HDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım devlet ablukasının 5 gününe girdiği Mardin Nusaybin’in ilçesinin bir katliamla yüz yüze olduğunu söyledi. 5 gündür Yeşilkent mahallesinde bir evde mahsur kalan ve bu nedenle bugün Meclis’teki yemin törenine katılamayan Yıldırım, Nusaybin’de devletin ağır silahlarla sivil alanları taradığını ve bugün 5 kişinin ağır yaralandığını aktardı. ANF’ye konuşan Yıldırım, “Şu anda bütün şehir abluka altında. Elektrik yok ve yoğun bir bombardımana tabii tutuluyor, insanların artık içme suyu dahi kalmadı” dedi. Kürt halkına “Ya biat edeceksin ya öleceksin” mesajının verildiğini vurgulayan Yıldırım, Kürt halkının ölüm pahasına onurlu duruşundan vazgeçmeyeceğini altını çizdi.
HDP Mardin Milletvekilleri Gülser Yıldırım ve Ali Atalan, Nusaybin’de çatışmaların en yoğun yaşandığı Abdülkadir Paşa ve Newroz mahallelerinden sadece bir caddenin ayrıldığı Yeşilkent Mahallesi’ndeki bir evde mahsur. Kapının önüne çıkanın devlet tarafından tarandığını aktaran Yıldırım, yaşanan son durumu çok vahim olarak nitelendirdi.
“Şu anda bütün şehir abluka altında. Elektrik yok ve yoğun bir bombardımana tabii tutuluyor” diyen Yıldırım, insanların artık içme suyu dahi kalmadığına dikkat çekti. Bu vahşetin ne zamana kadar süreceğini bilmediklerini ve sokağa çıkma yasağının sonlandırılması için vali ile yaptıkları görüşmelerinden sonuç alamadıklarını, aksine saldırının giderek şiddetlendiğini aktaran Yıldırım, devletin ağır silahlarla mahalleleri taradığını ve bugün 5 kişinin yaralandığını belirti.
‘DEVLET DÜŞMAN ÜLKEYE SALDIRIR GİBİ SALDIRIYOR’
Nusaybin’de bir evde mahsur kaldığı için Meclis’teki yemin törenine katılamayan Yıldırım, “Bir halk bu şekilde katliamla karşı karşıya iken, biz nasıl bu yemine katılacağız. Biz burada resmen mahsur kalmışız, elektrik yok şarjlarımız bitmek üzere. Sokağa çıkan vuruluyor. Bugün evlerinin kapısına 5 kişi bu şekilde kurşunlandı. Bir anne boğazından, bir başka adam iki bacağından bir yaşlı amca da bacağından yaralandı” diye aktardı. Devletin adeta düşman bir ülkeye saldırır gibi mahallelere saldırdığına dikkat çeken Yıldırım, Nusaybin’in bir katliamla yüz yüze olduğuna işaret etti. Yıldırım, “Bu zulüm karşısında hepimizden çok çocuklar etkileniyor. Silah, patlama sesleri geldikçe çocukların ağlayışları ve bağışları her yerde yankılanıyor” dedi.
‘BİR HALKIN ÖZ YÖNETİM TALEBİNE TANK, TOPLA KARŞILIK VERMEK BARBARLIKTIR’
Bugün Kürdistan’da uygulananın vahşetin DAİŞ teröründen farksız olduğunu vurgulayan Yıldırım, bir halkın öz yönetim talebine yönelik tanklarla, toplarla karşılık veren bir saray rejimi ile karşı karşıya olduklarını ifade etti. Yıldırım, “Masada çözülebilecek ve Türkiye’nin demokratikleşmesine, 40-100 yıllık bir sorunu çözme noktasında katkı sunacak, bir halkın kendi rengiyle yaşama talebine sen tanklarla, toplarla, ima ile cevap veriyorsan artık bu zihniyete ne faşizm, ne diktatörlük ile açıklanır. Bu apaçık barbarlık örneğidir. Dünyaya kana bulayan ve haklara düşmanca yönelen DAİŞ barbarlığın bir ürünüdür” diye konuştu.
KÜRT HALKINA ‘YA BİAT EDECEKSİN YA ÖLECEKSİN’ MESAJI VERİLİYOR
Özel harekat timlerinin Silvan duvarlarına yazdığı yazıları örnek gösteren Yıldırım, Kürt halkına “Ya biat edeceksin ya öleceksin” mesajının verildiğini vurguladı. Saray ve AKP hükümetinin Türkiye demokrasisi içerisinde kendi rengi ile onuruyla yaşamak isteyen Kürtleri kabul etmediğine dikkat çeken Yıldırım, Kürt halkının ölüm pahasına onurlu duruşlarından vazgeçmeyeceğini hatırlattı. Türkiye halklarından bu katliama karşı ses vermelerini isteyen Yıldırım, “Türkiye halkları bu katliamlara, bu zulme artık ses vermesi lazım. Bu yaşananlar sadece Kürdün sorunu değil, bu bütün Türkiye toplumun sorunudur. Ses çıkartmak vicdani sorumluluktur” diye konuştu.