Halk Savunma Merkezi Mayıs ayı şehitlerini andı

Halk Savunma Merkezi Karargah Komutanlığı, Mayıs Ayı Şehitleri vesilesiyle yayınladığı mesajda, “Şehitlerimizin anılarını mücadelemizi zaferle taçlandırarak yaşatacağımızın sözünü veriyoruz” dedi.

Halk Savunma Merkezi Karargah Komutanlığı, açıklamasında PKK’nin bir “Şehitler Partisi” olduğunu belirterek, gerillaların da şehitlerin izinde yürüdüğünü kaydetti.

Komutanlığı, Mayıs Ayı Şehitleri anısında yayınladığı mesaj şöyle:

“Kahramanlık destanlarıyla dolu mücadele tarihimizde “Şehitler Ayı” olarak yer edinen Mayıs ayı, hem Kürdistan Özgürlük Mücadelesi, hem de Türkiye devrim mücadelesi açısından önder kişiliklerin şahadete ulaştığı bir aydır. 18 Mayıs Haki Karer, Dörtler (Ferhat Kurtay, Eşref Anyık, Mahmut Zengin, Necmi Öner,) ve İbrahim Kaypakkaya’nın şahadet günüyken; 19 Mayıs Halil Çavgun ve Müslüm Baran'ın; 1 Mayıs Lübnan’da Abdulkadir Çubukçu, Garzan’da eyalet komutanı Ramazan Kaplan (Celal Hoca) ve arkadaşları ile Cudi'nin değerli komutanı Hamza ve beraberindeki arkadaşların; 2 Mayıs Mehmet Karasungur ve İbrahim Bilgin yoldaşlar ile Orta Saha Komutanlarımız Azad Sîser ve Çekdar Amed’in, 6 Mayıs Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın; 11 Mayıs Gurbet Aydın’ın (Mizgîn), 16 Mayıs Hewlêr’de Hêlîn, Salih ve Ozan yoldaşlarla birlikte onlarca yoldaşımızın, 31 Mayıs ise Nurhaklarda Türkiye devriminin öncü isimlerinden Sinan Cemgil ve arkadaşlarının şahadete ulaştığı gündür. Yine 9 Mayıs PJAK'ın değerli militanlarından Ferzad Kemanger, Şirin Elemhulî, Elî Heyderiyan ve Ferhad Vekîlî'nin idam sehpasına kahramanca ve kararlılıkla yürüdükleri gündür. Mayıs ayı, binlerce kahramanın direnerek şahadete ulaştığı bir aydır. Bu değerli şehitlerimiz şahsında tüm devrim şehitlerimizi bir kez daha anıyor, şehitlerimizin anılarını mücadelemizi zaferle taçlandırarak yaşatacağımızın sözünü veriyoruz.

Bir “Şehitler Partisi” olan PKK’nin gerçeğini anlamak, onun şehitler gerçeğini anlamakla mümkündür. Kürdistan’da uygulanan sömürgecilik, bireyi kendi tarihine, kültürüne, diline ve ülkesine yabancılaştırmayı esas alan; fiziki olarak gerçekleştirdiği katliam ve soykırımın yanı sıra esas olarak bir beyaz soykırım politikası da uygulayan; bununla Kürdistanlı bireyde Kürt ve Kürdistan’a ait ne varsa adeta ortadan kaldıran, silen; ahlak, zihniyet ve estetik yitimini gerçekleştirmeyi hedefleyen bir sömürgeciliktir. Adı yasaklanan, belleklerden silinmeye çalışılan bir ülke ve varlığı-yokluğu dahi belli olmayan bir halkın özgürlüğü için mücadeleye karar vermek ve bu mücadelede şahadeti göze almak kolay olmamıştır. Eğer bugün Kürdistan halkı, hiçbir tartışmaya yer vermeyecek şekilde varlığını kesinleştirmiş ve özgürlüğe yürüyor ise, bunun temelinde bu zorlu mücadelenin en önünde yürüyen şehitler gerçeği yatmaktadır. Kürt ve Kürdistan adına söylenen her söz, her örgütlülük, her kurumlaşma, her bilinç ve sergilenen her davranışın temelinde şehitlerin emeği, fedakarlığı ve kanı vardır. Dolayısıyla Haki Karer ve Halil Çavgun’dan başlayan şahadet zinciri Kürdistan’da birey ve toplumu özüyle buluşturmanın en güçlü zemini olmuştur.

