GÖRÜNTÜLÜ

15. Avrupa Dersim Kültür Festivali başladı: Dersim artık susmuyor

Dersim Kültür Festivali, asimilasyona karşı direniş ve kültürel hafızayı koruma çağrısıyla başladı. Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Dersim halkı artık susmuyor. Acılarla yüzleşiyor ve hakikatimizi dile getiriyoruz. Bu, zor ama onurlu bir yolculuktur" dedi.

“Ma ne Xorasan, ma ne Tunceli! Ma Dersim me!” (Ne Horasanlıyım ne de Tunceli, ben Dersimliyim) sloganıyla düzenlenen 15. Avrupa Dersim Kültür Festivali, Almanya’nın Frankfurt kentinde, Rebstockpark’ta başladı.

Festival bu yıl, asimilasyona karşı durmak, kültürel değerleri yaşatmak, tarihsel hafızayı canlı tutmak ve toplumsal dayanışmayı güçlendirmek amacıyla organize edildi.

AÇILIŞ PANELİ: DİL, KÜLTÜR VE İNANÇ KIRIMI

Festival, “Dil, Kültür ve İnanç Kırımı, Ortadoğu, Kürtler ve Aleviler” başlıklı bir panelle açıldı. Moderatörlüğünü Hülya Yer’in yaptığı panele; DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, SMF MYK Üyesi Hüseyin Şimşek ve Araştırmacı-Yazar Selim Temo katıldı.

Panel alanında Seyit Rıza ile PKK’nin kurucu kadrolarından Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun’un fotoğrafları yer aldı.

GÜLİSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT: DERSİM ARTIK SUSMUYOR

İlk konuşmayı yapan Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Bugün burada olmak benim için onur verici” dedi. 1938 Dersim Katliamı’nı anan Gülistan Kılıç Koçyiğit, uzun yıllar bu acıların konuşulmadığını ama artık halkın kendi gerçeğiyle yüzleştiğini söyledi ve “Bu kolay değil ama onurlu bir süreç” diye ekledi.

Önder Apo’nun devreye girmesiyle başlayan yeni süreci de değerlendiren Gülistan Kılıç Koçyiğit, şunları söyledi: “Bugün yalnızca Dersim değil, tüm Ortadoğu büyük bir dönüşümün içinde. Yerleşik yapılar yerle bir oluyor, eski sistemler yıkılıyor, yerine ne konulacağı belirsiz. Kapitalist sistem bu tür dönüşümleri çoğu zaman savaşlarla yapar. Suriye’de Esad rejimin yıkılması, İsrail-Hamas çatışmaları, ABD-İsrail’in İran’ı sınırlandırma politikaları, tüm bunlar bölgede yeni bir denklem ortaya çıkardı. Bu denklemde Kürt halkı ve Kürt özgürlük Hareketi hem etkileyen hem de etkilenen bir aktör konumundadır. Kürt halkı örgütlüdür ve bu örgütlülük, Ortadoğu’daki her büyük altüst oluşta belirleyici bir faktör.

Türkiye’de bu dönüşüm karşısında kendisini yeniden konumlandırmaya çalışıyor. MHP’den gelen beklenmedik bazı açıklamalar, çözüm sürecine dair geçmişten farklı bir tabloyu ortaya koyuyor. 2013-2015 döneminde Kandil, HDP ve İmralı arasında yürüyen çözüm süreci, bugün çok daha geniş bir siyasi ve toplumsal çevrede tartışılıyor. Geçmişte ana muhalefet dahil birçok kesim çözüm sürecine karşıydı. Bugün ise daha geniş bir kesim sürece olumlu yaklaşıyor. Bu olumlu hava, sürecin başarılı olması için bir fırsattır. Ancak burada kritik bir soru var: Güvenle mi başlayacağız, yoksa güveni süreç içinde imi inşa edeceğiz? Bizim açımızdan doğru olan, güvenin süreç içerisinde adım adım inşa edilmesidir. Parti olarak bu konuda net bir duruşumuz var. Güven ortamı oluşturulmadan kalıcı bir çözüm mümkün değildir. Bu noktada hükümetin ciddi sorumlulukları bulunmaktadır. Yakın zamanda açıklanan yargı paketine süreçle ilgili bir anlam atfetmedik. Daha önceki dönemlerde de benzer paketleri bu bağlamda değerlendirmedik. Ancak bu kez, güveni artıracak, süreci rahatlatacak bazı düzenlemelerin yapılması gerektiğini söyledik. Bu çağrılarımıza rağmen, bu paketin sürece gerçek anlamda temas etmemesi, beklentilerimizi karşılamadı. Bu durum, zaten kırılgan olan güven ortamını daha da zedeleyen bir gelişme oldu. Oysa bu kadar yol alınmışken, hükümetin somut adımlar atması gerekiyordu. Belirsizlik, güvensizlik üretir, biz ise bu sürecin net, şeffaf ve karşılıklı güvene dayalı bir şekilde yürütülmesini istiyoruz. Kürt siyasi hareketi kurulduğu ilk günden bu yana barış ve çözüm konusunda ısrarlı olmuştur. Silahların susması, demokratik siyasetin güçlenmesi ve birlikte yaşamının yollarının bulunması için mücadele etmiştir. Bugün de bu irade devam ediyor."

