Özdemir: Roboskî'de yargılanması gereken devletin kendisidir

Amed Baro Başkan Yardımcısı Mehdi Özdemir, Roboskî Katliamı'nın sorumlusunun Türk devleti olduğunu vurgulayarak, "Yargılanması gereken de devlettir" dedi.

Türk ordusuna ait savaş uçaklarının Şirnêx’in Qileban (Uludere) ilçesine bağlı Roboskî köyünde 28 Aralık 2011’de gerçekleştirdiği hava saldırısında 19’u çocuk 34 kişinin katledilmesinin üzerinden 12 yıl geçti. Bu süre zarfında katillerin hiçbiri yargılanmadı. Katliama dair askeri ve sivil mahkeme ile savcılar arasında gidip gelen soruşturma takipsizlikle sonuçlanırken, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 17 Mayıs 2018’de avukatlar eksik belgeleri geç teslim ettiği için davayı reddetti.


Roboskî Katliamı'na dair ANF'ye konuşan Amed Baro Başkan Yardımcısı Mehdi Özdemir, "Devletin veya iktidarın şiddeti karşında cezasızlık politikasıyla birlikte faillerin aklandığı, ödüllendirildiği, var olan mağduriyet giderilmeksizin herhangi bir şekilde adalet noktasında vicdanların tatmin edilmediği bir süreci geçmişten bugüne Roboskî'de olduğu gibi yaşanmaktadır. Bir adalet utancı söz konusu. Katliam sonrasında ortaya çıkan tablo ve yargı sürecine bir bütünen bakıldığında adaletin gerçekleşmediği bir süreci hep birlikte yaşamaktayız" dedi.

'KÜRT'Ü KATLEDENLER AKLANIYOR'

Katliamın üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen sorumluların yargılanmadığına dikkat çeken Özdemir, “Devlet, geçmişten bugüne katliamların sorumlusu olmasına karşın adalet önünde herhangi bir şekilde faillerin yargılanmadığı, mevcut ceza yasaları veya Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmenin uygun bir yargı pratiği neticesinde faillerin cezalandırılmadığı bir süreci bizlere yaşatmaktadır. Adalet önünde faillerin aklandığı, Roboskî'de olduğu gibi bir adalet utancı ile karşı karşıya kalmaya devam ediyoruz. Devlet, kendi yaratmış olduğu şiddet sarmalı içinde veya katliamın asli faili olduğu durumlarda hiçbir zaman bu noktada faillerin yargı önünde yargılanmaları için etkin bir yargı süreci içerisinde cezalandırılmalarına imkân tanımadı. Çünkü buradaki asli sorumlu devletin ta kendisidir. Devletin uygulamaları neticesinde ortaya çıkan şiddet sarmalı ve katliamlarda aslında yargılanması gerekenler devleti yöneten kişilerdir” diye konuştu.

Kürtlere yönelik katliamlarda devletin etkin bir yargılama süreci yürütmediğini belirten Özdemir, “Bu yargı pratiği kendi içerisinde adil olmayan ve etkin olmayan bir süreci bizlere yaşattığı için bu kapsamda herhangi bir şekilde yargılamanıh netice almaktan uzak bir noktaya geldiğini bizlere göstermektedir. Devlet politikası bu noktada bizim açımızdan önemli bir gösterge. 1925'te Şex Said İsyanı'ndan Seyit Rıza’ya, Seyit Rıza'lardan 1990'lardaki zorla kaybetmelere ve Maraş Katliamı'ndan Roboskî'ye kadar yaşanan süreç bir bütünen aslında Kurdistan coğrafyasında devletin yaratmış olduğu politik uygulamaların sonucudur. Şiddet, kendi içerisinde Kurdistan coğrafyasında sistematik bir hal alarak uygulanmaktadır. Burada aslında devletin kendi uygulamalarını bir sonucu olarak Kurdistan‘da Kürtlere dönük sistematik ve yaygın bir şiddet içeren eylemlerde bulunma halinin devletin kendi politikasını uygulamasındaki amaç unsuru içinde değerlendirilmektedir” ifadelerini kullandı.

Devletin asli fail olduğu katliamlarda zaman aşımı unsurunun söz konusu olmadığını söyleyen  Amed Baro Başkan Yardımcısı Mehdi Özdemir, sözlerini şu şekilde sonlandırdı:

“Türkiye'nin taraf olduğu sözleşmelerde de bu husus açıkça belirtilmektedir. Roboskî Katliamı'nın üzerinden 12 yıl geçmesi değil bir 12 yıl daha geçse bile aslında yargı önünde faillerin adil bir yargılama neticesinde cezalandırılmasını sağlama noktasında gereken bir yargı sürecinin işletilmesi gerekir. Zaman aşımı bu noktada herhangi bir şekilde dikkate alınmaz, alınamaz. Hukuk önünde failler elbet bir gün adalet utancı yerle yeksan edilerek yargılanmalı ve bu noktada cezalandırılmalıdır. Kapatılan soruşturma dosyasının yeniden açılması, faillerin tespiti ve bu anlamda uçaklarla bombardımana karar veren en tepedeki devlet görevlisinden tutun bu işi uygulayan kişilere kadar bir yargılama sürecinin işletilmesi gerekmektedir.”