Kürtler arası ilişkiler her zaman çetrefilli olmuştur. Bu ilişkilere bir bölge devletleri ve uluslar arası güçleri de eklersek, iş biraz daha içinden çıkılmaz bir hal alıyor. En son Koma Jinên Bılınd (KJB) Hewler’de yapılması planlanan 2. Kadın konferansına bir gerekçe sunarak katılmayacaðını açıkladı. Bu açıklama geçenlerde Hewler’de yapılan hazırlık komitesi toplantısı ardından Leyla Zana’nın “22 Mayıs’ta konferans toplanacak” açıklamasından sonra Kürt kadın örgütleri arasındaki ilişkilerde yeni gelişmeler olduðu göstermektedir.
Ne oldu da KJB ve arkasından Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH) de konferansa katılmayacaklarını açıkladılar. KJB ve DÖKH yaptıkları açıklamalarda bir birine yakın ifadeler kullandı. Kürdistan’ın dört parçası ile Avrupa ve BDT’yi kapsayan genişlikte bir örgütlenme aðına sahip bu iki kadın organizasyon katılmama gerekçelerini şöyle sıralıyor: "Hazırlık komitesi toplamadan, ani ve baskın şekilde KDP ve YNK Kadın temsiliyetlerinin bireysel kararları ile konferans tarihi, delegasyonu, gündemleri belirlenmesi, delegasyon daðılımının eşitsiz, parti eksenli, entelektüel ve sivil toplum organizasyonları dışlayıcı, tüm Kürt kadın siyaset ve örgütlenmelerinin katılımını engelleyici biçiminde olmuş olması”.
Burada merak edilen nokta şuydu katılma gerekçelerini açıklarken açık bir kapı bırakıp bırakmadıklarıydı. DÖKH bunu için temel bazı öneriler sunmakta:
* Siyasal hesap ve dış güçlerin etki güçlerinden hızla uzaklaşılmalı ve Kürdistan ulusunun ve Kürt kadınlarının toplumsal çıkarları esas alınmalıdır.
* Tüm Kürt kadın hareketleri ve çevrelerinin, sivil toplum yapılanmaları ve entelektüel yapılarının örgütlülük düzeyi baz alınarak eşit ve adil temsiliyetinin saðlanması.
* 1. Konferans kararlarına baðlı kalınarak, hazırlık komitesinin tümünün toplanmasını saðlayarak bu süreçlerin tümünün yeniden müzakere edilmesi ve demokratik bir konferansın çalışmalarının başlatılması.
Bu öneriler gayet makul görünmektedir. Fakat deðişen Güney Kürdistan siyasetinin temel hedefleriyle, Kürdistan’ın diðer parçalarındaki hareketlerin hedeflerinin artık farklı kulvarlarda olduðu da kendisini dışa vuruyor.
Kürt kongresinin temel dayanaðını ilk defa Kürt kadınları Amed’te yaptıkları konferansla attılar. Kürt kadınlarının bu girişimini takiben gençlik, dil konferansları yapıldı. Amed merkezli yapılan bu konferanslarda Kürtler arası ortaklaşmanın güçlendiði kesin. Arkasında küçük hesapların olmadıðı bu birlik girişimleri sonuçları açısından önemli kazanımlar olmuştu.
BAYRAK KRÝZÝ
Son birkaç aydır Hewler merkezli konferansların krizler veya sorunlarla karşılaştıðı görülüyor. Ulusal Kürt Gençlik Konferansında sonuç bildirgesinde bir mutabakat olmadı. 80’den fazla delege ve 16 gençlik örgütü bazı maddelere çekince koydular. Özellikle bölge bayraðının ulusal bayrak olarak kabullenilmesine yönelik olarak yürütülen tartışmalar bir krize neden olmuştu. Orada da anlaşıldı ki Güneyin merkezi siyaseti önceden hazırlanmış bir program dahilinde bayrak tartışması gündeme getirilmiş ve sonradan bunun konferansı gerçekleştirmenin esas amacı olduðu ortaya çıkmıştı. Bu tür ulusal çalışmalar esas olarak, Kürdistan’ı sömüren devletlerin ve bu devletlerin himayesinde bulunduran devletlerin Kürdistan ve Kürtler üzerinde yarattıðı bir birine yabancılaşmayı ortandan kaldırmayı amaçlamalıdır.
DAR BÖLGESEL ÇIKARLAR
Kürtlerin kendi aralarındaki ilişkilerde normalleşmeye gitmeleri gerektiði açıktır. Normalleşmenin saðlanması için son yıllarda yapılan Konferansların epey yararı olduðu da açıktır. Bunu tersine çeviren yaklaşımlardan kaçınmak gerekmektedir. Hewler merkezli konferansların veya konferans hazırlıkların böyle bir rol oynadıðı görülmektedir. Bunun nedeni ise anlaşıldıðı kadarıyla dar bölgesel çıkarların ulusal çıkarların önüne konulmasından kaynaklanmaktadır. Güney Kürdistan merkezli siyasetin uygulamaları bunu açık bir şekilde yansıtmaktadır.
Kürtler arası ilişkiler ve ulusal düzeydeki organizasyonlar karşılıklı anlayış ve saygı temelinde olmalıdır. Bunun dışındaki yaklaşımların Kürtler arasındaki güveni sarsacaktır. Güney merkezi siyasetinin iktidarlaşamaya ve hata devletleşmeye doðru evirildiði bilinen bir durum. Bu iktidarlaşmayı saðlamlaştırmak için özellikle ABD ve Türkiye eksenli ilişkilerinin derinleştirmek istediði de herkes tarafından bilinmektedir. Fakat bu iktidarlaşmayı Kürdistan’ın diðer parçalarındaki Kürt demokratik hareketlerini baskı altına alma veya kendi iktidarlaşmasını güvenceye almak için bölge devletleriyle pazarlık konusu yapması çok olumsuz sonuçlar ortaya çıkaracaðı açık.
EKONOMÝK ÇIKARLAR
Güney Kürdistan merkez siyaseti ulusal kongreye de bu perspektifle bakarsa, şimdiden Kürtler arası ilişkilerde yeni gerginliklerin olacaðını söylemek kahinlik olmayacaktır.
Bölge devletleriyle iyi ilişkiler üzerine kurulan Güney Kürdistan merkezi siyaseti, bu devletlerle ekonomik çıkarlarının bozulmaması için, diðer parçalardaki Kürt hareketlerine Kürtlük üzerinden zorlayan bir politika izlememelidir.
Hewler merkezli ulusal konferanslar bunun bir aracı olarak kullanılmamalı ve Güney Kürdistan’da küçük bir Kürt devletinin kurbanı haline getirilmemelidir. Kürt halkı Ortadoðu’da dengelerin yeni oluşturulduðu bir süreçte her şeyden çok bir ulusal stratejiye ihtiyaç duymaktadır. Halkın kendi içinde yarattıðı birliðin, Kürt siyasi örgütlerine yanması önemli olacaktır. Ne Güney Kürdistan merkez siyaseti ki, Güney Kürdistan çevre siyaseti de bu merkez siyasetten hoşnut deðil. halkın istediði biçimde parçaların ve siyasi güçlerin karşılıklı saygı temelinde farklılık içinde birlik esprisiyle Kürt ulusal kadın konferansına yaklaşmalı ve şimdiye kadar “benim dediðim olacak” üzerinden yaklaşımların Kürtlerin ulusal ve Güney Kürdistan merkez siyasetine de zarar verdiðini bilmelidir.
ANF NEWS AGENCY