GÖRÜNTÜLÜ

Silvanlılar: Mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz

Silvan'ın Tekel, Mescit ve Konak mahalleleri sakinleri, AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şiddet politikalarıyla bir yere varamayacaklarını belirtti.

Silvan’da 12 günlük sokağa çıkma yasağı süresince insanlık dışı muamelelere maruz kalan Tekel, Mescit ve Konak mahalleleri sakinleri, AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şiddet politikalarıyla bir yere varamayacaklarını belirterek “Onlar savaşta ne kadar ısrar edip evlerimizi bombalasalar da biz barışı istemekten ve bunun için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.

Silvan’da Türk devletinin uyguladığı abluka ve sokağa çıkma yasağının kaldırılması ardından binlerce insan Mescit, Konak ve Tekel mahallelerini ziyaret etti. Mahallelerdeki manzara saldırının boyutunu da ortaya koyuyordu. Neredeyse mermi girmemiş ev ve binanın bulunmadığı mahallelerde halk 12 gün boyunca yaşadıklarını aktardı. Özel hareket timleri tarafından duvarlara tehdit ve intikam sloganları yazılan Silvan’da 12 günün bilançosu: sivil ölümler, bombalanan evler ve yakılan eşyalar.

‘ESETULLAH TİMİ EVLERİ YAKTI’

Silvan’da 12 gün süren devlet ablukası ve sokağa çıkma yasağının kaldırılmasının ardından konuşanlardan Hasan Sezer, evinin özel hareket timleri tarafından yakıldığını ve eşyalarının kullanılamayacak duruma getirildiğini belirterek, “Mahallede olduğumuz süre boyunca elektrik, su, internet ve telefon hatları kesilmişti. Perişan olduk yiyecek yemeğimiz kalmamıştı, ölüme terk edildik. Evlerimiz tarandığı için mahalleden çıkmak zorunda kaldık. Biz evden çıktıktan sonra özel harekat timleri ya da kendilerine Esetullah Timi diyen bir grup eve girmiş, eşyalarımızı dağıtmış, çekmecelerimizi karıştırmış, yorganlarımızı, döşeklerimizi etrafa saçmış daha sonra da evi ateşe vermiş. Evimiz harabeye dönmüş durumda ne yapacağımızı bilemiyoruz” dedi.

Sokağa çıkma yasağı süresi boyunca Silvan’da iletişim kanallarının devlet tarafından kullanılamaz duruma getirildiği için akrabaları ile haberleşemediğini söyleyen Hasan Sezer yaşadıklarını anlattı: “Sokağa çıkma yasağı süresi boyunca mahallelere girip çıkılmasına izin verilmediği için babam eve gelemedi. Telefon da çekmediği için nerede olduğunu bilmiyorduk, hala da haber alamıyoruz ve bu durum bizi korkutuyor hayatından endişe duyuyoruz. Yaşıyor mu yaşamıyor mu onu dahi bilmiyoruz.”

‘KAPILARI KIRIP EVLERE GİRMİŞLER’

Üç sene boyunca yapmak için uğraştığı binanın bir gecede içindeki eşyalar ile birlikte devlet güçleri tarafından yakılıp harap edildiğini aktaran Abdülmelik Tuncer, “Binanın inşaatı tamamlandıktan sonra dört çocuğumu bu binaya yerleştirdim. Çatışmalar şiddetlendiğinde evlerimizi terk etmek zorunda kaldık. Binanın kapısını kırıp zorla içeri girmişler 7 katlı binanın her katındaki evlere girip camları ve kapıları kırmışlar ihtiyaç duydukları eşyaları aldıktan sonra kalan eşyaların hepsini yakmışlar. Binayı harabeye çevirmişler” ifadelerini kullandı.

Gaza Topê mevkine konuşlanan zırhlı araçlar üzerine yerleştirilen bomba atarlar ile mahallenin bombalandığına dikkat çeken Abdülmelik Tuncer şöyle konuştu: “Binanın hemen her katında mermi ve havan topundan oluşan delikler var. Bir katta atılan havan topu yüzünden evin üç duvarında delik oluştu. Binaya nerden bakarsanız beş bin kadar mermi ve 15 civarında da havan topu isabet etmiş. Şu an 60 yaşındayım bu binayı yapmam yıllar süren çalışma ve emeğimin sonucu mümkün oldu ona rağmen ekonomik olarak zorlandığım için üç yıl sürdü. Bugün bu binayı tekrar inşa edebilmem için 50 yıl daha çalışmam gerekecek.”

‘İÇERİDE İNSANLAR OLDUĞUNU BİLDİKLERİ HALDE EVLERİ TARADILAR’

Sokağa çıkma yasağı var evlerinizden çıkmayın diyorlar. Sırf onlara hedef olmamak için evlerimizden çıkamıyoruz bu defa da evlerimizi tarıyorlar diyen Ahmet Kaçhan “Evde oturuyorduk birden bir gürültü oldu ne olduğunu anlamadım. Sonradan fark ettim ki evin karşısına konuşlanan bir zırhlı araç evi tarıyor. Evde olduğumuzu anlarlarsa taramayı keserler umuduyla ışığı yakıp söndürünce taramayı daha da şiddetlendirerek arttırdılar. Bir süre sonra evden karşılık alamayınca çekip gittiler” dedi.

‘ULUSLARARASI KAMUOYU TÜRKİYE’YE DUR DEMELİ’

Türkiye devletinin Kürdistan üzerinde sürdürdüğü politikaya uluslararası kamuoyunun müdahale etmesi gerektiğinin altını çizen Ahmet Kaçhan, “Halk tarafından seçilerek meclise gönderilen milletvekillerinin dahi canına kast eden bir zihniyet bugün bu devleti yönetiyor. Yaşanan bunca şeyden sonra hangi demokrasiden söz ediyoruz? Şiddetle bu sorun çözülemez çözülmüyor neredeyse 40 yıldır bu mücadele devam ediyor. Dünya üzerinde aynı sorunu yaşayan bütün devletler bu sorunu barışçıl yollarla çözüme kavuşturdu fakat AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu yapmak istemiyor” şeklinde konuştu.

‘BARIŞI HAYKIRMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİM’

Evim bombalansa da barışı haykırmaktan ve istemekten vazgeçmeyeceğim diyen Kezban Gül da şunları belirtti: “Evde tek başıma yaşıyorum. Evimi bırakıp çıkmak istemedim. Kaç kere içeride olduğumu bildikleri halde evi taradılar, duvarları indirdiler. Evdeki eşyalara kurşunlar isabet etti. Onlar savaşta ne kadar ısrar edip evlerimizi bombalasalar da biz barışı istemekten ve bunun için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz.”

...