GÖRÜNTÜLÜ

‘Özyönetim projesi Önder APO’nun projesidir’

Kürdistan’da ilan edilen öz yönetimleri selamlayan gerillalar Ciger Sêrt ve Şîyar Adıyaman, “Öz yönetimlerin sahiplenmesi bizi bir adım daha özgürlüğe yakınlaştıracaktır” dedi.

Kürdistan’da ilan edilen öz yönetimleri selamlayan gerillalar Ciger Sêrt ve Şîyar Adıyaman, “Öz yönetimlerin sahiplenmesi bizi bir adım daha özgürlüğe yakınlaştıracaktır” dedi.

Gerilla Ciger Sêrt: “Farqin ve Cizre halkı başta olmak üzere öz yöntemleri ilan eden tüm halkımızı selamlıyorum. Bilindiği üzere Kürdistan’da Önderliğin projesi hayat bulmaktadır. Özellikle bu öz yönetim ilanları Önderliğin perspektifi ve paradigmasal değişiklileriyle beraber oldu. Bunları halkımızın her tarafta sahiplenmesi, güçlendirmesi, kendi öz yönetimini kurması hayatiyet taşıyor. Neden çünkü AKP- Erdoğan şahsında diktatörlüğü de aşan, dünyada eşine az rastlanan bir yönetim biçimi yani toplumun üstüne gitme var. Bu açıdan bunları boşa çıkarta bilme, kendi öz yönetimlerinin nasıl olması gerektiğini Kürdistan ve Türkiye halklarına ispatlayabilme, Kürdistan halkı şahsında gerçekleşmiştir. Kürdistan halkının özellikle Farqin, Cizre, Nusaybin ve diğer şehirlerin öz yönetim çağrılarına, öz yönetim örgütlenmelerine güçlü bir şekilde cevap vermesi gerekiyor. Kuzey Kürdistan’da ilanı yapılan öz yönetimleri halkın sahiplenmesi önemli bir boyut alırken. Öz yönetimleri hazmetmeyen AKP devletinin saldırılarına karşı halkın direnişi ve Farqin şahsında başarısı gerillalar tarafından da selamlandı. Bu direnişi selamlayan gerillalar ilanı yapılan öz yönetimlerin sahiplenmesi bizi bir adım daha özgürlüğe yakınlaştırıyor.

Farqin ve Cizre halkı başta olmak üzere öz yönetimi ilan eden tüm halkımızı selamlıyorum. Bilindiği üzere Kürdistan’da Önderliğin projesi hayat bulmaktadır. Özellikle bu öz yönetim ilanları Önderliğin perspektifi ve paradigmasal değişiklileriyle beraber oldu. Bunları halkımızın her tarafta sahiplenmesi, güçlendirmesi, kendi öz yönetimini kurması hayatiyet taşıyor. Neden çünkü AKP- Erdoğan şahsında diktatörlüğü de aşan, dünyada eşine az rastlanan bir yönetim biçimi yani toplumun üstüne gitme var. Bu açıdan bunları boşa çıkarta bilme, kendi öz yönetimlerinin nasıl olması gerektiğini Kürdistan ve Türkiye halklarına ispatlayabilme, Kürdistan halkı şahsında gerçekleşmiştir. Kürdistan halkının özellikle Farqin, Cizre, Nusaybin ve diğer şehirlerin öz yönetim çağrılarına, öz yönetim örgütlenmelerine güçlü bir şekilde cevap vermesi gerekiyor.

Sadece Kürdistan halkı değil, bütün Türkiye halklarının bu demokratik mücadeleye, bu toplumsal mücadeleye katkı sunabilecek mücadele yöntemlerini ortaya koyması gerekiyor. Şu konunun bilinmesi gerekiyor; Kürdistan'da gerçekleşecek ya da gerçekleşme aşamasına gelen özyönetim ilanları ve mücadelesi sonuca varmazsa Türkiye'de diktatoryanın hayat bulması demektir. Çünkü Erdoğan şahsında bir diktatorya yürütülüyor. AKP şahsında bir diktatorya yürütülüyor ve bu tek seçenek olarak topluma yansıtılıyor. Halbuki bunun öyle olmadığı basından izlenmiştir. Farqin’de görülmüştür. Farqin’de devlet gücünün, askeri gücün nasıl çıkarıldığı, Farqin’deki mücadele karşısında başaramayıp Farqin sokaklarından boynu bükük ayrıldığını herkes görmüştür. Halkımızın bu görüntüleri görerek Kürdistan'da mücadelenin neler yaratabileceğini görebilir. Farqin bunu kendi şahsında ispatladı. Halklarımızın da Kürdistan'da Botan, Serhat, Garzan bölgelerinin de bu görüntüleri, bu resmi görerek bütün güçleriyle özyönetim alanlarını savunmaları gerekir. Bunun bilinmesi gerekiyor. Seçimler oldu, bu demokratik bir çalışmadır, ama hangi koşullarda olduğu önemli, hangi koşullarda yapıldığı önemli. Öz yönetim mücadelesi toplumsal bir mücadele olduğu için seçimlerden biraz bağımsız ele alıyoruz. Çünkü toplumsal mücadele, toplumsal yapılanma bir inşa sürecidir. İnşa sürecini halkımız kendisi açısından böyle örgütlüyor. Özyönetim mücadelesi böyle bir günlük ya da bir dönemi kapsayan bir şey değil. Toplumun tarihinde var olan ve önümüzdeki süreçte de var olabilecek şeylerdir. Toplum bugüne kadar kendini özyönetim biçiminde örgütledi.

