Demokratik Suriye Güçleri (QSD), Hol’un de içinde olduğu Güney Hesekê’nin çetelerden temizleme hamlesinin son bulduğunu, Hol’un girişindeki dört yolda düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı. Basın açıklamasında tüm QSD güçleri hazır bulundu.
QSD sözcüleri Telal Ali Silo ve Lewend Rojava’nın Arapça ve Kürtçe olarak okuduğu açıklama metnini yerli ve yabancı çok sayıda gazeteci izledi. QSD sözcüleri Hol’un özgürleşmesi ile yeni bir aşamaya giren ve toplam 17 gün süren hamlenin bilançosunu da vererek, operasyonlarının Hesekê'nin güneyinde devam edeceğini bildirdi.
HAMLE DEVAM EDECEK
QSD sözcülerinin okuduğu basın bildirisinden sonra toplantıyı izleyen birçok gazeteci hem QSD sözcülerine hem de QSD hamlesinde yer alan komuta yapısına yönelik sorular yöneltti. "Hamleniz sona erdi ama operasyonlarınız duracak mı" sorusuna yanıt verilirken, demokratik bir Suriye’nin oluşması amacıyla QSD’nin oluşturulduğu ve bu topraklarda çeteler olduğu sürece operasyon ve hamlelerinin devam edeceği söylendi.
DAIŞ ÇETELERİ ŞEDDADÊ’DEN KAÇIYOR!
Basın toplantısı ve açıklamalarının üzerinden birkaç saat daha geçmemişti ki, QSD savaşçılarının hamle yürüttüğü alandan çok önemli iki haber ajanslara düştü. Bunlardan ilki, QSD güçlerinin Hol civarında için stratejik önemde olan birçok noktayı çetelerden temizleyerek özgürleştirmesiydi. QSD 5 köy, çok sayıda mezra ve bir şirketi kontrol altına aldı. QSD savaşçıları Hesekê'nin güneyinden Kizwan Dağı’na giden Spi Yolu'nu denetimine aldı. Burada çıkan çatışmada QSD güçleri 15 çete üyesini öldürdü, çok sayıda silah ve cephanenin yanı sıra 2 çete üyesi sağ ele geçirildi. Siyasi ve askeri açıdan çok daha önemli ikinci haber ise çetelerin önemli merkezlerinden ve Suriye-Irak arasında nefes borusunu oluştaran Şeddadê'den geldi. Güvenilir yerel kaynaklardan gelen bilgilere göre, QSD’nin Hol’da bayrağını DAIŞ çetelerinin kalbine saplayıp, kararlılığını ilan ettikten hemen sonra kararlı bir şekilde ilerleyişi karşısında paniğe kapılan çeteler, Şeddadê merkezini boşaltmış ve adli suçluları cezaevlerinden boşaltmaya başlamıştı.
Açıklamadan hemen sonra gelen bu haberler bile çetelerin bir irade kırılması, büyük bir panik halini yaşadıklarını ortaya koyuyor. Bu durumu açıklamanın yapıldığı alanda konuştuğumuz Burkan El Firat yöneticisi ve QSD Askeri Konsey Üyesi Haki Kobanê de doğrulayarak, çetelerin önemli merkezi olan Hol ve Xatuniyê’nin düşürülmesi ile çetelerin bir irade kırılmasını yaşadıklarını ve Suriye’yi çetelerden temizlemek amacıyla son çete kalıncaya kadar da operasyonlarının devam edeceği kararlığını belirtmişti.
BİLANÇO
QSD’nin Güney Hesekê’yi çetelerden temizlemek amacıyla başlattığı hamlenin 17 günlük savaş bilançosu oldukça kabarık. QSD’nin başarılı sonuçlar elde etti. Bileşenler, karşı Kobanê’de, Til Temir’de, Kızwan Dağı ve Grê Spî'de çetelere karşı savaştıklarını ve çetelere büyük darbeler vurarak yenilgiye uğrattıklarını söyledi. Kendileri, yeryüzünde çeteleri yenilgiye uğratan tek güç olarak dikkat çekiyorlar.
