‘Kürtsen, devletin gözünde korucu ya da öğretmen bir hiçtir’

Cizre'de sokağa çıkma yasağının ilan edildiği gün öğretmenlere gönderilen SMS’lerle kenti terk etme çağrısının yapılmasına karşı çıkan 8 öğretmen, Cizre'de halk ile birlikte kalma kararını aldı.

Cizre'de sokağa çıkma yasağının ilan edildiği gün öğretmenlere gönderilen SMS’lerle kenti terk etme çağrısının yapılmasına karşı çıkan 8 öğretmen, Cizre'de halk ile birlikte kalma kararını aldı. Aynı evde kalan 8 öğretmen "İster korucu ol, ister öğretmen, Kürt olduğun sürece gözünde teröristsin biz de halkımızın ve çocuklarımızın yanında kalma kararını aldık, öleceksek birlikte ölelim. Eğer biz de kaçsaydık bu çocukların yüzüne bir daha bakamazdık" dedi.

Cizre'de sokağa çıkma yasağı ilan edildiği günde öğretmenlerin şehri terk etmesi için kendilerine gelen SMS'ye tepki gösteren 8 öğretmen, bir evde toplanarak, Cizre halkının direnişine destek veriyor. Geceleri gerçekleşen ses çıkartma eylemlerine katılan öğretmenler, eğitim verdikleri çocuklarla ölmeyi tercih ettiklerini söylüyor. Eğitim verdikleri okulların da kışlalara dönüştürüldüğüne dikkat çeken öğretmenler, Cizre'ye sadece para kazanmak için gelmediklerini de aktardı.

‘ÖLECEKSEK BİRLİKTE ÖLELİM’

Öğretmenlerin Cizre'yi terk etmesinde 'DAİŞ' tarzı ile korkutulduğunu söyleyen ilköğretim eğitmenlerinden Nizam Kaplan, buna rağmen 8 öğretmen ile bir araya gelerek kenti terk etmeme kararını aldıklarını ifade etti.

Mesaj gittikten sonra birer birer kaçmaya başladıklarını söyleyen Kaplan, “Gözümüzün önünde kaçışlar olurken DAIŞ, Şengal'i işgal etmeye gelirken nasıl 'biz geliyoruz, sizi katledeceğiz' mesajını vererek halkın kaçmasına neden olduğunu anımsadım. Devlet de burada aynı mesaj vermek istedi ve herkes bavulunu alarak kaçsın, gitsin istedi. Öğretmenlerin kaçması da insanlarda kaygı, tedirginlik uyandırdı. Biz 8 öğretmen baştan beri kalmayı düşüyorduk ve şu an aynı evdeyiz. 

Başta temel ihtiyaçlarımızı alıp stokladık. Burada elimizden bir şey gelmese de en azından geceleri ses çıkartma eylemi ve sloganlarla çevremizdeki halka moral, motivasyon vermeye çalışıyoruz. Onun dışında patlamalar bizi ürkütüyor, çünkü bombaların nereye düştüğü belli değil. Mahallelerde elektrik yok, bombanın düştüğü evler bir anda yıkılıyor ve acaba o evlerde birileri var mı? Kaç insan var? Bunu düşünmek bile yetiyor" diye konuştu. 

‘EĞER BİZ DE KAÇSAYDIK ÖĞRENCİLERİMİZİN YÜZÜNE BAKAMZDIK’

“Biz bu çocuklara öğretmenlik yapıyoruz, bundan dolayı kalmamız gerekiyor” diye devam eden Kaplan, Cizre’yi terk etmeleri halinde bir daha öğrencilerinin yüzüne bakamayacak duruma düşmek istemediklerini de sözlerine ekledi.

“Eğer biz de Cizre'den kaçsaydık bu çocukların yüzüne nasıl bakacaktık? Ve şu nokta çok önemli; eğer gitseydik yarın geri döndüğümüzde o okulda rahat bir şekilde nasıl eğitim verebilirdik? Açıkçası o çocukları bombaların altında bırakıp tekrar yüzlerine bakacak yüzü kendimizde bulamazdık." 

‘ÇOK OKUYUP TERÖRİST OLACAĞINA AZ OKU KORUCU OL ZİHNİYETİ VAR’

Öğretmen olduğu okulun kışlaya dönüştürüldüğünü de söyleyen Kaplan, devletin gözünde korucu ya da öğretmen olmasının artık bir anlam ifade etmediğini de kaydederek, çocukların eğitim görmesi dahi 'terörist' olarak yaftaladığını şu sözlerle dile getirdi: "Benim eğitim verdiğim Ahmet El- Cezeri İlköğretim Okulu şu an karargaha dönüştürülmüş durumda. Şu an okulun bahçesinde tanklar konuşlandırılmış. Eğitim verdiğim okula giren askerler tahtalara yazı yazmış ve sosyal medyada sürekli paylaşıyorlar. Çocukların eğitimini engelleyen bu askerler, tahtada 'çok okuyup terörist olacağınıza az okuyup korucu ol' yazıyor. Devletin bize bakış açısını aslında eğitim verilen tahtaya yansıtmış bu askerler. Bizim de buna karşı tepkimizin olduğunu bilmeliler. Ancak herkesi korucu yapmak isteyen devlet artık bunu görmeli; korucular bile bu süreçte onlarla operasyona çıkmama kararını almıştır. Hatta dün geceden bu yana korucular dahi asker ve polisle çatıştığı bilinmektedir. Biz Kürtler şunu artık net bir şekilde görebiliyoruz; devletin korucusu da olsa, öğretmen de olsa Kürt olduğu sürece onlar için bir hiçtir. Ondan kaynaklı şimdi hepimiz aynı namlunun hedefindeyiz" şeklinde konuştu. 

‘BİZ CİZRE'YE SADECE PARA KAZANMAK İÇİN GELMEDİK’

Cizre'ye sadece para kazanmak için gelmediklerini de altını çizen Kaplan, toplumun geleceği olan çocukların katledildiği bir yaşamı artık reddedeceğini kaydederek, sözlerini şöyle sonlandırdı: "Buradan herkesin bilmesi gerekiyor; eğer öğrencilerimiz ölecekse biz de yaşamayı kendimize yakıştıramayız. Onlar olmadan bizim yaşamamızın bir anlamının olmadığını düşünüyoruz. Biz Cizre'ye sadece para kazanmaya gelmedik. Biz çocukları hayata hazırlıyorsak, geleceği hazırlıyorsak ve geleceğimiz yok edilecekse bizim yaşamımızın bir anlamı yoktur.”