Girê Spî'nin özgürleşmesinin üzerinden dört yıl geçti - 1

Girê Spî'nin YPG/YPJ savaşçıları tarafından özgürleşmesinin üzerinden 4 yıl geçti. "Kemerlerle" halkları bölmek için pilot bölge olarak seçilen bu kent, geride kalan dört yılda ise halkların ortak yaşam köprülerinin kurulduğu yer oluyor. 

Girê Spî, diğer adıyla Til Ebyad'ın YPG/YPJ savaşçıları tarafından özgürleşmesinin üzerinden 4 yıl geçti. DAİŞ tarafından işgal edilen bu kentin YPG/YPJ savaşçıları tarafından özgürleştirilmesi Suriye savaşında bir dönüm noktası oldu. Başta da Türk devleti bu kentin özgürleştirilmesini hazmedemedi ve Kuzey-Doğu Suriye halkları ile inançlarına karşı savaşını daha ileri bir boyuta taşıdı. 
ANF olarak, bu kentin dünü ve bugününe mercek tutmak istedik. 
İsmini, doğusundaki tarihi bir tepeden alan kentin inşası 1920'lere gidiyor. Daha önce bölgede irili ufaklı birçok köy olan coğrafya, Fransızların hakimiyeti sırasında yavaş yavaş bir kasaba halini aldı. İdarî olarak Reqa vilayetine bağlı olan bu kasaba, aynı zamanda Osmanlı'nın soykırımından sağ kurtulan Ermenilerin akın ettiği bir yer oldu. 

BAAS REJİMNİN İKTİDARA GELİŞİ

Fransızların Suriye'den çekilmesi sonrası, birçok Ermeni aile de kasabadan göç etmeyi tercih etti. 1970'li yıllarda Baas rejiminin iktidara gelmesiyle, bölgede, "Arap kemeri" politikasına ağırlık verildi ve Kürt coğrafyasını (Cizîrê ile Kobanê) birbirinden ayırmak için bölgedeki Kürt köylerinin arasına çok sayıda Arap köyü inşa edildi. Bu durum zaten kimliksiz olan Kürtler için zor günlerin başlangıcı oldu. Hatta birçok Kürt, kimliksiz olduğu için malları ile mülklerini Arap ile Türkmen komşularının üzerine kaydetmek zorundaydı. Bu kemer politikasının daha da sertleştirilmesi sonrası birçok Kürt, bölgeden göç etmek zorunda kaldı. 

BÖLGENİN ETKİN AŞİRETLERİ

Fransızlar döneminde Ermeni ve Kürtlerin dışında bölgeye Begara aşiretine mensup çok sayıda Arap aile de yerleşti. Çünkü o zamanlar Begara aşiretinin büyük kısmı Fransız ordusuna çalışıyordu. Şimdi de bölgede El Cês, Ebû Esaf, Begara, Hinada, Afedlê, Nihêm, Welda, Tobal, Eladînî, Şêxî, Şedadî, Asî, Qurubegî, Elîzerî, Ox ve Zoncikî gibi çok sayıda Kürt, Arap ve Türkmen aşiret yaşıyor. 

YÜZYILLAR ÖNCESİNDEN GELEN RİVAYET

Halkların hafızası ise bölgenin tarihini şu şekilde aktarıyor: Yaklaşık 300-400 yıl önce bölge yerleşim yeri değildi. Daha çok göçebe olarak yaşayan Kürt, Arap ve az sayıdaki Türkmen aşireti tarafından mera olarak kullanılıyordu. Ama bölge asıl olarak Kürt aşiretleri Milan ile Berazanlar'ın merası ve aynı zamanda sınırıydı. Yine halkın sözlü tarihine göre, Milan aşiretinin Osmanlı'ya karşı başkaldırısı ve yaşanan savaşın mekanı da Girê Spî'ye bağlı Silûk kasabasıydı. Êzidî yiğidi Derwêşê Evdî, burada Milan aşiretinin imdadına yetişti ve 11 yoldaşıyla birlikte Osmanlı'ya karşı büyük bir savaş verdi. 

DAİŞ MUSALLAT OLDU

Nasıl ki yüzyıllar önce Osmanlı paşaları Milan beylerine "teslim olmazsanız malınız, mülkünüz ve namusunuz bize helaldir" diye mektuplar yolladıysa, tarihin bir tekerrürü olarak bundan 5 yıl önce de DAİŞ, aynı şeyi dillendirdi. DAİŞ'in Suriye'deki ilk ciddi örgütlenmesi burada ortaya çıktı. Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve El Nusra'nın DAİŞ'e dönüşmesiyle Girê Spî'de artık karanlığın bayrağı dalgalanıyordu. 

TALAN VE KÜRTLERİN GÖÇERTİLMESİ

Girê Spî'nin DAİŞ'in eline geçmesiyle Türkiye kapısı da çete örgütüne açıldı ve artık Türkiye ile DAİŞ arasında ticaret, silah ve cephane sevkiyatı günlük olarak yapılmaya başlandı. Kentte yaşayan Kürtler ise DAİŞ'in işkence, tutuklama ve zorbalıkları sonrası yavaş yavaş kenti terk etmeye ve Kobanê ile Serêkaniyê gibi kentlere göç etmeye başladı. Girê Spî artık, DAİŞ'in en stratejik yerlerinden biriydi ve Türkiye için de Suriye'nin zenginliklerinin kendi ülkesine aktığı önemli bir kapıydı. 

GIRÊ SPÎ'NİN ÖZGÜRLEŞTİRİLMESİ

Diğer yandan DAİŞ'in 15 Eylül 2014 tarihinde Kobanê'ye yönelik saldırılarında da bu kent, çetelerin en büyük lojistik merkeziydi. Kobanê savaşının en amansız günlerinde dönemin Türk başbakanı Tayyip Erdoğan, Islahıye'de yaptığı konuşmada, "Kobanê düştü düşecek" diyecek kadar ileri gidiyordu. Ancak bu aynı zamanda Türk devleti ile DAİŞ'in ittifakının itirafı niteliğindeydi. Fakat buna karşı bir söz daha söyleniyordu. "Kobanê düşmeyecek ancak DAİŞ Girê Spî'de düşecek" sözlerinin sahibi ise Halk Savunma Merkezi Genel Komutanı Murat Karayılan'a aitti.
Kobanê'nin 26 Ocak 2015 tarihinde özgürleştirilmesinin ardından YPG/YPJ savaşçıları, bölge halklarının çağrısı üzerine doğrudan yönlerini Girê Spî'ye çevirdi ve kent, 15 Haziran 2015 tarihinde özgürleştirildi. DAİŞ'in bayrak diktiği ilk kentin özgürleştirilmesiyle Ortadoğu'da ilk kez DAİŞ'in elindeki bir kentte de çete örgütü yenilgiye uğratılmış oluyordu. 

İkinci bölüm: Kentin özgürleştirilmesinden sonra oluşturulan yönetim ve halklar ile inançların ortak yaşamı