QSD’nin Hol girişinde yaptığı basın açıklamasında hamle sürecindeki bilançoya ilişkin de bilgi verildi. 31 Ekim’de başlayan ve Hol’un özgürleşmesi ile sona eren hamlede, öldürülen 493 çete üyesinden 112’sinin cenazesi QSD’nin eline geçmiş. Özgürleştirilen bin 4 yüz 62 kilometrelik alan içerisinde Xatuniye ve Hol Kasabaları dahil 196 köy ve mezra çetelerden temizlendi. QSD güçleri 34 bomba yüklü araç, 23 askeri araç ve 4 motosiklet imha etti. Hamlede, çeteler de 13 güdümlü füze ile 4 zehirli havan saldırısında bulundu.
DAIŞ çetelerinden ele geçen ve küçük bir orduyu donatacak kadar silahın içinde 23.5’lik Doçka'dan tabancaya kadar birçok silah ve bu silahlara ait mermi ve bombalar ele geçti.
Hamlede, 33 QSD savaşçısı ve DAIŞ çetelerinin saldırılarında 4 sivilin yaşamını yitirdiği, 53 QSD savaşçısının da yaralandığı belirtildi.
ERDOĞAN-AKP, DAIŞ'E CAN SİMİDİ OLUYOR
Dünyanın Paris'te tanık olduğu DAIŞ barbarlığının tartışıldığı ve çetelere karşı mücadelenin giderek ortaklaşması inancının geliştiği bu süreçte, QSD’nin bu başarılı hamlesi sadece Rojava ve Suriye halkları için değil, tüm dünya insanlığı için önemli kazanımlar ortaya çıkardı. Zira DAIŞ çeteleri Rojava’da son 4 yıldır verilen ve 10 Ekim'de QSD ilanı ile yeni bir aşamaya giren, Suriye halklarının teröre karşı mücadelesinin artık insanlık için verildiği tartışma götürmez bir gerçeklik haline geldi. Türk devletinin tüm provokatif ve çabalarına rağmen G20 zirvesinin yapıldığı Türkiye'de bile ABD Başkanı Obama'nın, Türk devletinin önerdiği güvenli bölge ve uçuşa yasak bölgenin sonuç getiremeyeceği, çetelere karşı mücadelede Rojava, Güney ve Kürtlere desteklerinin devam edeceği yönünde açıklamalarda bulunması, bu gerçeği bir kez daha teyit etmiş oldu.
Şimdi soru şu; DAIŞ gibi bir barbarlık karşısında uluslararası güçler, Türk devletinin DAIŞ çetelerini koruyan, kollayan ve dünyaya terör olarak sunan politikalarına mı, yoksa Kürt halkının verdiği mücadeleye mi destek verecek?
Çünkü faşist, tekçi Erdoğan ve onun AKP diktası ne zaman DAIŞ çeteleri darbelenip tükenişe girdiyse adeta bir can simidi atarcasına Kürt düşmanlığını körükleyerek özellikle Rojava’ya tehdit ve saldırılarda bulunuyor. Bu aşamadan sonra dünya, siyasal çıkarların ötesinde var olan tehlikenin kaynağını iyi görmeli ve tercihlerini ona göre yapmalı.
Erdoğan ve AKP faşistlerinin kırmızı çizgi olarak kendilerine belirledikleri Fırat’ın ötesinde kim var? DAIŞ var. Peki, eğer Türk devleti PYD ve YPG'yi düşman belliyorsa dost ve korunan kim oluyor? DAIŞ çeteleri.
PARİS KATLİAMI KİMİN İŞİNE YARADI?
Bu çeteler ne zaman hangi siyasal gelişmelere hizmet ederek katliamlar yaptı? Amed, Suruç, Ankara katliamları kime ve ne zaman yapıldı? Kürtlere karşı yapıldı ve AKP kirli politikaları için kullanmaya başladı. Bu katliamların arkasında AKP ve MİT’in olduğu tartışmasız bir gerçekken, özellikle Suriye politikalarının tartışılacağı G20 zirvesi öncesinde Paris’te yapılan katliam, Türk devleti kirli amaçlarına hizmet etmekten öte kimsenin işine yaramayacaktır. KCK yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan, Paris katliamını G20 öncesine denk getirmenin manidar olduğunu belirtirken Ankara, Suruç ve Amed katlimalarındaki gibi Erdoğan-AKP faşizm ile bağlantısına dikkat çekti.
Dünyaya terör ve katliamı dayatan bu çetelere karşı Kürt halkının ve Suriye Demokratik Güçlerinin geliştirdiği hamle, bu açıdan önemli ve sonuçları tüm insanlığı ilgilendiriyor.
...