Komalên Ciwan: Gençlik her türlü eylemi metropolde yapmalı

Komalên Ciwan Koordinasyonu, Türk devletinin katliamlarına karşı kesintisiz direniş çağrısı yaparak, “metropolde yaşayan halkımız ve özellikle gençlik katliamlar karşısında tutum sahibi olmalı. Gençlik her türlü eylemi metropolde yapmalıdır" dedi.

Komalên Ciwan Koordinasyonu, Türk devletinin katliamlarına karşı her tarafta kesintisiz direniş çağrısı yaparak, “metropolde yaşayan halkımız ve özellikle gençlik bu katliamlar karşısında tutum sahibi olmalı. Gençlik her türlü eylemi metropolde yapmalı çünkü meşrudur. Her alan direniş ve serhildan alanı olmalı. Savunulan ülke sadece kalanların ülkesi değil metropolde de olunsa Kürdistan’a sahip çıkılmalı” dedi.

Komalên Ciwan Koordinasyonu, Kürt halkının sömürgeciliğin reddi üzerine başlattığı direnişin bütün görkemiyle sürerken, bu direniş gerçeği karşısında, TC faşizminin en ahlaksız gerçeğiyle sivil halka dönük katliamlar gerçekleştirmeye devam ettiğini belirtti.  Koordinasyon açıklamasında, “Özellikle direnişçi ve hiçbir işgalciye boyun eğmeyen Botan halkına dönük abluka ve abluka içinde sivil infazlar hızından hiçbir şey kaybetmeden devam etmektedir. Bu uzun süreli abluka ve sivil infazlar halkın evlerini, yurtlarını terk etme ve işgalcilere teslim olmayı dayatmaktadır. Fakat bilinmelidir ki Kürdistan’da bir kere direniş tohumları ekilmiştir ve kesinlikle direniş kazanacak, halkımız sömürgeciliği kıracaktır. Sömürgeciliği, mahallelerimizde kalıp sokağımıza sahip çıkarak yeneceğimiz kaçınılmaz bir gerçekliktir” denildi.

DİRENİŞ KÜRLTÜRÜ ARTIK YIKILMAZ VE YENİLMEZDİR

Sokağa çıkma yasağının Silopi ve Cizre’de yaklaşık bir ayı, Amed Sur’da ise 32. günü geride bıraktığına dikkat çekilen açıklamada, “Bu süre zarfında birçok Kürt evlerinde ve sokaklarında AKP özel çeteleri tarafından vurularak şehit edildi. Halkımız yine de bu faşist işgalcilere karşı direnişini YDG-H öncülüğünde sürdürmüş ve bu direnişi büyütmek için Sivil Savunma Birliklerini ilan ederek direnişini sürdürüyor. Halkımızın bu direnişi kutsaldır. Bu kutsal direnişin kalesi olan Botan yine tarihi bir rol üstlenmiştir. Köyleri yakılan Kıçi, Teyi, Dıderi, Çiyayi, Zevki, Goyi, Sperti, Tori, Koçer, Alika, Boti ve ismini sıralayamadığımız birçok aşiret, merkezlere gelerek asi dağ Kürtlüğünü şehirler de yaymıştır. Dağdan ovaya inen direniş kültürü, artık yıkılmaz ve yenilmez bir hal almıştır. Botan halkını oluşturan bu yiğit aşiretlerin yenilmezliğini en iyi TC faşist devleti bilmekte bunun için içi boş bir çökertme- katliam politikasını gündemine almıştır. Bu asi ve yenilmez Kürtlüğün önü tutulmazsa tüm Kürdistan ve Ortadoğu kazanacak ve faşizm kaybedecektir. Tam da bu noktada bu direnişi büyütmek ve her yere yaymak gerekir. Özellikle direniş alanlarının dışında kalan halkımızın sessiz kalmamalı tepkilerini ortaya koymalıdır. Yanı başımızda insanlar katledilirken hiçbir şey olmuyormuş gibi davranmak ya da sessiz kalmak bir anlamda katliamlara göz yummaktır, ortak olmaktır. Fakat bilinmelidir ki biz direnişi her yere yaymadığımız sürece devlet zulmü devam edecek ve Botan halkı üzerindeki katliam ablukası kırılmayacaktır. TC sömürgeciliği halkımızı kendi ülkesinde ablukaya almaya çalışıyor. Fakat halkın gençliği her yerden ayağa kalkarsa ve her yeri direniş alanına çevirirse esasta düşman halk ablukası içinde kalacaktır. Yapılması gerekende aslında devlet güçlerini halk ablukasına almaktır” ifadelerine yer verildi.

