DAİŞ mağdurları: DAİŞ'liler uluslararası mahkemede yargılanmalı

NRLS tarafından organize edilen DAİŞ konulu forumda söz alan DAİŞ'in farlık yerlerdeki katliamlarının mağdurları, "Benzer yapıların ortaya çıkmaması için yakalanan DAİŞ üyelerinin uluslararası bir mahkemede yargılanmaları gerektiğini" kaydetti.

Rojava Stratejik Araştırmalar Merkezi (Navenda Rojava a Lêkolînên Stratejîk - NRLS) tarafından organize edilen uluslararası DAİŞ forumunda açılış konuşmasının ardından DAİŞ'in Suriye ve Irak başta olmak üzere dünyanın farklı yerlerinde yaptığı katliamların mağdur ve mağdur yakınları söz aldı.

"DAİŞ: Kökleri, Engeller ve Yüzleşme Stratejileri" ismiyle yapılan ve farklı ülkelerden yüzlerce aydın, yazar, gazeteci, siyasetçi, hukukçu ve insan hakları savunucusunun katıldığı konferansın açılış konuşmasını NRLS Koordinasyonu üyesi Ehmed Sîno yaptı. Sîno, formun birincil amaçlarının bölgenin güvenliği, DAİŞ'le mücadele, DAİŞ'in siyasi ve askeri bağlantılarının ortaya çıkarılması ve DAİŞ'in işlediği savaş suçlarından dolayı yargılanması olduğunu kaydetti.

DAİŞ'in başta Suriye ve Irak olmak üzere dünyanın birçok yerinde insanlığa karşı suçlar işlediğini kaydeden Sino, DAİŞ'e karşı mücadelenin de müşterek olması gerektiğine vurguda bulundu. Sîno, "DAİŞ ve üyelerinin uluslararası hukuka göre yargılanması konusunun tartışılması konusunda uluslararası kamuoyuna düşen görevlerin somutlaştırılması adına bu forum büyük bir fırsattır" dedi.

DAİŞ'in son yıllardaki terör saldırılarına ilişkin hazırlanan sinevizyon gösteriminin ardından DAİŞ terörünün tanıkları ve mağdurları söz aldı. Şengal, Kobanê, Fransa, Suruç, Dêra Zor ve dünyanın farklı yerlerinden DAİŞ katliamlarının mağdur ve tanıkları yaptıkları konuşmalarda DAİŞ çetelerinin yargılanması için "uluslararası bir mahkemenin kurulması" gerektiğini ve bu mahkemenin de "suçun işlendiği yerlerde olması gerektiğine" vurguda bulundu.

ÊZIDÎ KADIN: YARGILANMALI VE CEZALANDIRILMALILAR

"DAİŞ mağdurları ve yakınlarının tanıklıkları" seminerinde ilk olarak söz alan Êzidî genç kadın Makbûla Êzidiya, 3 Ağustos 2014 tarihinde DAİŞ çetelerinin Şengal'e yönelik saldırılarında nasıl kaçırıldığını, ailesinin nasıl katledildiğini ve köle pazarlarında nasıl "satıldığını" anlattı. Makbûla Êzidîya, DAİŞ'in en büyük vahşetinin Şengal'de yaşandığını kaydederek, söz konusu DAİŞ çetelerinin uluslararası bir mahkemede yargılanmaları ve cezalandırılmaları gerektiğini kaydetti.

