile iki kuş vurmak istiyor. Durum Kürtlerin dışındakiler için de tehdit oluşturuyor. Suriye ve Irak'ta birçok cihatçı var. Kürtler, Hıristiyanlar ve diğer hedeflere saldırarak öç almak isteyecekler.”

ABD'nin tarafını seçtikten sonra Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler'in devreye girmesi gerektiğini söyleyen Madon, Ortadoğu'daki kaos, savaş ve radikal İslam’ın büyük olumsuz sonuçları olacağı uyarısında bulundu.

İŞGAL EDİLEN BÖLGELERE ÇETELER YERLEŞTİRİLİYOR

Finlandiya Ulusal Haber Ajansı Yle, Türk devleti ve beraberindeki çetelerin Kuzey Suriye'de gerçekleştirmek istediği etnik temizliğe dünyanın tanınmış uzmanlarının görüşlerinden alıntılar yaparak geniş yer verdi.

“Gözlemciler, Türkiye ve Suriyeli ortaklarının Kürtler ve diğer halk gruplarını sınır bölgelerinden sürüp yerlerine Arapları yerleştirerek bir etnik temizlik yapmasından kaygılanıyor” dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan sızan bir belgenin Erdoğan'ın Kürtleri bölgeden sürmek istediğini gösterdiği belirtilen makalede, “Sığınmacılarla dolu araba konvoylarının sınırdan Tel Abyad ve Resul Ayn'a girdikleri görüldü. İşgal edilen bölgelere yerleştirilenler Türkiye için savaşan milislerin aileleri” denildi.

Bunun Erdoğan'ın 2 milyon civarındaki Suriyeli sığınmacıyı sınır bölgelerine yerleştirme planlarının bir işareti olduğuna dikkat çekildi.

SMO ÇETELERİ GERİ DÖNMEK İSTEYEN KÜRTLERİ ENGELLİYOR

Değişik kaynaklardan gelen bilgilerin evlerine geri dönmek isteyen Kürtlerin Türkiye'nin yanında işgale katılan Suriye Milli Ordusu (SMO) çeteleri tarafından engellendiğini belirtilen makalede çetelerin gerçekleştirdiği savaş suçlarına şu ifadelerle dikkat çekildi.

“Türkiye'nin silahlandırdığı ve eğittiği Suriye Milli Ordusu güçleri işgal edilen bölgelerde sivil halka karşı bir dizi suç işledi. İnsan hakları örgütü Human Rights Watch infazları ve kayıp edilmeleri rapor ediyor. Türkiye’nin 'güvenli bölge' dediği yerlerde askerler, Kürtlerin evlerini yıktı ve talan etti. SMO'nun askerleri evlere el koyarak kendileri yerleşmeye başladı.”

Türkiye'nin beraberindeki çetelerin sınır bölgelerinde yaşayan Hıristiyan köylerine de saldırdıkları belirtildi. SMO saflarında daha önce Hayat Tahrir El Şam ve El Nusra saflarında yer alan çok sayıda cihatçının bulunduğuna dikkat çekildi.

Kürtlerin daha önce DAİŞ saflarında yer alan ve şimdi işgal edilen 70 DAİŞ'linin adını yayınladığını belirtilen makalede, “SMO'nun sınır bölgelerinden yayınladığı videolar büyük ölçüde İslam Devletinin yaptığı savaş propagandalarının aynısı” denildi.

Yle, sınır bölgelerinde çekilen çok sayıda resmi de yayımladı. Resimlerden birinde kollarında Türk bayrağı taşıyan çetelerin bozkurt işareti yaptıkları görülüyor.