Oluç: Kürde düşman bir iktidar var

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, kimyasal saldırılara dikkat çekerek, "En tepesinden Kürde düşmanlıktan vazgeçmeyen bir iktidarla karşı karşıyayız" dedi.

HDP milletvekillerinin saldırıya uğradığı Hakkari Yüksekova’yı ziyaret eden Grup Başkanvekili Saruhan Oluç ve beraberindeki heyet, saldırıya uğrayan Hakkari Milletvekili Sait Dede’yi ziyaret ederek kentte esnaf ziyareti gerçekleştirdi. Sloganlarla karşılanan heyet, daha sonra açıklama yaptı.
Kimyasal saldırılara ve Erdoğan’ın ırkçı açıklamalarına tepki gösteren Oluç, şunları söyledi:
"Her nerede Kürt varsa bu iktidar orada o Kürde düşmanca davranıyor. Sadece Türkiye sınırları içinde değil sadece Hakkari’de Yüksekova’da Amed’de değil. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi topraklarında da aynı zulümle karşı karşıya kalınıyor. Kuzeydoğu Suriye’de ve Rojava’da da aynı zulümle karşı karşıya kalınıyor. Neden? İnsanlar barış elini uzatıyor Rojava’dan Kuzey Doğu Suriye'den buraya. Düşmanlık yapıyorlar. Orada akrabalarımız, dostlarımız arkadaşlarımız yaşıyor. Barış elini uzatan düşmanlıkla karşılaşıyor. El Nusra, HTŞ ÖSO çeteleriyle gayri nizami savaşı siz sürdürdünüz orada.
Şimdi oradan geriye çekilmeye çalışıyorsunuz. Binlerce, on binlerce insanın ölmesine neden oldunuz. Şimdi nasıl olur da geri çekiliriz diye bakıyorsunuz. HTŞ’ye o terör örgütüne terk ederek mi çekileceksiniz? ÖSO çetelerine terk ederek mi geri çekileceksiniz? Demografik değişimi gerçekleştirip mi geri çekileceksiniz? Yıllarca yanlış politika dedik, yapmayın dedik. Uzatılan barış elini tutun dedik. Dinlemediniz. Yanlış politika olduğu ortaya çıktı. Şimdi nasıl geri çekileceksiniz ona bakıyorsunuz. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi topraklarında niye çatışmayı sürdürüyorsunuz? Niye o topraklarda bir savaş ortamı yaratmaya devam ediyorsunuz?
Neden cevap veremiyorsunuz sorulara... Uluslararası alandaki sorulara, kimyasal saldırı araçları kullanıldığı iddialarına... Bakın Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar 2021 yılında Meclis’te yaptığı konuşmada Garê operasyonuyla ilgili dedi ki 'Biz biber gazı kullanmışız.' Kimyasal silah anlaşmasının birinci maddesinin beşinci fıkrasına göre ve Türkiye o anlaşmayı imzalamıştır, taraftır. TBMM imza atmıştır. Çok önceden imza atmıştır.

ERDOĞAN'IN IRKÇI AÇIKLAMALARI

Bu iktidar zorbalığı ve zulmü ve bir şeyi daha sürdürüyor. En tepesinden Kürde düşmanlıktan vazgeçmeyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Sorsanız 'Yok değiliz, kardeşiz' diyorlar. Nasıl kardeşsiniz? Böyle mi oluyor kardeşlik? Hep bunu söylüyoruz. Böyle mi kardeşlik; milletvekiline saldırarak, Kürt kadınları aşağılayarak, beş, on, on beş çocuk doğuruyorlar deyip Kürt halkını, Kürt kadınları rencide ederek mi oluyor kardeşlik? Yüzyıl sonra Şark Islahat Planı’ndan bugüne kadar aynı politika devrede. Yüzyıl sonra Kürt kadının kaç çocuk doğuracağını konuşan Cumhurbaşkanı sıfatıyla konuşan Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanı var. Böyle mi oluyor kardeşlik? Recep Tayyip Erdoğan yarın Amed’e gidiyor. Kürt kadınlardan özür dileyecek misin? Kürt kadınları rencide ettiğin için, ırkçılık yaptığın için özür dileyecek misin?