YJŞ ÜYESİ SUAD: BENİMKİSİ BİREYSEL BİR İNTİKAM DEĞİLDİ

Makbula Êzidiya'nın ardından söz alan bir diğer Êzidî kadın ise Suad Mirad Xelef oldu. DAİŞ çeteleri tarafından kaçırıldıktan sonra Rakka'da köle pazarlarında "satıldığını" ifade eden Suad Mirad Xelef, YPG/YPJ savaşçıları tarafından kurtarıldıktan sonra Şengal'e döndüğünü ve burada DAİŞ çetelerinden intikam almak için YJŞ'ye katıldığını kaydetti. Suad Mirad Xelef, "Benim intikamım sadece bireysel bir intikam değildi. Ben bütün Êzidî kadınların intikamını almak için silah elime silah aldım. Sonra QSD güçleri ile köle olarak tutulduğum Rakka'da köleci zihniyete karşı savaştım. Halkımız DAİŞ'in vahşetinin acısını en çok yaşayan toplumsal kesim oldu. Bizler bu kişilerin uluslararası yasaların öngördüğü bir şekilde yargılanmalarını istiyoruz. Bu başka DAİŞ'lerin ortaya çıkmasının önünde bir bariyer olacaktır" dedi.

SURUÇ GAZİSİ IŞIK: BÜTÜN İNSANLIĞIN ÖNÜNDEKİ GÖREV

Suad Mirad Xelef'ten sonra ise Suruç katliamı gazilerinden Sibel Işık söz aldı. Kobanê savaşından sonra "Birlikte savunduk birlikte inşa edeceğiz" şiarıyla Türkiye ve Kuzey Kürdistan'dan yüzlerce gencin Kobanê'ye geçmek için Suruç'a geldiğini hatırlatan Işık, "Bizler Kobanê'nin inşası için oradaydık. Kobanêli çocukların yaralarına merhem olmak için oraya gidiyorduk. Ancak 5 dakika önce birlikte gülüp halaylar çektiğimiz arkadaşlarımızın kanları içerisinde kaldık. DAİŞ ve onun zihniyetinin bir kez daha hortlamaması için bu kişilerin cezalandırılması gerektiğini belirtiyoruz. Bunun için de onların bile adil yargılanabileceği uluslararası bir mahkemenin kurulması gerekiyor. Bu bütün insanlığın önündeki görevdir" diye kaydetti.

'DAİŞ TÜM DÜNYA İÇİN BÜYÜK TEHDİT'

Fransa'nın Nice kentinde DAİŞ çetelerinin gerçekleştirdiği katliamda yaralanan Alice Daif ise, DAİŞ'in bütün dünya için büyük bir tehlike olduğunu belirterek, söz konusu kişilerin cezasız kalmaması gerektiğini kaydetti. DAİŞ çetelerinin yakarak katlettiği Ürdünlü pilot Muaz Kesasba'nın kardeşi Cewad Kesasba ise Skype yoluyla katıldığı forumda, DAİŞ çetelerinin uluslararası bir mahkeme tarafından soruşturulmaları ve yargılanmaları durumunda mağdur olarak bu mahkemede bulunmak istediklerini belirtti.

'DAİŞ ÇETELERİ SURİYE'DE YARGILANMALI'

DAİŞ çetelerinin 25 Haziran 2015 tarihinde Kobanê'de gerçekleştirdiği katliamda iki kardeşini kaybeden Alcîn Îbrahim de DAİŞ çetelerinin Kobanê'de büyük bir vahşet gerçekleştirdiğini ve cezasız kalmaları durumunda bu eylemlerin devam edeceğini söyledi. Alcîn Îbrahim, "Bizler bu kişilerin başka yerde yargılanmalarına karşıyız. Kesinlikle DAİŞ'liler burada, Suriye'de yargılanmaları, hatta Kobanê'de yargılanmalılar" dedi.

'BİZLER BU DAVANIN TARAFIYIZ'

DAİŞ çetelerinin 2013 yılında Dêra Zor'da binlerce üyesini katlettiği Şihêtat aşireti adına söz alan Nasir El Sebaa da DAİŞ'in tüm Suriye'de büyük katliamlar gerçekleştirdiğini belirterek, "Diyebilirim ki DAİŞ'in ilk büyük toplu kıyımı Şihêtat aşiretine karşı gerçekleşti. Bizler de bu davanın takipçileri ve tarafıyız" diye kaydetti.