Buldan: Bu ülkeyi savaş ve inkarla yönetemezsiniz!

Yüzbinlerin buluştuğu Amed Newrozu’nda bir konuşma yapan HPD Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Türk hükümetine seslenerek “Bu ülkeyi savaş ve inkarla yönetemezsiniz” dedi.

Amed Newroz’u için yüzbinlerce bir araya geldi. Kutlamalar coşkulu bir şekilde devam ederken, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan bir konuşma yaparak kitleyi selamladı.

Buldan, “Selam Amed, selam Efrîn, selam Hewlêr, selam Mehabad” diyerek sözlerine başladı.

HEPİMİZ DEMİRCİ KAWA’YIZ

Buldan şöyle konuştu: “Newroz, Mezopotamya ve Ortadoğu halklarının, özgürlük eşitlik, kardeşlik ve barışı haykırdığı bir gündür. Newroz baharın gelişi, dirilişin sembolüdür. Newroz bir kez daha devrimci Kawaların isyan ettiği gündür. Newrozunuz bir kez daha kutlu olsun. Bugün Efrin’de devrimci Kawa’yı bir beton yığınından ibaret görenler şunu bilmeli ki, bu meydanda toplanan herkes birer Demirci Kawa’dır. Bu alanda toplanan her bir insanımızın ruhunda, yüreğinde Demirci Kawaların özgürlük mücadelesi yaşamaktadır. Bu yüzden Kawaların heykelini yıkarak Kürdistan’daki milyonların özgürlük ve eşitlik taleplerini asla yok edemezsiniz.”

Kürtlerin bin yıllardır eşitlik, özgürlük, kardeşlik ve barış mücadelesi veren bir halk olduğunun altını çizen Buldan, şunları ekledi: “Ancak yüzyıllardır her türlü baskıyla şiddetle karşılaşan bir halktır. Fakat hiçbir zaman ilkelerinden, mücadelesinden direnişinden taviz vermeyen bir halktır. Dün nasıl direndiyse bugün de yarın da direnecektir. Onlar, Demirci Kawa’dan korkuyorlar. Onlar, bu meydana gelmek isteyen Kemal Kurkut’tan korkuyorlar. Bu ülkeye barışın, kardeşliğin gelmesinden korkuyorlar. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar bu halk barış taleplerinden vazgeçmeyecek. Bu halk eşitlik ve demokrasi mücadelesini her daim sürdürecek. Her şeye inat bunu başaracak”

EFRÎN BİR BARIŞ BAŞKENTİYDİ

Buldan, Efrîn’deki duruma dikkat çekerek “Bugün Kürt halkı yaşadığı tüm coğrafyada katliamlarla karşı karşıyadır” diye konuştu.

Buldan şöyle devam etti: “Tıpkı Ağrı Zilan’da, Dersim’de, Roboski’de olduğu gibi bugün Efrin’de de Efrin halkı bir katliamla karşı karşıya kaldı. Oraya girenler halkı sürgün edenler bilmeli ki; Efrin halkı burada yaşaya halkın kardeşidir. Şırnak’ta Mardin’de yaşayan halkın kardeşidir. Onlara sıkılan kurşun buraya sıkılan kurşundur, onlara atılan bombalar buraya atılan bombalardır. Bu bağı kimsenin koparmaya gücü yetmeyecektir. Onlar Efrin’e barbarlıktan başka bir şey götürmediler. Talandan başka bir şey götürmediler. Kürtlerin kazanımlarına olan tahammülsüzlüklerinden dolayı Efrin’e saldırdılar. Efrin bir barış kentiydi. Savaşın yaşanmadığı, Kürtlerin, Ermenilerin, Arapların ve Türkmenlerin birlikte kardeşçe yaşadığı bir yerdi. Bu saldırıyı asla kabul etmiyoruz. Efrin halkı kenti büyüdüğü kentte en kısa zamanda onurlu bir şekilde girecektir. Buradan tüm Efrin halkını selamlıyoruz” ifadelerini kullandı.

ÖCALAN’IN MEKTUBU

Amed’de yüzbinlerin doldurduğu alanı işaret eden Buldan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın bu meydanda “milyonların şahitliğinde” okunan mektubunu hatırlattı. Buldan şunları söyledi: “Bu meydan birçok Newroz’a tanıklık etti. Yasaklı Newrozlara tanıklık etti. Milyonların bu alanda toplandığı Newroz’a tanıklık etti. En büyük tanıklığı 2013’te gerçekleştirdi. 2013’te milyonların şahitliğinde Sayın Öcalan’ın İmralı Adası’ndan gönderdiği bir mektubun okunmasına tanıklık etti” dedi. Buldan’ın konuşması bu sırada “Bijî Serok Apo” sloganıyla kesildi.

