Efrîn, Türk ve Selefi bölgesine dönüştürülüyor-III

Türk devleti ve çetelerinin işgali altında olan Efrin’de demografi değiştiriliyor. Efrîn hızla ve sistematik bir biçimde Türk ve Selefi bölgesine dönüştürülüyor.

Yaklaşık 2 yıldır Türk devleti işgali altında olan Efrîn’de Kürtlere etnik temizlik uygulanırken, Guta, İdlib, Humus, Hama, Türkiye vb. birçok yerden 100 binlerce çeteci ve yerleşimci şehre taşınarak demografi değiştirildi. Efrîn birçok Selefi-cihadi-İhvancı örgüt ve derneğin örgütlenme alanına dönüştürüldü.
Efrîn’de tüm Türk kurumları ve Diyanet eliyle Osmanlı ve Türklük propagandası yapılırken, diğer yandan da MİT ve Diyanet ortaklığıyla çeşitli dernek ve çeteler yoluyla Selefilik geliştiriliyor.

TÜRK BAYRAĞI VE ERDOĞAN POSTERLERİ

İşgalin ilk gününden itibaren Turancı, Osmanlıcı planlarını Efrîn üzerinde hayata geçirmeye çalışan Türk devleti, şekil olarak da Efrîn’i bir Türk bölgesine çevirmeye çalıştı. İşgalciler, girdikleri her yere Türk bayrakları ve Erdoğan posterleri astı. Cami, köy,  okul, meydan ve sokakların orijinal isimleri değiştirilerek Türkçe isimler verildi.
Bilbilê ilçesine bağlı bazı köylerin isimleri değiştirildi; Osmanlı sultanlarının isimleri verildi. Kutanlı köyünün ismi Selçuklu Obası yapıldı. Qestel Meqdad köyünün ismi de Zafer Obası.

KURUMLARLA KALICILAŞMAK İSTİYORLAR

Türk devleti, Efrîn'i bir Türk bölgesi olarak kalıcılaştırma niyetini daha önce işgal ettiği Cerablus, Ezaz, Bab gibi Suriye şehirlerinde yaptığı gibi, sözde hizmet, eğitim, sağlık ve asimilasyon kurumlarıyla da ortaya koyuyor.
Efrîn sanki bir Türk bölgesiymiş gibi Türk devleti şehirde 9 Kasım 2018 tarihinde Antep'teki PTT Başmüdürlüğüne bağlı 1 PTT şubesi, 9 Ekim 2019 tarihinde ise Gaziantep Üniversitesi'ne bağlı Eğitim Fakültesini açtı.
Türk devletinin denetiminde bugün 242 okul var ve bu okulların çoğu Türkçe eğitim yapıyor ve tüm müfredat Türk devleti tarafından belirleniyor. Öğrencilere Osmanlı ve Türk tarihi dersleri veriliyor. Ayrıca öğrencilere her sabah okula başlamadan önce toplu olarak ayetler okutuluyor. Efrîn'de Türkçe eğitim veren Paşa Karaca İmam Hatip Lisesi de açıldı.
Efrîn’de de Cerablus, Bab, Ezaz'da gibi Türk lirası kullanımı zorunlu hale getiriliyor.

ETRAFINA DUVAR ÖRMEYE BAŞLADILAR

Türk devleti, 20 Nisan 2019’da Efrîn’i tamamıyla Suriye’den koparmak amacıyla Şerewa’nın Kimare, Cilbir ve Meryemin köylerinde yüksekliği üç metre olan beton duvarlar örmeye başladı. Bu duvarın yaklaşık 30 kilometresi tamamlandı.
72 kilometre uzunluğunda olacak duvarın Meryemin köyünden kuzeye doğru, Kamarê köyünden güneye doğru ve Cılbır köyünün güneybatısından geçerek Ezaz’a kadar uzatılacağı belirtiliyor.
Cılbır köyünde uzunluğu 2 bin 500 metreye ulaşan duvar, Meryemin köyünde 400 ve Kimare köyünde ise 300 metreye ulaşmış durumda. Duvarın yapımı bir süredir durduruldu fakat Türk devletinin bu süreç içerisinde duvara yakın alanlarda askeri noktalarını oluşturduğu belirtiliyor. Şu anda birçok Türk askeri noktasının yapılmış olduğu duvar bölgesine sivillerin geçişine izin verilmiyor.
Kaynaklarımızın verdiği bilgilere göre, duvarın yapım çalışmalarına bir süre sonra yeniden başlanacak ve duvar Saman Kalesi’ne kadar örülecek. Yıkım araçlarını Cilbir köyüne yerleştiren Türk devleti, şimdiye kadar halktan onlarca kişinin evini yıktığı gibi, Cılbır köyünün su tankerini ve köy okulunu yıkarken, Meryemin köyünde de yüzlerce zeytin ve fıstık ağacını kesti.  

