Kerkûk’te RTE eli, Efrîn’e tehdit-MAKALE

ABD, RTE’nin çok kullandığı ÖSO adına yeni bir oluşum yaratarak, bu ismi de elinden almaya başladı. RTE ve Türkiye’nin ABD’ye bu kadar öfkeli olmalarının bir nedeni de budur. Yani kullandıkları ÖSO ismi de ellerinde alınıyor.

Güney Kürdistan’daki belirsizlik kısmen de olsa, Irak’a havaalanlarının teslim edilmesi, önümüzdeki günlerde 2003 yılından sonra açılan tüm petrol kuyularının da Irak’a teslim edilmesi ile bir nebze de olsa çözülmüş gibi olacak. Ancak son dört yılda satılan -özellikle de Türkiye’ye- petrol gelirlerinin nereye gittiği, ne kadar olduğu yönünde yeni bir tartışma başlayacak gibi. Bu da belirsizliğin devam edeceğini gösteriyor.

Dikkat çekici diğer bir nokta ise, geçtiğimiz günlerde yeni atanan Türkiye’nin Hewlêr konsolosunun Silêmaniye’ye ziyaret etmedi. Bu gelişmeden hemen sonra önceki gün Türkiye Kerkûk’e bir heyet gönderdi. Gönderilen heyet Irak Cumhurbaşkanı Fuad Masum’un toplantısına katılan ITC ve Arap Kerkûk il meclisi üyeleri ile görüştü. Bu görüşmede Kerkûk’te ITC üzerinden kendini gizleyen RTE’nin karanlık eli olduğu anlaşılıyor. Bunun Kerkûk’teki sorunu çözme yerine, krizin daha da derinleşmesine neden olacağını düşünmek yanlış olmaz. Zira RTE, el attığı hiçbir yerde şu ana kadar yaşanan sorunları çözmemiş, aksine derinleşmiştir. En bariz örneği Suriye’de yaşanan iç savaştır. İlginç olan ise RTE’nin Kerkûk’e heyet gönderdiği gün Neçirvan Barzani’nin yaptığı “İran ve Türkiye ile ilişkilerimiz düzelecek, eskisi gibi olacak” şeklindeki açıklamasıdır.

Neçirvan Barzani, bu açıklamayı Kerkûk’e Türkiye’den karanlık bir heyetin gittiği gün yapıyor. Ayrıca yaklaşmakta olan Irak Merkezi Genel Seçimlerinde Kerkûk’te seçime girmeme kararının aldığı ve Kerkûk’te kalan tüm partililerini oradan çıkmaya çağırdığı bir dönemde yapmış olması, daha çok dikkat çekici. Kerkûk’te seçime katılmamak var olan krizi derinleştirmekten başka bir şey değil. Bu açıklama Kerkûk’te Kürtlere ve Irak devletine karşı bir ittifak yaptıkları ya da yapmaya hazır oldukları gibi bir düşünceyi insanın aklına getiriyor. Neçirvan Barzani’nin bu açıklaması yaşanan bunca kayba rağmen hâlâ bölgede değişime karşı direnen, değişmesini istemeyen Türkiye ile birlikte aynı statükoculuğu birlikte savunacaklarını gösteriyor.

Bu durumda yeniden ABD’yi karşısında görür mü diye bir soru gelir akla. ABD, Mesut Barzani’yi sadece referandum yaptığı için bölge başkanlığından istifa ettirmedi. Referandum kadar Türkiye ve Erdoğan ile olan ilişkilerinin de bu istifa ettirmede etkili olduğu, ABD ile Türkiye arasında yaşanan krizler bariz bir şekilde gösteriyor. Bu açıklamalar Neçivran Barzani’ye de yüklenmesine neden olacağı öngörüsünde bulunmak yanlış olmaz. Oysa Neçirvan Barzani bu dönemde en fazla Güney ve Kürt birliğini savunması gerekirdi. Türkiye ve RTE’nin karanlık eli Efrîn’e yönelik saldırı ve tehditleri en üst düzeyde dillendirdiği bir dönemde, Kerkûk’te de açık bir şekilde görülmesi, Kerkûk ve Efrîn için düşündüğü planlar farklı olsa da amaçlarının bir olduğu açıktır. Efrîn için önceki gün Milli Güvenlik Kurulu da toplandı. Toplantı sonunda yapılan açıklama Efrîn’den çok ABD’ye yönelik tehditler içeriyordu. Bunun bir nedeni YPG’ye verilen silahlar, son dönemlerde hazırlıkları ve eğitimlerinin yapıldığı söylenen oluşturulmak istenen ordu gösteriliyor. Oysa bunun dışında ve birçok kişinin de bildiği başka bir şey var. O da ABD’nin geçen seneden beri üzerinde çalıştığı Nusra, DAİŞ vb. çete gruplarının kullandığı İslam yerine ılımlı İslami gruplardan yeni bir ÖSO üzerinde çalışıyor olmasıdır.

Bu konuda ciddi bazı adımlar atıldığı yönünde bilgilerde var. ABD’nin Halep çevresinde 2012 yılından bu yana farklı bir güç arayışı vardı. 2012 ve 13 yıllarında Halep’te bulunun tüm gruplarla ilişki içinde oldu. 2014 yılında grupların rengi ve etkisizlik düzeyi açığa çıkınca bizzat kendisi tarafından Hareket Hazım adında bir grup kurdu. Grubu Türkiye’nin denetiminde olan Nusra ve Ehrar Şam tasfiye etti. 2014 yılı sonbaharında ABD’li senatör John McCain Azez ilçesine gelerek, İslam Ordusu sorumlusu Zehran Alluş ve diğer bazı grupların sorumluları ile görüştü. Onlar üzerinden bir yatırım yapmak istediler. Bu görüşmeden sonra Ekim ayında Efrîn’in Şerava ilçesine bağlı Bene, Cılbır köylerine yönelik saldırılar başladı. Bir hafta içinde bu saldırılar durduruldu.

ABD geçen sene Halep, Azez çevresinde Muttasım Billa adlı bir gruba destek vermeye başladı. Bu grup, ABD adıyla olduğunu iddia ederek Ceyş El Suwar Sorumlusu Heci Ahmed ile görüşüp, Tıl Rıfat, Deir Cemel, Şeyh İsa birkaç köy ismini daha sayarak Arap köyleri olduğu ve kendilerine teslim edilmesini istemişti. Heci Ahmed o zaman sizi temsilci olarak gönderenlerle birlikte gelin görüşelim diye cevap vermişti ve bu görüşmeler noktalandı. Bu grubun sorumlularının geçtiğimiz ay içinde Washington’u ziyaret ettiği ve ABD ile anlaştıklarını açıkladılar.

Böylelikle ABD, RTE’nin çok kullandığı ÖSO adına yeni bir oluşum yaratarak, bu ismi de elinden almaya başladı. RTE ve Türkiye’nin ABD’ye bu kadar öfkeli olmalarının bir nedeni de budur. Yani kullandıkları ÖSO ismi de ellerinde alınıyor. Söz konusu olan sadece silah ve yeni ordu değil. Bütün bunlar bir araya getirildiğinde, RTE tüm kozlarını kullanarak Kürtlerin birlik olması önünde engel olmaya, tartışmalı bölge olan Kerkûk’ü karıştırmaya ve Efrîn üzerinden tehditlerle kirli planını devreye sokmaya, ABD ve Rusya’nın YPG, QSD ve Kuzey Suriye Federasyonu ile ilişkilerini bozmaya çalıştığı açığa çıkıyor.

Kaynak: Özgürlüçkü Demokrasi