'CUMHURBAŞKANINI KÜRT HALKI BELİRLEYECEK'

Hep birlikte başarı elde edeceğiz, Meclis'te en güçlü grubu kuracağız. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhur İttifakı, Millet İttifakı kafaya geldiler. Matematiksel olarak eşitler, cumhurbaşkanlığı seçiminde HDP seçmenlerinin Kürt halkının ve Türkiye demokrasi güçlerinin oyları kimin cumhurbaşkanı olacağına karar verecek. O nedenle bu seçimler bizler için çok önemli bir seçimdir. Bu seçimleri başarıyla atlatmak demek Türkiye’de hukuka, adalete, özgürlüğe ve barışa bir adım daha yaklaşmak demektir. Bunu gerçekleştirmek için de hep birlikte en kararlı mücadelemizi sürdüreceğiz.
Biz istiyoruz ki Hakkari bütün ilçeleriyle birlikte Türkiye’nin diğer kentleri gibi eşit bir muamele görsün. Özgür olsun insanlar. Hakkari’nin çok ciddi bir sorunu var. Geçtiğimiz hafta TBMM’ye Hakkari’nin sivil toplum örgütleri gelip bizleri ziyaret ettiler. Bu sorun sınır ticaretinin rahatlıkla yapılabilmesi sorunu. Buna hala izin verilmiyor olması, bu adımın atılmıyor olması kabul edilebilir bir şey değil. Bunu Meclis'te dile getirdik, burada söylüyoruz. Gittiğimizde yine Ankara’da söyleyeceğiz. Hopa ile Batum arasında nasıl sınır ticareti yapılıyorsa, Artvin Karadeniz’de nasıl Edirne ve Trakya’da sınır ticareti yapılıyorsa, aynı şekilde Hakkari’de de bu sınır ticaretinin Kürdistan coğrafyasından gelenlerle yapılabilmesi gerekiyor. Bunun için adım atılması gerekiyor. Bunun için iktidara da muhalefete de çağrımızı yaptık. Bir kez daha burada dile getiriyoruz.

LEYLA GÜVEN'E CEZA

Hakkari Milletvekilimiz Leyla Güven'i konuşmadan, onun adını anmadan Hakkari’de konuşmak mümkün değildir. Leyla Güven özgürlük ve barış mücadelesini sürdürdüğü için bugün cezaevinde. Daha geçtiğimiz hafta Leyla Güven’e 3 ağır propaganda cezası verdiler, toplamda 11 yıl 7 ay. Ne yapmış Leyla Güven? Barışı konuşmuş, özgürlüğü konuşmuş, eşitliği konuşmuş, hakkı konuşmuş, adaleti konuşmuş, Kürt halkının gasp edilen hakları için mücadele etmiş. Propaganda diye 11 yıl 7 ay ceza vermişler. Hem Leyla Güven’e hem cezaevindeki bütün arkadaşlarımıza, Selahattin Demirtaş’tan Figen Yüksekdağ’a Gültan Kışanak’tan Aysel Tuğluk’a kadar söz veriyoruz, hepsine bu haksızlıkları, hukuksuzları mutlaka ama mutlaka ortadan kaldıracak demokratik bir ortamı bu ülkede bu topraklarda sağlayacağız. Hepinizi cezaevinden çıkaracağız.
Ancak hukuk ve adalet yerine geldiği zaman ancak özgürlükler ve demokrasi gerçekleştiği zaman o zaman bizlerin mücadelesi başarıya ulaşmış olacaktır. Hepimize kolay gelsin, hepimize başarılar. Bu mücadeleyi en kararlı biçimde sürdürmeye devam edeceğiz."