KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok, “Teşrin Barajı QSD güçlerinin eline geçti. Orada kalacaklar mı yoksa ilerleyecekler mi onu bilemiyoruz. Örneğin Efrin'in kuşatılmaya çalışıldığını görüyoruz. Kobanê'de başarılamayan AKP siyaseti, Efrin karşı yürütülüp sonuç alınmaya çalışılıyor” dedi.
Strek TV’ye konuşan KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın QSD güçlerinin Fırat’ın batısına geçmediği, kendilerine böyle bir bilgi gelmediği şeklindeki açıklamalarına ilişkin, “Basından izleyebildiğimiz kadarıyla Teşrin Barajı ve çevresi QSD güçleri tarafından tutulmuş. Hangisi doğru bilmiyoruz. Ama Erdoğan'ın doğru söylemediğini biliyoruz. Niye doğru söylemiyor? Çünkü kendisine birçok defa kırmızıçizgi çekti, filan şey kırmızı hattımızdır diye. Şimdiye kadar AKP yaklaşık on defadır kendisine kırmızı hat çiziyor. Dönüp baktığımızda o hatlardan bir eser kalmadığını görebiliyoruz” dedi.
“Daha önce de Fırat'ın batısı bizim kırmızıçizgimizdir diyorlardır. Ancak rezil oldular. O hat da ayaklar altına alındı” diyen Ok, örneğin Rusya’nın açıkça, “Türkiye devleti kendisine güveniyorsa uçağını kaldırsın” dediğini de belirtti. Türkiye’nin uçaklarını kaldıramadığını, Rojava ve Suriye’de başka güçlerin olduğunu da kaydeden Ok, “Ey AKP, sen hangi hakka dayanarak, Rojava ve Suriye topraklarında benim kırmızıçizgim var diyebiliyorsun. Senin dışında güçler, gerçekler var. Zaten siyasetin yenildi, boşa çıktı. Fakat kendi bildiğinde ısrar ediyor, bu benim kırmızıçizgimdir diyor. Halbuki o hat geçildi, kırmızı hat diye bir şey kalmadı. Basından takip edebildiğimiz kadarıyla Teşrin Barajı QSD güçlerinin eline geçti. Orada kalacaklar mı yoksa ilerleyecekler mi onu bilemiyoruz. Örneğin Efrin'in kuşatılmaya çalışıldığını görüyoruz. Kobanê'de başarılamayan AKP siyaseti, Efrin karşı yürütülüp sonuç alınmaya çalışılıyor. Kuşkusuz Efrin'in tecrübesi var. Kobanê'den aldığı tecrübe ve yılların direnişi üstündeki bu çemberi, ablukayı kaldırmaya çalışıyor. Onların da Kobanê ile birleşmeye hakkı var. Yani derin ve şiddetli bir çelişki ve iç savaş yürütülüyor. Ancak AKP devleti ile Türkiye'nin siyaseti bana göre boşa çıktı, çöktü. Türkmenlere sahip çıkma meselesi de yalandan ibaret. QSD güçlerine baktığımızda, sözcüsünün Türkmen olduğu görülüyor. Demokratik Suriye Güçleri Sözcüsü Türkmendir. Türkmenlerinde hakkını savunuyor. AKP, kendi şahsı ve siyaseti için Türkmenleri gerekçe gösteriyor, kullanıyor. Bu doğru bir yaklaşım değildir. Öte yandan, takip edebildiğimiz kadarıyla Qamişlo, Derik, Dirbesiye bölgelerinde, yer yer sınır aşmaya çalışıyor. Kuşkusuz Türkiye devletinin bu yaptığı provokasyondur. Yine takip edebildiğimiz kadarıyla Rojava halkımız tepkisini gösterdi. Bu provokasyona karşı Rojava halkımızın, Rojava savunma güçlerinin sabrı nereye kadardır onu bilemiyoruz. Sık sık sınır ihlali, top atışları, bir an gelecek Kürt halkı bunu kabul etmeyecek. Ki bize göre bu Kürt halkının hakkıdır. İşgalci bir güç gibi Türkiye devleti yerinde durmuyor. Provokasyon ve karışıklıklar üzeri kendisine yol açmak istiyor, yer edinmek istiyor” dedi.
Aynı amaçla Musul’a da güç gönderdiğini orası için de “dünya yıkılsa dahi gücümüzü çekmeyeceğiz” dediğini hatırlatan Ok şunları söyledi: “Hangi hak ile Musul’a gidiyorsun? Olabilir KDP seni çağırmış olabilir. Ancak Irak hükümeti seni kabul etmiyor. Uluslararası siyaset sizi kabul etmiyor. Biraz sağa sola kıpırdadı sonra çekildi.
Güney Kürdistan'da Türk devletinin binlerce asker, tank ve toplarının olduğunu da biliyoruz. Yani nedir bu? Bu işgal ahlakı tarihe dayanıyor. Özellikle Kürt ve Kürdistan’a karşı bir yerlerde her zaman bir gücünü bulunduruyor. Ve bu güç ile Kürtlerin hak ve özgürlüğünü boğmaya çalışıyor. Onların yaklaşımı budur. Ancak ortaya çıkan durum nedir; AKP burada sonuç alamadı. Türkiye halkının da bunda çıkarı yok.
Türkiye devleti Rojava, Suriye ve Ortadoğu'nun genelinde sonuç almadı, siyaseti boşa çıktı. Hala Ahrar El Şam ve Sultan Murat Tugaylarını destekliyor. Ancak, bunların hiçbir şey yapamayacaklarını bilmeleri gerekiyor.”