Buldan’ın konuşması devamla şöyle: “Göndermiş olduğu mektubunda barıştan bahsediyordu. O mektupta tüm Ortadoğu’nun demokratikleşmesinden bahsediyordu. ‘Artık silahlar susacak, siyaset konuşacak’ diyordu. Ancak bu ülkeyi yönetenler çözüm masasını, çözüm sürecini devirdiler. Özgürlüğü savunan herkesi mahkum ettiler. Sayın Öcalan ağırlaştırılmış tecritle karşı karşıya kaldı. O süreçte rol alan, misyon yüklenen arkadaşlarımızı tutukladır. Onlar bunu yaparken, barışı, kardeşliği ve özgürlüğü ellerinin tersiyle itmeye çalıştılar. Ancak bugün bu meydanda gördük ki barış ve özgürlük gündemimizden çıkmadı. Bu ülkenin demokrasiye ihtiyacı var. Bunları elinizin tersiyle iterseniz, Kürtleri yok sayarsanız, o zaman kaybedersiniz. Kürtler kardeşliğin, barışın ve demokrasinin talepçisi olacaktır. Buradan bir kez daha haykırıyoruz. Bu ülkede barış yanlılarını rehin aldınız. Demokratik siyaset yapanları rehin aldınız. Şimdi burada olması gereken partimizin genel başkanlığını yapan Selahattin Demirtaş’ı ve Figen Yüksekdağ’ı rehin aldınız, cezaevine koydunuz. Bu ilin milletvekillerini rehin alıp, cezaevine koydunuz.”

REHİN ALINAN SİYASETÇİLER

Rehin alınan Kürt siyasetçilere dikkat çeken Buldan, şöyle devam etti: “Bizim irademizdir dediğimiz, bu ilin yüzde 80’inin oy vererek seçtiği belediye eşbaşkanını, sevgili Gültan Kışanak’ı rehin aldınız, cezaevine koydunuz. Bizler, tekçiliğe karşı çoğulculuğu, zulme karşı direnişi, esarete karşı özgürlüğü esas alan bir anlayışla, tüm arkadaşlarımız özgürlüklerine kavuşuncaya kadar mücadele edeceğimizin sözünü bir kez daha veriyoruz. Onlar en kısa zamanda aramıza gelecekler, bizimle birlikte olacaklar. Sevgili Selahattin Demirtaş’ın, sevgili Figen Yüksekdağ’ın aramıza gelmesi için mücadeleye devam edeceğiz. Biz biliyoruz ki, bu ülkeyi, özellikle AKP-MHP koalisyonuyla yönetmeye çalışanlar, bir halkın özgürlük talebini yok sayıyorlar. Kürt düşmanlığı üzerinden, kadın düşmanlığı üzerinden bir halkın iradesini görmezden geliyorlar. Ancak, işte milyonlar, işte Amedliler, ‘Biz iradeyiz, biz buradayız’ diyorlar.”

KARAMSARLIĞA KAPILMAYIN, KP-MHP KOALİSYONU KAYBEDECEK

“Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın, hiç kimse karamsarlığa kapılmasın” diyen Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir halkın özgürlük talepleri karşısında zulmü dayatanlar bir gün kaybedecektir. O gün çok yakındır. AKP-MHP koalisyonunun kaybedeceği tarih çok yakındır. İşte zulmedenlere zorbalık uygulayanlara, şiddet uygulayanlara bir halkı inkar edenlere bir halkı imha etmeye çalışanlara vereceğimiz ders seçim sandıkları olacaktır. Kurulan sandıkta, seçimlerde onlara tarihi bir ders vereceğiz. Onları bu ülkeden göndermenin tarihi olarak seçim tarihin belirleyeceğiz. Ama seçimlere kadar elbette bu mücadele devam edecek. Bizim özgürlük demokrasi kardeşlik mücadelemizin asla sekteye uğramaması gerekiyor. Ve bunu için de yapılması gereken iki şey var. Birincisi, Kürt halkının birlik ve beraberliği. Kürt halkı birlik ve beraberliğini mutlaka sağlamalıdır. Yaşadığı her coğrafyada yaşadığı her yerde birlik ve beraberlik içerisinde, ulusal birliğin temellerinin atılacağı günleri şimdiden başlatmak lazım. Biz biliyoruz ki, Kürtler birlik ve beraberliklerini sağlarlarsa onları yok etmeye hiç kimsenin gücü yetmeyecektir.

BU ÜLKEYİ SAVAŞ VE İNKARLA YÖNETEMEZSİNİZ

Yapılması gereken ikinci şey bu ülkeyi yönetenlerin savaş politikalarını bir yana bırakmasıdır. Bu ülkeyi savaşla yönetemezsiniz. Bu ülkeyi inkarla yönetemezsiniz. Bu ülkeyi gözaltılar ve tutuklamalarla yönetemezsiniz. Yapacağınız tek şey vardır; barış politikalarını yükseltmek ve 2013 Newrozu’nda okunan Sayın Öcalan’ın mektubunu esas alarak onunla görüşmeleri acilen başlatmanız gerekmektedir. O kapıyı açarak, İmralı kapısını açarak Sayın Öcalan’la yapacağınız görüşmeler sadece Türkiye için değil tüm Ortadoğu halkları için barışın ve özgürlüklerin kapısını açacaktır. Geç kalınmadı. Elbette ki bunun yolu var. Elbette ki bunları yapmak için zaman var. Efrin’e girmeden önce Sayın Öcalan ile görüşseydiniz, bu savaş sarmalının içine girmemiş olacaktınız.”

Yüzbinlerin coşkulu Newroz’u Bandista isimli müzik grubunun şarkılarıyla devam ediyor.