KJK: Bu ateşle oynamaktır

KJK, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın tutulduğu İmralı’da çıkan orman yangınına ilişkin “Bu ateşle oynamaktır” dedi. KJK, 8 Mart eylemlerini, Önder Apo'nun durumu ile birleştirerek direniş ve özgürlük ruhu ile gerçekleştirmeye çağırdı.

Yazılı bir açıklama yapan KJK Koordinasyonu, orman yangınının iktidarın yaşadığı “tıkanma ve çözümsüzlükle bağlantılı” olduğunu belirtirken, “AKP Önderliğimizi hedefleyerek, Kürt halkına karşı soykırım siyaseti yürüterek, özgürlük ve demokrasi güçlerine savaş açarak hiçbir şey kazanamayacak tam aksine kendi sonunu hızlandıracaktır” dedi.

‘YENİ SOYKIRIM VE İMHA PLANLARININ MESAJI’

KJK’nin açıklaması şöyle:

“Faşist AKP iktidarı yeniden içinde bulunduğu çaresizlik ve tıkanma nedeni ile yeni bir komplo ve saldırı içerisindedir. En son 27 şubat tarihi itibarı ile Faşist Türk iç işleri bakanı Süleyman Soylu’nun “İmralı adasında yangın çıktı” tarzındaki provokatif açıklamaları bunun göstergesidir. İmralı adası Türk devletinin çok sıkı güvenliği altındadır. İmralı adası ormanların da bir yangın çıkmışsa bu yangın bilinçli devlet tarafından çıkarılmıştır. İmralı adasındaki her gelişme politiktir. Planlıdır. Verilmek istenen mesajlar vardır. Bu haber bize bir kez daha hem uluslararası komplonun devamını hem de Faşist şef Erdoğan’ın önderliğimiz, Kürt halkı, kadınlar üzerindeki yeni soykırım, imha planlamalarının daha şiddetli yürütüleceğini göstermektedir. Bu mesaj verilmektedir.

Başkan APO İmralı işkence sistemi içinde 1999 yılından bu yana 21 yıldır büyük bir öngörü ve fedakarlık, büyük zorluk ve imkansızlıklara rağmen Kürt sorunun demokratik ve barışçıl yollardan çözümü için olağan üstü büyük bir çaba göstermiştir. Bin yıllık Türk-Kürt kardeşliğinin, Kürt halkının varlığı ve iradesini kabul etmeyle güçlü bir şekilde sürdürülebileceğini ve bunun Türkiye’ye çok büyük kazandıracağını belirtmiştir. Tersi durum da ise Türk devletinin Kürt düşmanlığında ısrarın ise tahmin edilemeyecek kayıplara götüreceğinin uyarılarını yapmıştır.

‘PARÇALANMANIN ACISINI KÜRTLERDEN ÇIKARMAK İSTİYORLAR’

Faşist şef Erdoğan saldırgan, soykırımcı, özgürlük düşmanı, rantçı, yayılmacı siyasetleri nedeni ile Türkiye’yi tarihinin en büyük ekonomik, askeri, sosyal krizlerin içine sürüklemiştir. Büyük bir tıkanma, kriz yaşamaktadır. Hiçbir sorunu çözebilecek kabiliyeti kalmamıştır. Sadece baskı, şiddet, zor, tutuklama, tehdit, katliamlarla sonuç alacağını düşünmüştü. Gelinen aşama da AKP iktidarı hiçbir zaman böylesi bir gerileme, düşüş, erime ve kaybediş hakikati içinde olmamıştır. AKP içinden çıkan partiler kendi içinde parçalanmayı erimeyi hızlandırmıştır. Artık milliyetçilik, saldırganlık para etmemektedir. Bunu bilmekteler. Hırçınlıkları, öfkeleri bu nedenledir. Bunun acısını yeniden önderliğimizden, Kürt halkından çıkarmak istemektedirler. Ancak bu soykırımcı politikalar da ısrar AKP ve Erdoğan’ın sonunu hızlandırmaktan başka bir sonucu yaratmayacağı çok net ortadadır. Çünkü Kürt halkı, kadınlar büyük bir özgürlük bilinci, duruşu, ve örgütlülüğü içindedirler. Kürt özgürlük hareketi, halkımız öldürme, zindana koyma, göç ettirme, işsiz bırakma, çirkin özel savaş politikaları ile bitirilemez. Kürt insanları teslim alınamaz. Halkımız, kadınlar, gençler, Türkiye de ki tüm özgürlük ve demokrasi gücü direnmektedir. Direnecektir.

İmralı adasındaki ormanlığın yakılması, önderliğimizin imhasının hedeflenmesidir. Bu haberlerin HDP kongresinin ardından, Dolmabahçe mutabakatının bir gün öncesinde, yine 8 Mart ve 21 Mart arifesinde yayılması yaşanan tıkanma ve çözümsüzlükle bağlantılıdır. Yeniden bir şiddet dalgası ile hem gündem değiştirmek, provoke etme ile kendilerini kurtarmak istiyorlar.

