Dêrezor çöllerinde irade ve emek savaşı

Cizre'nin Fırtınası Hamlesi büyük bir irade ve emekle devam ediyor. Dêrezor'da sadece DAİŞ çetelerine karşı savaş verilmiyor. Aynı zamanda çölün inanılmaz zor şartlarına karşı da büyük bir direniş var.

YPG, YPJ ve Dêrezor Askeri Meclisi öncülüğünde 9 Eylül'de başlatılan Cizre'nin Fırtınası Hamlesi 113. gününde devam ediyor. Fırat'ın kıyısı boyunca ilerleyen QSD güçleri şimdiye kadar çok sayıda köy, mezra ve kasabayı DAİŞ çetelerinin elinden özgürleştirdi. Ancak Fırat'ın kıyısı olarak söylendiğinde sadece köy, mezra ve kasabalar anlaşılmasın. QSD savaşçılarının kıyı boyunca uzanan yerleşim alanlarını özgürleştirebilmek için kilometrelerce uzanan çölü de kontrol altına alması gerekir. Günler, haftalar hatta bazen aylarca savaşçılar bu çöllerde ilerliyor. Ancak bu çöllerde ilerlemek köy ve şehirlerde ilerlemeye benzemiyor. Yazın çok aşırı sıcak olan çöller, kış aylarında da inanılmaz soğuk oluyor. Ve tabii ki bitmek tükenmek bilmeyen çöl fırtınalarını da unutmamak lazım. Çoğu zaman bir insanın bir metre önünü göremediği çöl fırtınaları hem savaşçıların ilerlemesine engel oluyor, hem de çetelerin saldırması için fırsat oluyor. Bu nedenle çölde ilerleyen savaşçılar büyük bir emek, fedakârlık ve irade savaşı veriyor.

DAİŞ’İN KALBİNE DARBE İÇİN BÜYÜK HAZIRLIK

Bir süredir savaşçıların Dêrezor çöllerindeki ilerleyişine tanıklık ediyoruz. Tanık olduğumuz her an, insan iradesinin çok üstünde, çoğu zaman insan fiziğinin hiçbir şekilde kaldıramayacağı şartlar karşısında savaşçıların büyük direnişi, insanı kendisine hayran bırakıyor.

Çölde haftalardır ilerleyen QSD savaşçıları Hecin kasabasına ilerlemek için hazırlıklarını yapmaya başlıyor. Hecin'e ilerleyebilmek için 30 kilometre çölü aşmaları gerekir ve ayrıca Hecin'in etrafında bulunan dört köyün de alınması gerekir. Hecin oldukça yoğun bir nüfusa sahip, bölge halkı tarafından köy olarak adlandırılsa da, aslında bir belde. Oldukça büyük olan bu belde, DAİŞ çeteleri tarafından stratejik bir konuma sahip. Çeteler savunma hatlarını daha çok bu yerleşim yerinde sağlamlaştırıyor. Hecin, çoğu zaman çetelerin savaş koordinesinin de yapıldığı bir yer. Bu nedenle savaşçılar bu kasaba için çok daha temkinliler ve oldukça iyi hazırlanmışlar. Ayrıca Hecin'in alınması Cizre'nin Fırtınası Hamlesi'nde de yeni bir aşamanın başlaması anlamına geliyor. Çünkü, çeteler için stratejik olan bu beldenin alınması, çetelerin bu alanlarda tümden kırılması anlamına geliyor. Kalan diğer köylerde artık çetelerin barınması ve kendini savunması neredeyse imkânsız hale geliyor. Kısacası Hecin, Fırat'ın kıyısı boyunca DAİŞ’in bu bölgedeki kalbi niteliğini taşıyor.

İLERLEYİŞ BAŞLIYOR

Öğleden sonra saat üçe doğru savaşçılar tüm hazırlıklarını tamamlamış; zırhlı araçlar önde, savaşçıları taşıyan arabalar da arkada yola koyuluyorlar. Arabalar konvoy halinde ilerlerken arkası açık arabalara binen savaşçıların slogan sesleri geliyor. Bazen de bir savaşçı arabanın üzerinden Arapça bir şarkı söylüyor ve arkadaşları da el çırparak ona eşlik ediyor. Dışarıda hava çok soğuk, karanlık çöktükçe çöl soğuğu daha da şiddetleniyor. Arabanın camından, ilerleyen arabaları görüntülemek için arada kameramızı çıkarttığımızda soğuk o kadar şiddetli oluyor ki bir dakika geçmeden elimi çekmek zorunda kalıyorum. Ancak savaşçılar hiçbir şey olmamış gibi şarkılar söylüyor, sloganlar atıyor ve kahkahalarla gülüyorlar. Onlardaki bu moral ve coşku bizi de motive ediyor.

Son durma noktasına gelindiğinde artık tamamıyla karanlık çökmüştü. Dozerler mevzi yapımına başladılar hemen. Çölde kalınabilmesi için savaşçıların 'satır' adı verdikleri toprak mevziler yapılıyor. Bu toprak mevziler savaşçılar için hem savaş mevzisi, hem de barınak oluyor. Savaşçılar hemen mevzilerin içine kuracakları çadırları ve malzemeleri toprak mevzilere taşımaya başlıyor. Zırhlı araçlar ve doçka arabaları herhangi bir saldırıya karşı hemen mevzileniyorlar. Onlar kapkaranlık çölde hazırlıklarını yapmayı sürdürürken, ertesi gün geri dönmek üzere basın noktasına geri dönüyoruz.

İLK GİRİLEN KÖYDE ÇATIŞMALAR VE ZAFER

Ertesi gün gittiğimizde mevziler çoktan bitirilmiş, mevziler içindeki çadırlar çoktan kurulmuştu. Sanki bir gece önceden değil de aylardır burada yaşıyorlardı. Lojistik arabaları mevzilere erzak getirmişti. Erzaklar tüm mevzilere dağıtıldı. Yemekler yenildi, zırhlı araçlar son hazırlıklarını yaptıktan sonra cihaz üzerinde köye geçen savaşçı gruplarıyla çeteler arasında çatışma başladığı ve takviyenin gelmesi söylendi. Gece saldırı grupları harekete geçmiş ve ilk köylere savaşçılar girmişlerdi bile. Zırhlı araçlar ve savaşçılar hemen çatışmanın olduğu noktaya doğru yola çıktılar. Bir grup savaşçı çatışmadaki arkadaşlarına destek için köye girerken, zırhlı araçlar da uzaktan DAİŞ mevzilerini vurarak çatışma yerine ulaşmaya çalışan savaşçıların savunmasını yapıyordu. Çetelerle savaşçılar arasındaki çatışma saatlerce sürdü. Hepimiz nefeslerimizi tutarak bekliyorduk. Köy bizden uzaktı. Savaş koordinesi çok fazla yakınlaşmamıza izin vermiyordu. Ama köyde yükselen dumanları görüyorduk. Durmadan gelen mermi sesleri çatışmanın şiddetli geçtiğini gösteriyordu. 3 saatten fazla süren yoğun çatışmadan sonra cihaz üzerinde bir savaşçı bağırarak "Bijî berxwedana YPG’ê" diye seslendi. Çeteler kırılmıştı, çok sayıda çete öldürülmüştü. Savaşçılar bir kez daha zafer sloganları atıyordu. Tekrar yerimize dönmek için yola koyulduğumuzda cihaz üzerinde komutanlar savaşçılarını kutluyordu.

Yaşanan çatışmadan iki gün sonra savaşçılar, Elqehawi, El cebel, el kişkiya ve Cib El Behra köylerini özgürleştirdiler.