Bir davayı gerçek dava yapan ve onu zafere götüren, o uğurda canlarını fedaice ortaya koyan şehitleridir. Kendisi için canlarını ortaya koyan evlatlarına sahip olmayan bir halkın özgürlüğünü elde etmesi beklenemez. Bu gerçeklik, geçmişte böyle olduğu gibi, bugün de tüm yakıcılığıyla geçerliliğini korumaktadır. Kürdistan halkı eğer bugün özgürlüğe doğru emin adımlarla yürüyorsa, bu, kesinlikle bu halk için canlarını ortaya koyan şehitlerimiz sayesinde olmaktadır. Bu gerçeklik, kendini halkına adamış olan öncü militanların şahsında ortaya çıkan bir gerçeklik olduğu gibi, bugün öz değerleri ve öncü militanları uğruna gözünü kırpmadan canını ortaya koyan kahraman Kürdistan halkı açısından da kesinleşmiş olan bir gerçekliktir. Halkımız her daim şehitlerine bağlı kalmış, hatta onlar için kendi canını da vermiş olan bir halktır. Dolayısıyla bugün Kürdistan’da yaşanan şahadet gerçeği, özgürlük davasının, uğruna ölecek kadar gerekli ve değerli olduğunu ortaya koymakla, biz geride kalanlara bilinç, cesaret ve özgürlük davasında ısrarlı olma kararlılığını aşılamaktadır.

Bu soylu davanın yaratılmasında ve direniş ruhunun kazanılmasında, üstün fedakarlık ve fedaice katılımın bir mücadele ve yaşam duruşu olarak şekillenmesinde tarihi rol sahibi olan yüce şehitlerimizin anılarına verebileceğimiz en iyi karşılık, zafer çizgisinde kararlıca yürümek ve halkımızın beklentileri doğrultusunda yüksek bir başarı düzeyini yakalamak olacaktır. Her zaman olduğu gibi, bundan sonra da bu büyük şehitlerin emir ve komutası altında görev ve sorumluluklarımızın gereklerini başarıyla yerine getirme, bütün dönem görevlerini bu eksende planlama, bu değerlerin anılarına bağlılığın bir gereği olarak etkin uygulayıcısı olma yönünde ısrarlı olacağımız kesindir.

Şehitler Partisi PKK öncülüğünde yürüyen Kürdistan Halk Savunma Güçleri, şehitlerimizin anılarını Önderliğimizin ve halkımızın özgürlüğünü gerçekleştirmenin gerekçesi yaparak, zorluklar ve imkansızlıklar ne olursa olsun tarihine yakışır biçimde direnecek ve mücadelemizin kazanması için tüm benliğiyle üzerine düşen görevlerin gereğini yerine getirecektir. Bütün Kürdistan özgürlük gerillaları bugün bu kahraman şehitlerin izinden yürümekte, Apocu fedai ruhu zirvede yaşamakta ve fedaileşen bir gerilla ordusu olarak şehitlerin anısını direnişinde ve yürüyüşünde yaşatmaktadır. Bu temelde, içinde bulunduğumuz mücadele dönemini bir zafer dönemi haline getirme kararlılığıyla bir kez daha şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyor, anılarına layık bir yaşamın savunuculuğundan taviz vermeden yaşayacağımızın sözünü bu kutlu günde bir kez daha veriyoruz.”