ŞİMŞEK: DERSİM ALEVİLİĞİ KENDİNE ÖZGÜDÜR

Hüseyin Şimşek, Dersim kimliğinin ne Horasanlılıkla ne de Tuncelilikle açıklanamayacağını; Dersim Aleviliğinin, İran’daki Şiilikten ve Arap Aleviliğinden farklı bir yapıya sahip olduğunu belirtti.

Osmanlı’dan Cumhuriyet dönemine uzanan baskılara dikkat çeken Şimşek, 1938’deki katliamın tüm siyasi yapılar tarafından ortaklaşa işlendiğini söyledi. Katliam sonrası halkın kültürünü koruduğunu ancak devletle mesafeli bir yaşam kurduğunu ifade etti.

TEMO: HORASAN KÜRTLERİ HALKIN HAFIZASINDA HEP VARDI

Araştırmacı-yazar Selim Temo, Horasan Kürtleri üzerine yaptığı çalışmanın yeni bir bilgi değil, halkın zaten bildiği bir gerçeğin akademik olarak belgelenmesi olduğunu ifade etti. Temo, Ahmedê Xanî’nin yaklaşık 330 yıl önce kaleme aldığı Mem û Zîn eserinde, Kürt aşiretlerinin ve Kürt toplumunun yapısının ve burada Horasan Kürt aşiretlerinden bahsettiğini hatırlatarak, bu eserin ilgili bölümlerini okudu. Temo, tarihsel belgeler, şiirler ve çeşitli kaynaklar üzerinden Kürtlerin Horasan’daki varlığına dair önemli kanıtların bulunduğunu ve bilgilerin zaman içinde hem halk hafızasından hem de yazılı kaynaklarda yer ettiğini ifade etti.

KÜLTÜR, MÜZİK VE DAYANIŞMA BİR ARADA

Panelin ardından sanatçı Kivrem Erdal Timurlenk sahne aldı. Festival alanında yazar stantları, yöresel yemekler, kültürel sergiler ve el emeği ürünler yer aldı.

FESTİVALİN İKİNCİ GÜNKÜ PROGRAMI

Festivalin ikinci günü saat 11.00’de başlayacak. “Kadın Sorununda Cins ve İnanç Kırımı” başlıklı panelde, Elif Kaya, Zeynep Hayır ve Nuray Atmaca konuşmacı olacak. Panelin moderatörlüğünü Songül Morsümbül üstlenecek.

Saat 13.00’te Pir Zeynel Kete’nin gulbang töreniyle sahne programı başlayacak. Gün boyunca müzik performansları, sergiler, çocuk atölyeleri ve yöresel oyunlar ziyaretçilerle buluşacak.

Sahne alacak sanatçılar: Çar Newa, Grup Munzur, Beser Şahin, Cemil Koçgirî, Zarokên Tenburxane, Zaza Woman, Diyar 23, Hazaran (Ermeni Müzik Grubu), Delil Hıdır ve DAKME.

Ayrıca milletvekilleri, belediye eş başkanları ve Avrupa’daki Dersim temsilcileri de festivale katıldı.