ÇETELER EFRÎNLİLERİN EVLERİNE YERLEŞTİRİLDİ

Efrîn’i bir Türk bölgesine dönüştürüp varlığını kalıcılaştırmak isteyen Türk devleti, işgal harekâtının başından itibaren Kürtlere etnik temizlik uygularken, şehrin demografisini de sistematik bir biçimde değiştirdi ve halen de değiştirmeye devam ediyor. 20 Ocak 2018’de başlayan saldırının daha başından işgalciler tarafından bir kısım çete ailesi Efrîn sınırına getirildi. Bu aileler, işgal ilerledikçe bombardıman ve katliamlar nedeniyle göç etmek zorunda kalan Kürt ailelerin evlerine yerleştirildi. 18 Mart'ta Efrîn tümden işgal edildikten sonra Hama, Humus, Guta, İdlib’den birçok çete ailesi Efrîn’e getirildi, nahiyelere dağıtıldı. Efrîn’deki Türk işgali birinci yılını doldurduğunda şehirdeki yerleşimcilerin sayısı en az 80 bindi. 2019 yılında şehre getirilen yerleşimcilerin sayısı katlanarak arttı.
Efrîn İnsan Hakları Örgütünün verilerine göre, 2019 yazından bu yana sadece İdlib’den 50 bin civarında mülteci Efrîn’e geldi. Bunlar Türkmen ve Arap ailelerdi. Bunlar Efrîn’in 7 nahiyesine de dağıtıldı. Birçok nahiyede Kürtler evinden çıkarıldı; evler bu ailelere verildi. Demografi değiştirme politikaları kapsamında Türk işgalciliği, Efrîn’deki ajan işbirlikçilerine, çete ailerine Erdoğan’ın oylarının arttırılması amaçlı Türk kimliği verdi.

Büyük çoğunluğu Kürt olan Efrîn’in işgalden önce yerli nüfusu 550 bindi. Fakat işgal ve demografinin değiştirilmesi nedeniyle yerli nüfus azınlığa düştü. Efrîn İnsan Hakları Örgütünün verilerine göre, şu an şehirdeki yerli nüfus en fazla 100 bin civarında ve bu rakam şu anki Efrîn nüfusunun ancak yüzde 20’sine tekabül ediyor. Efrîn’e İdlib’den göç olması ve Türkiye’den Türkmenlerin taşınması nedeniyle bu oran da giderek azalıyor.

TÜRKMEN KEMERİ OLUŞTURULUYOR

Türk devleti, Efrîn’i Türkleştirme ve Türkiye’ye bağlama hedefi nedeniyle Türkmenlerin şehre taşınması ve konumlandırılmasına stratejik rol verdi. 2018 yılında dışarıdan taşıdığı Türkmen aileleri ağırlıkta Bilbile merkezi ve köylere yerleştirirken, 2019 yılında yaklaşık 2300 Türkmen aile Efrîn’e getirilerek, ağırlıkta Türkiye sınırına paralel olan Raco, Şera, Bilbile nahiyelerine bir hat oluşturacak biçimde yerleştirildiler.
Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Muhammed Vecih Cuma’nın Temmuz 2019’da Türkmenlere "Suriye’ye dönün" çağrısının ardından, bu projeye daha fazla ağırlık verildi. Kaynaklarımızdan aldığımız bilgilere göre, MİT’e bağlı çalışan Suriye Türkmen Meclisi Türkiye’nin stratejisi doğrultusunda Türkiye’deki Suriyeli ve Iraklı Türkmenleri Efrîn’e taşımaya devam ediyor. Efrîn’e getirilenler arasında Irak Til Afer’den göçmüş DAİŞ ailelerinin de olduğu belirtiliyor.

TÜRKMEN ÇETELER SINIR HATTINDA

Ayrıca Türk devletinin kendisine bağlı çeteleri içerisinde en fazla güvendiği ve rol biçtiği de Sultan Murad, Sultan Süleyman Şah, Sultan Mehmed Fatih, Muntasır Billallah, Ketibe El Hemzet ve Semerkant gibi ağırlıkta Türkmenlerden oluşanlar. Direkt MİT’e bağlı olan bu çeteler, Türk devletinin Osmanlıcı, Türkçü politikalarıyla da uyumluluk gösteriyor.
Türk devleti, bunları en fazla Bilbile, Şera, Raco, Şiye gibi Türkiye sınırındaki nahiyelerde konumlandırırken, Sultan Murat ve Hamza Tümenleri şehir genelinde hareketli. Bu çeteler eliyle zaman zaman bazı Arap çeteler de tasfiye edildi. Kasım 2018’de Ahrar El Şarqiye'ye bağlı Şuheda Şarqiye'nin Hamza ve Sultan Murat çeteleri tarafından tasfiye edilmesi gibi.

