AMED
İHD Amed Şubesi ve kayıp yakınlarının "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 346'ncısı Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde düzenlendi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eylemde konuşan İHD Amed Şubesi Sekrekteri Abdulselam İnceören, cinayetleri işleyenlerin bir an önce yargı önüne çıkıp yargılanması gerektiğini söyledi.
Eylemde, Amed-Silvan yolunda 1993 yılında gözaltına alınan Mehmet Tekdağ ve 1994 yılında yine aynı yolda gözaltına alındıktan sonra kendilerinden haber alınamayan Ali Tekdağ kardeşlerin akıbeti soruldu. Kardeşlerinin kaybediliş hikayelerini anlatan İfet Mutaş, ilk olarak kardeşi Mehmet'in bir yıl arayla 2 kardeşinin kaybedildiğin anlattı. Söz konusu belirsizliğin ne zamana kadar süreceğini soran Mutaş, "Yıllardır iki kardeşimin kemiklerini dahi bulamıyorum. İki kardeşimi de alıp katlettiler. Ama bu dünyada da öbür dünyada da hakkımı arayacağım. Elim katillerin yakasında olacak" dedi.
Mutaş, annelerin yıllardır gözyaşı döktüğünü dile getirerek, bu gidişe karşı çıkmadıkça anaların ağlamaya devam edeceğini söyledi. Mutaş, "Bayram geldi herkes kardeşinin evine gitti. Biz gidemiyoruz. Kardeşimize sarılamıyoruz. Ölümlerin sonu yoktur. Öldürmekle kimse bilmez. Ölüm ancak barışla biter. Biz barışı, çocuklarımızın kemiklerini istiyoruz" dedi.
BATMAN
Batman'da İHD ve kayıp yakınlarının "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" sloganı ile düzenlediği oturma eylemlerinin 345'incisi Batman Gülistan Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleştirildi.
İHD Yöneticisi Mesut Aydın, eylemdeki konuşmasında, "Her geçen hafta başka umutla alanlara çıkan anneler yitirdikleri canlarının akıbetini hala öğrenebilmiş değil. Tek bir gerekçe olmaksızın gözaltında zorla kaybedilen, sokak ortasında faili meçhul cinayete kurban giden canlarının hesabını soran cumartesi annelerimize 'kudretli devletimiz!' tarafından hala tek bir şey açıklanmış değil" dedi.
Siyasi soykırım operasyonları kapsamında kentin seçilmişlerinin tutuklanmasına da değinen Aydın, "Dünyanın hiçbir yerinde atanmışlar seçilmişlerden daha üstte değildir. Türkiye gerçeğinde ise atanmışlar seçilmişleri adeta düşman olarak görmekte ve kitlesel bir savaş başlatmıştır" dedi. Canlı kalkanların engellenmesi ve tutuklamasının kabul edilir bir yanının olmadığına vurgu yapan Aydın, "Bu bize şunu göstermekte; devlet kendi askerinin ölmesini istiyor" dedi.
YÜKSEKOVA
Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde İHD ve kayıp yakınları, "faili meçhul" cinayetlere uğrayanların hesabını sormak için 77'nci haftada Sanat Sokağı'nda bir araya geldi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme, sivil toplum örgütü temsilcileri ve çok sayıda yurttaş da destek verdi. Açıklama öncesi kayıp yakınları eyleme katılanlara karanfiller dağıttı. Bu haftaki buluşmada, 27 Eylül 1995 tarihinde Alyava (Ağaçlı) köyünde işkenceyle katledilen Münir Sarıtaş'ın faillerinin yargılanması talep edildi.
Eylemde konuşan Sarıtaş'ın kardeşi Welat Sarıtaş, yakacak toplamak için köye giden, Münir Sarıtaş'ın, Ağaçlı köyünden Abdulkerim Yurtseven ve Muğdat Özeken ile birlikte dönemin Yüksekova Dağ Komando Tabur Komutanı Mehmet Emin Yurdakul komutasındaki askerler tarafından işkenceye uğradığını ve gözaltına alınarak Yüksekova Taburu'na götürüldüklerini söyledi. Sarıtaş, itirafçı Kahraman Bilgiç'in olayın ardından savcıya verdiği ifadesinde de Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul'un, Abdulkerim Yurtseven'i arabadan atarak işkence ile Münir Sarıtaş ve Muğdat Özeken'i ise atış poligonuna götürüp üzerlerine ateş açılarak katlettiğini itiraf ettiğini söyledi. Katiller bulunup, cezalandırılıncaya kadar davalarının takipçisi olacaklarını ifade eden Sarıtaş, "Şimdi vicdanlar söylesin faili meçhul mu, yoksa katillerin maşası Mehmet Emin Yurdakul olan devlet mi? Ölü bedene işkence eden faşist ırkçı zihniyet hesap verecektir" dedi.
ŞIRNAK
Şırnak'ın Cizre ilçesinde Dayikê Şemiyê, 1990'lı yıllarda katledilen ya da kaybedilen yakınlarının akıbetlerinin araştırılması ve faillerinden hesap sorulması talebiyle "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" şiarıyla her hafta düzenlediği oturma eyleminin 351'incisini Sanat Sokağı'nda gerçekleştirdi. Sıkıyönetim uygulamalarının yaşandığı 4-12 Eylül günleri arasında katledilen 21 kişinin yakınlarının da kaybettiklerinin fotoğraflarıyla katıldığı eylemde konuşan İHD Cizre Temsilcisi Abdulkerim Pusat, katliamın yaşandığı Kürdistan'da son iki ayda savaşın bir kez daha tırmandırıldığını belirterek, "Bu katliamların üzerine son günlerde katledilen 21 sivil yurttaşı da eklediler. Katledilmelerine rağmen barışı haykıran bu ailelerimiz halen çığlıklarını duyurmaya çalışıyor" dedi.
Eylemde, 7 Ocak 1994 tarihinde çalıştıkları Habur Sınır Kapısı'ndan dönerken Doruklu köyü yakınlarında sivil bir araçta bulunan askerlerce durdurulduktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan Mehmet Ömeroğlu ve Ahmet Şayık'ın kaybediliş hikâyelerini anlatıldı. İçerisinde bölgede Bilal Astsubay olarak bilinen askeri yetkilinin de olduğu belirtilen 34 plakalı siyah bir Tempra ve beyaz Reno marka iki farklı aracın Ömeroğlu ve Şayık'ı alarak uzaklaştığını belirten Pusat, kendilerinden bugüne kadar hiçbir haber alınamadığını belirtti.