Devlet yönetimi ya da tek merkezden yönetilen yönetimler 200-300 yıllık bir geçmişe sahiptir. Tek merkezden yönetildiği için toplumun sorunlarını, toplumun kendi yönetim biçimini, toplumun ekonomik sorunlarını, güvenlik ve sağlık sorunlarını tamamıyla çözemez. Hatta bunu katmerleştirerek sorun haline getirir. Özyönetim mücadelesi, özyönetim ilanları bu sorunların ortadan kalkması demektir. Dolaysıyla özyönetim ilanları ve mücadelesini bu çerçevede de ele almak gerekmektedir. Yine söylüyoruz, Kürt gerillası olarak, Önder Apo'nun fedaileri olarak sergilenen mücadelenin zorlu olduğunu biliyoruz, ama halkımızın Farqin’de ve Cizre’de olduğu gibi bu zorlu mücadelenin üstesinden de gelebileceğini inanıyoruz. O konuda zerre kadar tereddüdümüz yok. O konuda halkımıza güveniyoruz. Ama halkımızın Farqin’de ve Cizre’de olduğu gibi bu zorlu mücadelenin üstesinden gelebileceğine de inanıyoruz. Ama daha güçlü sahiplenmesi konusunda da umudumuz var, böyle olması gerekiyor. Bunların düzeltilmesi, var olan eksikliklerin tamamlanarak yapılacak mücadeleyi daha güçlü sahiplenme, daha güçlü sonuca götürme konusunda sahiplen olması gerektiğine inanıyoruz. Bu temelde halkımızın tekrardan özyönetim ilanlarını ve gerçekleştirmiş olduğu mücadeleyi selamlıyoruz.”

‘KESİNLİKLE VE KESİNLİKLE ZAFER BİZİMDİR’

“Özyönetimlerin sahiplenilmesi çürümüş sistemi ortadan kaldıracak ve kendi özgürlüğümüzü sağlayacaktır” gerilla Şiyar Adıyaman şöyle konuştu:

“Şu anda Kürdistan’da ilan edilen özyönetimleri başta Farqin, Cîzre, Gever ve Serhat’ın birçok yerinden özyönetimi ilan eden tüm halkımıza selamlarımı gönderiyorum. Özyönetimler ilan edildikten sonra halkımıza çok ciddi baskılar var. Bu konuda özellikle Farqîn halkını kutluyor ve direnişlerini selamlıyorum. Ve ben inanıyorum ki bu direniş onları özgürleştirecektir. Çünkü özyönetim demek halkın kendisine sahip çıkması demektir. Özyönetim; insanların kendi onuruna, geçmişine ve geleceğine sahip çıkmaktır. Eğer özyönetimimize sahip çıkmazsak kendi özgürlüğümüzü kazanamayız. Herkesin ilan edilen özyönetimlere sahip çıkması lazım. Yoksa iktidarcı, devletçi, ulusçu mantık bize herhangi bir hak vermez. Biz örgütlenirsek, kolektif olarak sahiplenirsek özgürleşebiliriz. İlan edilen özyönetimler gerçek anlamda özgürlüğümüzü getirecektir. Bunu dışardan izlemenin herhangi bir katkısı olmaz. 7’den 70’e herkesin ilan edilen bu özyönetimlere sahip çıkması lazım. Çünkü baskıyla, öldürmeyle, gözaltıyla ve yok etme tehditleriyle özyönetimlere saldırıyorlar. Özyönetim ve öz savunma bir halkın en doğal hakkıdır. Özyönetimin olmadığı bir yerde kimse insanca yaşıyorum diyemez. Kendi özgürlüğümüzü gerçekleştirebilirsek başkalarına karşı özgürlüğümüzü ifade edebiliriz. Biz tarihte halk olarak yok olma ile karşı karşıyayken Önder Apo bizi var etmiştir. Ve bizi biz yapacak özyönetimlere sahip çıkalım. Özyönetimlere sahip çıkmakla beraber ancak gerçek anlamda kendimize ve halklara sahip çıkabiliriz. Bu temelde Önder Apo’nun çizgisi özgürlük, kazanım ve fedakarlık çizgisidir. Bu açıdan herkes ama herkes duyarlı olmalıdır. Bitmiş, çürümüş bir sistemin tehditlerine ve yok etme yaklaşımlarına karşı kesinlikle geri adım atılmamalıdır. Ve halkımız şunu bilsin ki bunların yapabilecekleri hiç bir şey yok ve yaşayacakları son günleridir. Bu sistem çürüme aşamasındayken dinci, milliyetçi bir iktidarla kendi ulusal devletini sürdürmeye çalışıyor. Bizi zorla denetiminde tutmaya çalışıyor. Bizler bu çürümüş sistemi örgütlenerek, gücünü daraltarak yok edebiliriz. Kendi özgürlüğümüzü de ancak böyle kazanabiliriz. Bunların bize verebilecekleri özgürlük kırıntıları bile yoktur. Başta Farqîn olmak üzere Cîzre’de ve özyönetim ilan edilen her yerde direnişte olan tüm halkımızı selamlıyor, saygılarımı gönderiyorum. Biz bu direnişin arkasındayız. Kesinlikle ve kesinlikle zafer, kazanma ve özgürlük bizimdir. Şundan herkes emin olmalıdır; Özgürlük Hareketi bu direnişin arkasındadır ve sonuna kadar destekleyecektir. Halkımız bu konuda rahat olsun. Buradan direnişte olan herkesi selamlıyor, herkesi bu direnişe davet ediyorum.”