Cizre’de devam eden sıkıyönetim kuşatması ve saldırıları kırmak için Botan Yürüyüşü’nün ilk ayağı olan Nusaybin’in Girêmîra Mahallesi’nde Türkiye ve Kürdistan kentlerinden gelen bir çok toplumsal kesimden gelen binlerce insanın başlattığı direniş nöbeti eylemi birinci haftasını geriden bıraktı. Direniş nöbetine dün akşam dahil olan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, mahallede basın açıklaması düzenledi. Girêmîra Yas Evi önünde düzenlenen açıklamaya HDP’li milletvekilleri Ali Atalan, İbrahim Ayhan, Alican Önlü’nün yanı sıra Nusaybin Belediye eşbaşkanları, KJA, Demokratik İslam Kongresi, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, Cizre’de yaralananların aileleri ve çok sayıda kişinin katıldığı açıklamada “Bijî berxwedana birindara” ve “Bijî berxwedana Cizîrê” sloganlarıyla Cizre direnişi selamlandı.
Açıklamada konuşan Figen Yüksekdağ, iktidarın halkların yaşam hakkına dönük açık şekilde saldırı gerçekleştirdiğinin altını çizerek, “Bugün kimse sanmasın ki Sur’da, Nusaybin’de, Cizre’de ve Silopi’de değil ise bu devlet ona yaşam hakkı tanıyacak. Bu zalim devlet baskılarıyla tüm ülkede insanların yaşam haklarını ihlal etmiş bilsinler. Halkların kendi öz gücüne sahip çıkarak direnmesi gerekiyor. Bugün Nusaybin’de olduğu gibi ülkenin dört bir yanında işgale karşı nöbet tutma zamanı” diye konuştu.
Nusaybin’de gerçekleştirilen nöbet eyleminin bodrum katında direnen yaralılar şahsında tüm Kürdistan halklarına dönük katliam politikalarına karşı direnişin bir göstergesi olduğunu kaydeden Figen Yüksekdağ, “Bu halk karşısında çaresiz kalanlar, intikamı bir bodrum katına hapsettikleri savunmasız insanlardan almaya çalışıyorlar. Bunun kadar büyük bir kalleşlik olabilir mi? Onlara sorarsanız ‘güçlü devlet, güçlü siyaset’ derler. Güçlü devlet dedikleri yapı bu gün çaresiz insanları katlederek intikam almaya çalışıyor. Ama şunu bilsinler ki acizler, 28 insan karşısında acizler” dedi.
“Hırsla, kinle ve nefretle kararmış o yüreklerini yaralıları katlederek rahatlatmaya çalışıyorlar” sözleriyle hükümetin sürdürdüğü katliam politikalarına tepki gösteren Yüksekdağ, “Ama şunu bilsinler ki bu halkın haklı öfkesi onların peşini bırakmayacak. ‘Dünyayı başınıza yıkarız’ diyorlar. Ey AKP iktidarı siz bu direngen halkın dünyasını başına yıkarsanız, siz de o yıkıntının altında kalırsınız. Nice yıkıntının altından dimdik ayakta çıkan bu halk yeni bir umutla hala dimdik ayakta. Kobanê’de dimdik ayakta kalmayı başaran bu hak Cizre’de, Silopi’de Nusaybin ve Sur’da yine dimdik ayakta kalarak karşınızda durmaya devam edecek” diye ifade etti.
Bütün Türkiye halklarının Kürt halkı üzeriden yürütülen darbe politikalarına karşı direnmesi gerektiğini vurgulayan Yüksekdağ, “Direnmezsek, karşımızda ölüm ve zulüm için birleşenler kazanır. İşte bizler, kötülerin, zalimlerin zorla, zulümle, ölümle kazanmasına izin vermeyelim diyedir bu gün gerçekleştirdiğimiz direniş yolu. Bugün burada zalimlere karşı direnme günüdür. Gece gündüz yaşamın her alanında mevzilerimizi boş bırakmamak için daha fazla çoğalarak, siyasi iktidarın ölüm ve zulüm katliamlarına son verene kadar yaşam nöbetine devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Cizre’de yaralıların mahsur kaldıkları bodrum katından çıkartılması için HDP’nin gerçekleştirdiği girişimlerin, hükümetin bahaneleriyle engellendiğini söyleyen Yüksekdağ, “İçişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı açık şekilde suç işliyor. Roboski’de bir anda 34 canı katleden hükümet, bugün tek tek insanları katlederek açık şekilde bir katliam gerçekleştiriyor. ‘Ambulans yaralıları almaya gidemiyor’ diyorlar. Bunu doğru okumak gerek. Ambulanslar oraya gitmiyor, gönderilmiyor. Orada çatışma olduğu külliyen yalan, orada top atışları ve yaylım ateşleriyle yapılan bir saldırı var” dedi ve engellemelerle yaralıların tek tek katledilmeye çalışıldığını ekledi.
Yüksekdağ son olarak, “Tankı, topu, tüfeği gibi her türlü silahı olan siyasi iktidar, yaptığı ağır saldırılara karşı direnen halk gerçekliği karşında yenilmiştir. Rojava’dan Cizre’ye direnen halkları karşısında iktidar yenildi. Tekrar söylüyorum, direne direne kazandık, direne direne kazanacağız” dedi.