Patentli Birecik patlıcanına arazi bırakmadılar!
Birecik Ticaret Odası Başkanı Müslüm Acar, Birecik’te birinci sınır tarım arazileri imara açıldığına dikkat çekerek, doğal ve kültürel zenginliklerin korunması gerektiğini söyledi.
Birecik Ticaret Odası Başkanı Müslüm Acar, Birecik’te birinci sınır tarım arazileri imara açıldığına dikkat çekerek, doğal ve kültürel zenginliklerin korunması gerektiğini söyledi.
Urfa’nın Birecik ilçesinde patenti verilen ‘Birecik patlıcanı’na tarım arazisi kalmadı. Birecik Ticaret Odası Başkanı Müslüm Acar, Birecik’te birinci sınır tarım arazileri imara açıldığına dikkat çekerek, doğal ve kültürel zenginliklerin korunması gerektiğini söyledi.
Mezopotamya topraklarına can veren Fırat Nehri’ne yönelik devletin kıyım politikası devam ediyor. Tarımsal zenginliğin yanında tarihi zenginlikleri baraj sularına gömülürken, bazı bitki türleri ve yaban hayatının kurtarılması için mücadelesi veriliyor. Urfa’nın Birecik ilçesinde Fırat Nehri kıyısında yetişen ve ülke geneline ihraç edilen ‘Birecik patlıcanı’na patent verildi. Ancak AKP’li belediyenin birinci sınıf tarım arazilerine imara açılmasıyla patlıcanın ekileceği tarla kalmadı. Konu ile ilgili duruma dikkat çeken Birecik Ticaret Odası Başkanı Müslüm Acar, tarım arazilerin büyük meblağ para karşılığında imara açıldığını belirtti.
Birecik patlıcanına patentin verilmesinin ardından patlıcan ekilecek arazinin olmaması traji-komik bir durum olduğunu kaydeden Acar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birecik Patlıcanı patenti verildi ancak Birecik’in Güney kesimi dediğimiz Mezra Beldesinde sadece bu patlıcan yetişiyor. Fakat aç gözlülük yapan belediye güzelim birinci sınıf tarım arazisini imara açarak patlıcanın yetiştirilebilecek tarla kalmadı. Düşünün patent verilen patlıcanın yetiştirilecek arazisi kalmadı. Bu patlıcan ancak Fırat Nehri’nin kıyısında bulunan killi toprakları dışında yetişmiyor. Aslında kent kültürü gelişmediği gibi birde yerleşim yerlerine açılan böylesi zenginliklerimizi de yok etmektedirler. Bu da işin içinde para ve aç gözlülük yatmaktadır. Mesela Halfeti’nin karagülünü ancak Halfeti’de görebilirsin çünkü onun iklim yapısı ve yüz binlerce yıllık Fırat Nehri kıyısında biriken topraktan geliyor. Bu konuda işin içinde devasa paralar girince maalesef böylesi zenginliklerimizde yok edilmesine de göz yumuluyor.”