DİYANET VE SELEFİ DERNEKLERİ SEFERBER OLDU

İşgalci Türk devletinin Efrîn’de uyguladığı asimilasyon ve Türkleştirmenin en önemli merkezleri şu anda Efrîn’de açılan camiler ve kuran kursları. Türk devletinin Efrîn’i işgal etmesinin hemen ardından Türk Diyanet İşleri Bakanlığı, Efrîn’e Genel Koordinatör atadı. Türk devleti İHH’den Türkmen derneklerine, Antep'te açılan İhvancı Zehra Üniversitesi’nden Nur Huda Cemiyetine, merkezi İngiltere’de olan Cool Örgütüne ve Ertuğrul Ocaklarına, Katar’daki bazı kuruluşlara kadar türlü türlü Selefi, İhvani ve Osmanlıcı örgütü seferber etti. Efrîn’in her alanında Osmanlı propagandasına ve Sünni-Selefi eğitimlere başlandı.
Bu faaliyetler kapsamında Türk devleti, Êzidî köylerine kadar camiler yaptı ve şu anda Efrîn’de yaklaşık 200 cami hazırlanmış durumda. Bu camilere kadro, hafız yetiştirmek için çalışmalar yürütüldü. Bazı kişiler Türkiye’ye götürülerek eğitildi. Antep'teki Zehra Üniversitesi de bu çalışmalara destek sundu. Şu anda Efrîn’in bazı camilerinde Selefi İslam anlayışı doğrultusunda din dersleri yapılıyor ve camilerde halk Osmanlı propagandasına tabi tutuluyor.

SÖZDE DİNİ OKUL VE KURAN KURSLARI

Camiler dışında kendine yardım kuruluşu diyen Türkçü, Selefi dernekler, cihatçılar tarafından Efrîn’de resmi olmayan 120 dini okul, resmi olmayan kuran kursu açıldı ve pratiğe geçirildi.
Bunlarla ilgili bazı bilgiler şöyle:
-Efrîn İnsan Hakları Merkezi açılarak burada çocuklara İhvan anlayışına göre dini eğitimler verilmeye başlandı. Bunlara Efrîn içindeki Türk vakıfları öğretmen ayarladı. Bunlar kendi sosyal medya sayfalarında Temmuz-Ekim ayları arasında 300 öğrenciye, ikinci aşamada ise 1300 öğrenciye dini eğitim verdiklerini belirttiler.
-Nur Türkmen Derneği Bilbile nahiyesinin Qurta, Qastel Xıdiriye, Qutana, Qota köylerinde merkezleri var. Bunlar Türk Diyanet İşleri ile birlikte çalışıyorlar.  Katar’dan yardım alıyorlar. Katar’dan gelen hediyeleri eğitime aldıkları çocuklara dağıtarak çocukları 'eğitime' razı etmeye çalışıyorlar. Ayrıca aileleri de çocuklarını eğitime göndermeleri için zorluyorlar.
-Nur Huda Cemiyeti: 7 ayda 300 çocuk, 750 erkek, 400 kadına eğitim verdiklerini söylüyorlar.
-Ahrar Şarkiye çetesi, Efrîn’de bazı anaokulları açarak 7 yaş altı çocukları Selefi anlayışına göre eğitiyor. Ahrar Şarkiye'nin çoğunluğu eski DAİŞ’lilerden oluşuyor.
-Turancı Ertuğrul Ocakları da hem Efrîn şehir merkezinde hem de Şiye ve Cindirese nahiyelerinde birçok dini merkez kurdu. Buralarda hem çocuklar hem de yetişkinler için sözde din dersleri düzenliyorlar. Ayrıca Osmanlı tarihi ve Turan anlayışını enjekte ediyorlar.
-Merkezi İngiltere'de olan ve içinde çok sayıda Selefi Türkmenin yer aldığı Cool örgütü de Efrîn’de birçok merkez açtı ve şeriat eğitimi veriyor.

DAİŞ VE NUSRA’YA AİT 32 ŞERİAT OKULU

Efrîn’de dünya çapında terörist örgütler olarak kabul edilen DAİŞ ve Cephet El Nusra, yine Feylaq Rahman gibi çeteler, el koydukları evlerde 32 “şeriat okulu” açtı.
Efrîn İnsan Hakları Örgütü’nden aldığımız bilgilere göre, Efrîn’de bu şeriat okullarını açanlardan biri de Ebu Ömer İdlibi isimli DAİŞ'li. Sultan Murat Çete tarafından tutuklanarak Ezaz’daki Hawar Kilis Cezaevine konulduğu ve 45 Euro ödeyerek çıktığı belirtiliyor. Şimdi Efrîn’de çocuklara kara çarşaflar giydirerek Selefilik dersleri veriyor.