Alman Tornado’lar Rojava’yı mı koruyacak?

ABD'nin Rojava Kürdistan'ında oluşturmayı planladığı “güvenli bölge” planına Almanya’nın DAİŞ ile mücadelede Ürdün’de konuşlandırdığı Tornado uçaklarıyla destek vereceği iddiasının ardından gözler Pompeo’nun bugün Berlin’e yapacağı ziyarete çevrildi.

Almanya’nın önde gelen haber dergilerinden Der Spiegel’in internet sitesi Spiegel Online dün ABD'nin Rojava Kürdistan’ında kurmak istediği “güvenli bölge” planında Almanya’nın askeri destek vereceğini yazmıştı. Der Spiegel, planın Kürt güçlerini hem Türkiye hem de Şam rejiminden korumak için hazırlanacağını belirterek, bunun için DAİŞ ile mücadele kapsamında Ürdün’de konuşlandırılan Tornada uçakları ile Alman askerlerinin görevi yapacağı öne sürüldü.

Ayrıca Trump yönetiminin Almanya’yı “güvenli bölge” planına dahil etme girişimlerinin yeni olmadığı, ABD Savunma Bakanı Patrick Shanahan’ın geçtiğimiz Şubat ayında Münih Güvenlik Konferansı sırasında aralarında Almanya’nın da bulunduğu batılı ülkelerin yetkilileriyle bu konuda temaslarda bulunduğu ifade ediliyor. Ayrıca geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanı Heiko Maas ve Savunma Bakanı Ursula von der Leyen’in Washington’daki ziyaretleri sırasında da plan hakkında Berlin yönetiminin bilgilendirildiğine dikkat çekiliyor.

MERKEL HÜKÜMETİ PLAN İÇİN İKİYE BÖLÜNDÜ

ABD’nin Rojava Kürdistan’ına yönelik bu plan için Almanya’nın Ürdün’deki Al-Asraky askeri havalimanında yerleştirdiği 280 asker ve 6 Tornado uçağı ile lojistik ekipmanını kullanacağı iddiası üzerine gözler Merkel hükümetine çevrildi. Suriye Demokratik Güçleri’nin (QSD) öncülüğünde DAİŞ’in yenilgiye uğratılmasının ardından 31 Ekim’de görev süresi biten Ürdün’deki askeri güçlere yönelik tezkerenin uzatılmayacağına kesin gözüyle bakılıyordu.

Planın Alman medyasına sızması ardından Federal Hükümet’in ortakları ise ikiye bölünmüş durumdu. Alman haber ajansı DPA’ya konuşan Sosyal Demokratlar Partisi (SPD)’nin Federal Meclis Grubu’nun Dışişleri Sözcüsü Rolf Mützenich “Ürdün’deki askerlere yönelik tezkerenin uzatılması veya farklı amaçlarla kullanılması söz konusu değil” dedi.

Ancak başbakan Merkel’in partisi Hıristiyan Demokratlar Birliği (CDU)’dan ise farklı bir açıklama geldi. CDU Grubu’nun Dışişleri Sözcüsü Jürgen Hardt “ABD yönetiminin Suriye’nin kuzeyinde oluşturmak istediği güvenli bölgeye yardım etme istediği dostça değerlendirilecektir” ifadesini kullandı.

“Güvenli bölge” tartışmalarının ışığında gözler ise bugün start alacak ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nın Berlin temaslarına çevrildi. Hem Başbakan Angela Merkel hem de Dışişleri Bakanı Heiko Maas ve Savunma Bakanı Ursula von der Leyen ile birara gelmesi beklenen Pompeo'nun plan için Berlin yönetimini ikna edip etmeyeceği bilinmiyor. Pompeo'nun bu Avrupa gezisinde şüphesiz çantasında İran konusu da olacak. Pompeo Washington’un Tahran ile yaşadığı krizde Almanya’dan destek isteyeceği belirtiliyor.

ALMANYA TANIMADIĞI ROJAVA’YI NASIL KORUYACAK?

Almanya 7 yıldır Suriye’deki savaşa henüz direkt biçimde katılmış değil. Daha önce DAİŞ çetelerine karşı mücadele için kurulan uluslararası koalisyonda yer alan Almanya, bu görev için 6 adet Tornado keşif uçağını görevlendirmişti. 2017 yılında Erdoğan rejimiyle yaşanan krizin ardından bu uçaklar İncirlik’ten çekilerek Ürdün'deki bir hava üssüne yerleştirilmişti.

DAİŞ çetelerine karşı mücadele için “Havadan Erken İhbar ve Kontrol” anlamına gelen ve Alman ordusuna ait NATO bayraklı radar uçakları AWACS’lar ise 24 saat aralıksız şekilde Suriye sınırları içerisinde havadan fotoğraf çekiyor, bilgi topluyor. Türkiye de koalisyon üyesi olduğu için bu bilgilere erişim hakkına sahipti ve QSD güçlerinin DAİŞ’e yönelik operasyonlarında Erdoğan rejiminin bu bilgileri DAİŞ’e aktardığına dair birçok iddialar gündeme gelmişti.

Merkel hükümetinin bir süredir ABD Devlet Başkanı Trump’ın dile getirdiği “güvenli bölge” planında nasıl yer alacağı da merak konusu. Çünkü Merkel hükümetinin Rojava yönetimine ve oradaki demokratik güçlere karşı sergilediği tavır dikkat çekiyor. QSD ve Rojava yönetiminin sağ yakalanan DAİŞ çete üyesi Alman vatandaşlarına yönelik çağrılarını Berlin yönetime kulağını kapatırken, Alman İçişleri Bakanlığı da 2 Mart 2017’de yayınladığı genelgeye YPG ve PYD bayraklarının taşınmasını yasaklamıştı.

Geçtiğimiz Şubat ayında Federal Meclis’te YPG’nin elindeki Alman vatandaşı DAİŞ’lilerin durumuna ilişkin yapılan bir oturumda Merkel hükümeti adına konuşan Dışişleri Bakanı Müsteşarı Michelle Müntefering “Suriye’nin kuzeyindeki Kürt bölgesinde kurulan ve “Rojava Öz Yönetim” olarak adlandırılan yapıyı tanımıyoruz” demişti.