MSD: Türk devleti Efrîn'de her gün suç işliyor

MSD, Efrîn işgaline karşı açıklama yaparak, Türk devletinin her gün insan kaçırma, öldürme, mülke el koyma ve talana başvurduğunu vurguladı.

Demokratik Suriye Meclisi (MSD), Türk devletinin Efrîn’e yönelik işgal saldırılarının 5. yılı vesilesiyle açıklama yaptı.

Açıklamada şöyle denildi:

“Bugün Türk devletinin Efrîn’e yönelik saldırılarının başlamasının üzerinden 5 yıl geçti. Saldırılar sonucunda her türlü ağır silahlarına karşı verilen efsanevi bir direnişin ardından Efrîn ve ona bağlı bölgeler işgal edildi. Bu işgalin amacı Özerk Yönetim projesini yok etmekti.

Efrîn’in işgalinden bu yana bölge her yönüyle trajik bir duruma girdi. Her gün şehir ve köylerde gruplar arasında bir çatışma yaşanıyor, hiçbir hesap sorulmadan bölgenin asıl sahiplerine karşı suç işleniyor.
Efrîn’de her gün insan kaçırma, öldürme, mülke el koyma ve talan durumu yaşanıyor. Dahası, bölgenin asıl sahipleri cezaevlerinde hiçbir suç işlemeden işkence görüyor. Efrîn ve Suriye’nin kuzeyinde artan bu suçlar Türkleştirme politikası çerçevesinde işleniyor. Türk devleti Türk dilini, para birimini dayatıyor, sokakların, halka açık alanların ve okulların isimlerini değiştirdi. Bu, demografik değişim politikasının uygulandığının bir kanıtıdır.

Efrîn bölgesine çok da uzak olmayan Şehba bölgesindeki binlerce kişi hala geri dönmeyi bekliyor ve bunca yıldır herhangi bir BM programı olmaksızın kamplarda yaşam mücadelesi veriyorlar.

ŞAM HÜKÜMETİNE TEPKİ

Bölge, Türk devleti ve Şam hükümeti yakınlaşmasının olduğu bir süreçten geçiyor. Bu durum işgale rağmen gerçekleşiyor ve acı çekenler ise Suriyelilerin kendisidir. Burada en karlı çıkan kişi seçimlere hazırlanan Erdoğan’dır. Esad ise bunu uluslararası tecridi kaldırmaya çalışarak yapıyor. Bu yaklaşım, Suriye’de gerçekleşmeyen siyasi çalışmaları kesinlikle durduracaktır.

Uluslararası güçler ve Arap Birliği’ni Türk devletinin komşularının topraklarını işgal etme politikalarına karşı durmaya çağırıyor, bu politikanın tehlikesinin sadece Suriye’de değil, Suriye’nin birliğine yönelik olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Efrîn’in asıl sahiplerinin acılarının sorumluluğunu üstlenmeye çağırıyoruz."