SERHAT VE GARZAN DİRENİŞ KALELERİNE SAHİP ÇIKMALI

Komalên Ciwan Koordinasyonu, açıklamasında devamla şunlar belirtildi:

 “Kürdistan da en zor koşullar da bile direnişini durdurmayan Serhat ve Garzan halkımız bu süreçte öz yönetimini daha yüksek sesle dile getirmeli ve direniş kalelerine sahip çıkmalıdır. Kürdistan da Hamidiye çeteleri nasıl Serhat ve Garzan öncülüğünde tasfiye edilmişse, AKP çeteleri de bu bölgelerimizin daha aktif direnişi ile kaybedecektir. Serhat ve Garzan yeni Zilanlar’a geçit vermeyeceği gibi Botan da 21.yy Zilan’ı olmayacaktır. Botan’da süren halk direnişi en büyük desteğini şüphesiz Serhat ve Garzan başta olmak üzere geliştirilecek serhildanlardan alacaktır. Bu süreç basın açıklama süreci değildir, Silopi’ye Cizre’ye kitleler halinde akma sürecidir ve halkımızın katılımı o temelde olmalıdır.

HER TARAFTA KESİNTİSİZ DİRENİŞ OLMALI, GENÇLİK DİRENİŞ ALANLARINA AKMALI

Tüm halkımıza ve başta yurtsever gençliğe sesleniyoruz. Katliamlar olurken bu sessizlik kabul edilir değildir. Her tarafın kesintisiz direniş içinde olması gençliğin direniş alanlarına akması gerekir. Özellikle sömürgeciler Kürdistan’da katliamlar yaparken sömürgecilerin okullarına gençlerimiz gitmemeli, protesto etmeli, ret etmeli. Cizre, Silopi, Nusaybin ve diğer direniş kalelerinde okulların hepsi karakola ve ölüm zindanlarına dönüşmüşken toplumun en dinamik kesimi olan lise gençliği bu ölüm ve katliam binalarına girmemeli ve gerekli tavrı koymalıdır. Lise gençliği bu süreçte rolünü oynamalıdır. Geçmişte önemli devrimcileri çıkaran lise gençliği bu tarihi süreçte direniş alanların akmalı ve ablukayı kırmalıdır. Bunun için batmanda Wan’da Amed’te bulunan yiğit lise gençliği harekete geçmeli ve sürece müdahale etmelidir. Aynı şekilde İTÜ, ODTÜ, Yüzüncü Yıl, Dicle, Çukurova üniversiteleri başta olmak üzere tüm lise ve üniversiteler harekete geçmeli, 68’ler nasıl üniversiteleri işgal edip direniş kalesi yapmışsa aynı tarz ile eylemler yapılmalı ve direniş alanlarına akmalı, çünkü bu devrim halk devrimidir ve bu süreç gençlik sürecidir. Şimdi üzerimize düşeni yapmazsak sonra istesek te yapamayabiliriz.

KADINLAR ZULME KARŞI DİRENİŞİ BÜYÜTMELİ

Başta Kürdistan’da abluka altında direnen alanlardaki genç kadınlar olmak üzere tüm devrimci genç kadınları devlet zulmüne karşı direnişlerini büyütmeye çağırıyoruz. Halkımızın özgürlük umudunu ifadelendiren genç kadınlar, öncülük misyonuna denk düşen mücadeleleriyle, tarihte iz bırakın Berivanlar eseler ruhuyla yeniden direnişe güçlü katılmalı, her alanı direniş cephesine çevirmelidir.

GENÇLİK HER TÜRLÜ EYLEMİ METROPOLDE YAPMALI

Aynı şekilde metropolde yaşayan halkımız ve özellikle gençlik bu katliamlar karşısında tutum sahibi olmalı. Gençlik her türlü eylemi metropolde yapmalı çünkü meşrudur. Her alan direniş ve serhildan alanı olmalı. Savunulan ülke sadece kalanların ülkesi değil metropolde de olunsa Kürdistan’a sahip çıkılmalı.