‘BU ATEŞLE OYNAMADIR’

Önderliğimiz şahsında Kürt halkının özgürlük umutları, direnişi bitirilmek isteniyor. Önderliğimiz üzerinde ki işkence, baskı, tehdit, şantaj siyasetlerini, katliamlarla bütünleştirerek, şiddetin düzeyini yükselterek kendilerini kurtarabileceklerini düşünüyorlar. Ama tüm bu yaklaşımlar halkımızda, kadınlar da öfkeyi, direnişi büyütmekten başka bir hiç bir sonucu asla doğurmaz.

Önderliğimiz üzerinden yürütülmek istenen bu çirkin siyaset ve katliam politikaları kesinlikle ateş ile oynamadır. Sadece Türkiye değil, Ortadoğu ve Dünya ölçeğinde sonuçlara yol açar. Türk devleti bu soykırım ve katliam politikaları ile hiçbir sonuca ulaşamaz. İktidarını bu soykırım politikaları ile hiçbir şekilde koruyamaz. İktidarını bitirir.

‘AKP KENDİ SONUNU HIZLANDIRIYOR’

AKP Önderliğimizi hedefleyerek, Kürt halkına karşı soykırım siyaseti yürüterek, özgürlük ve demokrasi güçlerine savaş açarak hiçbir şey kazanamayacak tam aksine kendi sonunu hızlandıracaktır. Bu saldırgan politikalar halkımızın, kadınların, demokrasi ve özgürlük güçlerinin direnişi ile ters tepecektir. Önderliğimize karşı geliştirilen provokasyon, imha, tehdit, şantaj politikaları sonuç vermeyecektir. Ve kendisinin bile hiç tahmin etmediği, aklına bile getiremeyeceği bir şekilde kaybedişi yaşayacaktır. Çünkü Ortadoğu da, Dünya da bilinçli, iradeli, direnen, örgütlü bir Kürt gerçekliği, Özgür kadın hakikati söz konusudur.

‘DİRENİŞE ÇAĞIRIYORUZ’

Bu nedenle tüm kadınları, halkımızı, halkları, tüm dünya da ki özgürlük ve demokrasi güçlerini faşist Türk devletinin önderliğimizin fiziki varlığını da hedefleyen, imha, şantaj, teslim alma konseptine, önderliğimiz şahsında halkımızı hedefleyen soykırım siyasetine karşı durmaya, protesto etmeye, yürüyüş ve miting yapmaya, direnişe çağırıyoruz. İçinden geçtiğimiz sürecin kritik, hassas yönlerini kavrayarak herkes en radikal tutumla karşılık verilmelidir. Çünkü Kürt halkı, kadınlar olarak özgür, onurlu bir şekilde yaşamamız 2020 yılında göstereceğimiz direniş tutumu gelişecektir.

Önderliğimizin durumu sadece Kürdistanı değil, tüm Ortadoğu ve Dünyayı tüm insanlığı etkilemektedir. Dünya halkları, halkımız, kadınlar bunu bilmekteler ve buna göre bir yaklaşım sergileyeceklerdir.

SÜREKLİ EYLEM

kadınlar Rêber Abdullah Öcalan’dan haber alıncaya dek sürekli bir eylemsellik içinde olmalıdır. İnsan hakları, uluslararası ilgili kuruluşlar duyarlılığa çağırılmalıdır. Önderliğimizin durumu Kürtlerin varlık- yokluk sorunudur. Halkımız, kadınlar bu duyarlılıkla yaklaşmaktadır.

Kuzey Kürdistan gençliğinin, kadınlarının, halkımızın Rêber APO’yu sahiplenen, direnişçi tutumu bu süreçte belirleyici olacaktır.

‘KUZEY KÜRDİSTAN HALKIMIZ SOKAKLARA ÇIKMALI’

Kuzey Kürdistan halkımız sokaklara çıkmalıdır. Tavrını göstermelidir. Kaybedecek hiçbir şeyimiz kalmamıştır. Sadece basın açıklamaları ile yetinmemelidir. Rojava, Güney , Rojhilat Şengal, Avrupa, Rusya Kürtler oldukları her yerde tavırlarını ortaya koymalı. Eylemsellik içinde olmalıdırlar. Kürt kadınları 8 Mart eylem ve etkinliklerini, Önderliğimizin durumu ile birleştirerek direniş ve özgürlük ruhu ile gerçekleştirmelidir. Önderliğimizin özgürlüğü kadınların, halkımızın, halkların özgürlüğüdür.

GÖRÜŞME GERÇEKLEŞENE KADAR...

Önderliğimizin ailesi ve avukatları ile görüşmesi gerçekleşinceye kadar tüm eylem ve etkinlikler bu temel de gerçekleştirilmelidir. Türk devletinin açıklamaları kesinlikle bizi tatmin etmez. Önderliğimizin durumu ancak direk görüşmelerle netleşebilir, anlaşılabilir.

Bu nedenle Bir kez daha halkımızı, kadınları, gençleri, özgürlük ve demokrasi isteyen güçleri, halkları, Tüm dünya da ki dostları içinden geçilen dönemin özellikleri itibarı ile büyük duyarlılığa ve acil eylemliliklere, direnişi sürekli kılmaya çağırıyoruz. Ve 'Önderliksiz yaşam olmaz' diyoruz."