Bedenini Şırnak’a siper eden Zeryan

Tarihte yer edinen, düşmana karşı intikamı ve yoldaşlarına olan bağlılığı ile ölümü ölümsüzleştiren, bedenini Şırnak alanına siper eden Zeryan, yarınlara özgürce yaşamanın çizgisi oldu.

Amed’in baş eğmeyen topraklarında ana rahmine düşmüştü Zeryan. Gözünü açtığı 1987 yılında PKK’nin varlığı ile halk yeniden nefes almış, canlanmıştı. Güneş umutla doğuyor, toprak büyük bir mutlulukla eşeleniyor, buğday tarlaları Amed’in etrafını sarıyor, her bir başak tanesi topraktan aldığı özgürlük inancıyla bereketleniyordu. Zeryan’ın beşiği yeşil, kırmızı ve sarı tülbentlerle allanıp pullanmış annesinin bağrında, babasının emek kokan ellerinde Kürt kimliği ile büyütülmüştü.

Milyonların toplandığı Amed Newroz’unda Zeryan da başına bağladığı yeşil, kırmızı, sarı kefiye ile özgürlüğünü haykıracaktı. Fakat Zeryan’ın gözünün önünde halkı devlet terörüne maruz kalmış, halkı şiddete, ölüme rağmen direnişini haykırmaya devam etmişti. O an Zeryan iliklerine kadar sarsılarak düşman gerçekliği ile karşılaştı, genç yaşına rağmen mücadeleye başlama sözü verdi ve bayrağı kaldırmaya karar verdi.

İnançtır bir insanı hedefine kilitleyen. Önderliğine olan inancı ile kutsal dağlara adım attığı ilk günden hedefinde netti Zeryan. Düşmanına olan nefreti karşısında her gün daha çok kendini geliştiriyordu. Yüreği intikamla atan Zeryan yoldaşlarına bağlanıyor, ideolojisine kenetleniyor, özgür dağların bir parçası olmaktan çok dağların kendisi oluyor, özdeşleşiyordu. Cilo’da kollarını özgürlüğe açıyor, Çarçella’nın suyundan içiyor, adını Zagroslara yazdırıyor, Girê Heqarî’de bütün Metina’yı kucaklıyordu Zeryan.

Kadın olmanın hakikatini arıyordu Zeryan. Özüne dönmek istiyor, kadının gücünü açığa çıkarmak için mücadele ediyordu. Derinleşiyordu Önderinin perspektiflerinde. Gülüşüyle yoldaşlarına sevginin derinliğini yaşatan, saygıda kusursuzlaşan Zeryan kaldığı ortamların vazgeçilmezi oluyor, arkasında bıraktığı sevgi yürüdüğü patikalarda yolunu aydınlatıyor, pusulası oluyordu.

Genç yaşına rağmen zamana meydan okuyan Zeryan askeri alanda yetkinleşmiş, büyük bir moralle Botan alanına geçti. Kararlı ve azimli duruşu ile yoldaşlarına öncülük etti, faşizan TC devletinin Kürt halkına, özgürlük hareketine karşı uyguladığı çökertme planına karşı yerini tarihi öz yönetim direnişlerinde aldı. Geleneklerine bağlı olan Şırnak halkı Zeryan’ı sahiplendi, kendilerine komuta etmesini istedi. Zeryan, yoldaşları ve uğruna ömrünü adadığı halkı ile beraber taşları sırtlayarak mevziler, barikatlar oluşturdu. Halka toplantılar aldı, askeri eğitim verdi. Faşizan TC rejiminin hunharca saldırılarına karşı kendini Şırnak alanının siperi haline getirdi. Çatışmalarda en ön saflarda yerini aldı, bir mevziden diğer mevziiye giderek hiçbir koşulda yoldaşlarını yalnız bırakmadı. Yoldaşlarıma gelen kurşun bana gelsin ve onların tırnağına dahi zarar gelmesin yaklaşımı Zeryan’ın komutanlığını arşa çıkardı, kadın ve erkek yoldaşları bu komutanlık karşısında secdeye durur gibi Zeryan’la omuz omuza savaştı.

TC devletinin Kürt halkına reva gördüğünün sadece katliam olduğunu dile getiren, bütün kadınlara YPS JIN saflarına katılma çağrısı yapan ve YPS JIN’ de yer aldığı için büyük bir mutluluk yaşadığını ifade eden Zeryan ve yoldaşlarının mücadelesi Kürdistan’da omuz üstünde baş, taş üstünde taş bırakmayacak politikalara karşı tek vücut olmuş fedailerin vermiş olduğu onur savaşıdır.

Tarihte yer edinen, düşmana karşı intikamı ve yoldaşlarına olan bağlılığı ile ölümü ölümsüzleştiren, bedenini Şırnak alanına siper eden Zeryan, yarınlara özgürce yaşamanın çizgisi oldu.