Mardin Dargeçit’te 2015-2016 yıllarındaki öz yönetim direnişleri sürecinde bir eve sığınan K.S., Ö.K., İ.A., B.A., H.T., R.A. ve S.D. adlı çocuklar, özel harekat tarafından gözaltına alındı ve tutuklandı. Halen Aliağa Şakran Cezaevi’ndeki Kadri Sancar’ın 22 yıllık cezası ise Yargıtay tarafından onandı ve karar 6 Temmuz’da aileye tebliğ edildi.

O zamanlar 17 yaşında olan çocuklardan Kadri Sancar, Aralık 2015’ten bu yana tutuklu. Ağabeyi İslam Sancar’ın anlattığına göre doğru dürüst bir yargılanma yapılmadan tutuklandı.

ÖLDÜRECEĞİZ ANONSU

ANF’ye konuşan Kadri’nin ağabeyi İslam Sancar, çocukların çatışma esnasında aralarından birinin öz teyzesi olan bir kadının evine sığındığını söylüyor. Sokağa çıkma yasağının son gününde ise dışarıdan birinin ihbarıyla ev özel harekat timlerince basılıyor. Önce anons ile dışarı çıkmaları aksi takdirde eve ateş açacakları söyleniyor. Ağabey Sancar’ın anlatımına göre eve yapılan bu anonstan çocuklar tedirgin oluyor çünkü ‘öldürün’ emrini duyuyorlar. Daha sonra evdeki kadının küçük çocuklarını tehlikeye atmamak için dışarıya çıkıyorlar.

BOĞAZINA KEMER BAĞLANIP SÜRÜKLENİYOR

Yaşları 15 ile 16, 17 arasında değişen çocuklar, özel harekat polislerince işkenceye maruz kalıyor. Ağbey Sancar'ın anlatımına göre kardeşi Kadri’nin boynuna kemer bağlanıp yerde sürükleniyor. Öyle ki ağabey Sancar 4 ay sonra kardeşini gördüğünde gözlerinin altında hala morluklar olduğunu ifade ediyor. Çocuklar yaklaşık bir buçuk ay kadar Midyat’taki cezaevinde tutulup daha sonra İzmir’in Aliağa ilçesine bağlı Şakran Çocuk ve Gençlik Hapishanesi’ne sürgün ediliyor. Ağebeyin aktardığına göre çocuklar aç susuz bir şekilde sürgün ediliyor.

MAHKEMEDEN SONUÇ ALINMIYORDU

Mardin’deki davadan uzun süre bir sonuç alınamadığını söyleyen İslam Sancar, benzeri şekilde yan evde yakalanan 3 çocuğun davasının da görüldüğünü anlatıyor. Onlar da tıpkı bu dört çocuk gibi İzmir’e sürgün ediliyor fakat avukatları itiraz ettiği için dava İzmir’e alınıyor. O üç çocuk davanın orada görülmesiyle birlikte beraat ediyor. Fakat hiç mahkeme yüzü görmeyen Kadri ve arkadaşlarının yargılaması devam ediyor. O dönem Sancar ailesi Ankara’dan bir avukat buluyor. Fakat avukat istedikleri gibi davayla ilgilenmiyor. Dahası avukata bir süre ulaşamadıkları gibi daha sonra öldüğünü duyuyorlar. Maddi imkanları kısıtlı olan Sancar ailesi avukata verdikleri parayı da geri alamıyor. 

ÇOCUKLUĞU ORADA BİTTİ, GENÇLİĞİ DE BİTECEK

İslam Sancar kendi imkanlarıyla davayı duyurmaya çalışıyor. Kadri’nin bir dönem yaşadığı hastalık sonucu tedavi edilmemesini gündeme getiriyor ve çeşitli haberler yapılıyor. Şu an davaya bakan avukat Çiğdem Koç’a ise HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu sayesinde ulaşıyor. Diş sorunları nedeniyle yemek yiyemeyen Kadri’ye 4 yıl sonra verilen tedavi randevusu, HDP’li ve CHP’li vekillerin olayı kamuoyuna taşımasıyla erkene alınıyor. Fakat ağabey Sancar’ın belirttiğine göre salgın sebebiyle o tedavi de yarım kalıyor. Aile 2015’ten bu yana tutuklu çocuklarını her zaman görmeye gidemiyor. İslam Sancar bu zaman zarfında anne ve babasının Kadri’yi sadece iki defa görebildiğini ifade ediyor: “O kadar yol gitmeye paramız yok. zaten en az iki yıl salgın girdi araya. Annem sadece iki defa görebildi Kadri’yi. Kardeşim çocuktu hapse girdiğinde çocukluğu orada bitti şimdi bu cezayla gençliği de orada bitecek.”

İKİNCİ İLHAN ÇOMAK VAKASI

Ailenin avukatı Çiğdem Koç ise davayı Yargıtay kararından sonra almış. Şu an yeniden yargılama için Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hazırlıyor. Avukat Koç çocukların neredeyse hiç hakim yüzü görmediğine dikkat çekiyor: “Bu ikinci bir İlhan Çomak vakası. 27 yıl önce o davada neler yaşandıysa burada da aynıları oluyor. Çocuklar yüz yüze yargılanmadan 22 yıl ceza aldı. Davayı inceliyorum ve tek bir somut delil yok. Çocuklar zaten konut ihlalinden ceza almış. Evinde kaldıkları kadın, aralarından birinin teyzesi olmasına ve kadın da şikayetçi olmamasına rağmen bundan ceza almışlar. Somut delil olarak aralarından bir tanesinin elinde barut izi olduğu geçiyor ama bu da tam olarak incelenmemiş. Bu kişiler zaten tutukladıklarında çocukmuş ama buna uygun yargılama da yapılmamış.”