KJK, 21’inci yıldönümünde 9 Ekim komplosunu kınadı

KJK Koordinasyonu, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik 9 Ekim 1998’de gerçekleşen komplonun 21’inci yıldönümü dolayısıyla bir açıklamada bulundu.

KJK Koordinasyonu, “9 Ekim 1998’de Reber Apo şahsında başlayan uluslararası komplo Kürt halkının varlığı, iradesi, kimliği ve dilini hedefleyen bir soykırım planlamasıdır” dedi.

KJK, “Aynı zamanda özgür insan, özgür kadın, özgürleşmiş halklar gerçekliğine karşı derinleştirilmiş sömürgeleştirme planıdır. Bu kirli planı boşa çıkarmak için kendi bedenleriyle ateşten bir çember oluşturan ve ‘Güneşimizi Karartamazsınız’ şiarıyla eylem gerçekleştiren Şehitlerimizi anıyoruz” diye ekledi.

Açıklamada devamla şu ifadelere yer verildi:

“Bununla birlikte özgür, güzel, adaletli bir yaşam için şehit düşen tüm yoldaşlarımızı saygı ve minnetle anıyoruz. Şehitlerimiz özgür yaşamı gerçekleştirmenin temel yapı taşlarıdır. Onların kişiliği, mücadelesi sürekli olarak Kürt halkının, Ortadoğu halklarının ve kadınların özgürlük mücadelesinde son derece diri ve canlı olarak yaşamaktadır. Özgür yaşama düşman olan devlet ve iktidar güçlerine karşı öfke, kin, nefreti arttırmakta ve özgürlük savaşçılarının, halkımızın kararlılık, iddia düzeyini de zirveye çıkartmaktadır. Görevlerimizi kapsamlılaştırmakta ve başarıya kilitlenmeye yol açmaktadır. 9 Ekim Önderliğimizi anlamanın ve uygulamanın ne kadar zaruri olduğunu bir kez daha bize gösteren bir gündür.

Ekim 1998’de kapitalist sistem Türk devleti öncülüğünde, Türk devletini kullanarak Kürt-Türk birlikteliğinin bir daha asla gerçekleştirilmemesi üzerinden kurgulanmıştı. Önderliğimiz İmralı duruşu ile bunu hep boşa çıkarmaya çalışan bir duruş ve tutum içinde oldu. Halkların kardeşliğini ve birliğini, kadın özgürlüğünü esas aldı. Dolayısı ile uluslararası komplonun başlangıç tarihi olan 9 Ekim sadece bir dönemin gelişen konjonktürel bir olayı değildir. Hegemonik sistemin planlanıp, pratikleştirdiği bu komplo ile önümüzdeki yüzyılları kendi lehine belirlemek istemiştir. Bunun için insanlığın en eski tarihsel coğrafyası olan Ortadoğu ve Kürdistan’ı stratejik mekan olarak hedef almıştır. Amaç Kürtlerin imhası üzerinden hegemon varlığını derinlikli inşa etmedir.

ABD VE KOALİSYON ROJAVA ÖZGÜRLÜK GÜÇLERİNE ÇOK ŞEY BORÇLU

Bugün ABD Başkanı Trump ve Erdoğan’ın Kuzey Suriye ve Rojava’yı işgal etmek için savaş kararında ortaklaşmaları; ABD başkanının değerlendirdiği gibi sadece ekonomik hesaplar üzerinden değildir. Rojava’daki durum 9 Ekim 1998’de başlayan ve Kürt halkı üzerinde geliştirilen komplolar silsilesinin bir devamıdır. Amaçlanan Ortadoğu’da Kürt halkının varlığına kast etmek ve onu yok etmektir. Rojava’da Kürt halkı ve kadınların şahsında insanlığın özgürlük, demokrasi açısından alternatif özgür yaşam seçeneği ve mücadelesine bir saldırı gerçekleşmektedir. Özgürleşen insan, özgürleşen kadına karşı geliştirilen düşmanlık bir kez daha Rojava devrimine yaklaşımda ortaya çıkmıştır. Oysa ki Rojava’da büyük insanlık düşmanına karşı en fedaice duruş YPG-YPJ-QSD güçleri tarafından gösterilmişti. İnsanlık Rojava güçlerine borçludur. Ortadoğu’ya hakim olmuş bir DAİŞ gerçekliği insanlığın başına her türlü belayı getirebilirdi. ABD ve koalisyon güçleri Rojava özgürlük güçlerine çok şey borçludur. Bu borç para ile asla ölçülemez düzeydedir. Bu temelde Kuzey-Doğu Suriye halkları büyük bir direniş ile Türk devletine ve onun çetelerine karşılık vermektedirler.

İnsanlığın yaşamış olduğu krizler ve Önderliğimizin paradigması, kişiliği ve duruşu tanındıkça aslında dünyanın her tarafında Kürt halkı, kadınlar ve halklar üzerindeki soykırım politikaları artık kabul edilmemektedir. Uluslararası komplo üzerinden 21 yıl geçti. Ve bu süreçte Önderliğimizin, halkımızın, halklarımızın ve kadınların duruşu ve direnişi bakış açılarında önemli bir farklılık yarattı. Önder APO’nun tarihsel paradigması olaylara bütünlüklü, derinlikli bakmayı, adaleti, kültürü, politikayı, hakikati, vicdanın gelişimine neden oldu. Ortadoğu’da, Türkiye’de, Arap ülkelerinde, Amerika ve Avrupa ülkelerinde Önderliğimizin Demokratik Konfederalizm modeli, kadın özgürlük çizgisi, ekolojik bakış açısı ve mücadelesi artık büyük bir kabul görmektedir. Rojava Reber APO ideolojisini benimseyerek kendi sistemini oluşturdu. Rojava devrimi bir kadın devrimidir. Ve insanlık bu direniş ve özgürlük değerlerine sahip çıkmaktadır. Yani Kürt halkı artık yalnız değildir. Kürt halkı ve insanlığın öz gücü bu saldırıların tümünü boşa çıkaracak bir düzeydedir. Bunu görmekte ve yaşamaktayız.

Bu bağlamda 9 Ekim 1998 tarihinde başlayan ve bugün Rojava devrimine karşı geliştirilen saldırılar karşısında tüm komplocu güçleri kınıyoruz. 9 Ekim uluslararası komplonun başlangıç gününü tüm halklar, inançlar, kadınlar, gençler ile birlikte büyük anlam, düşünce gücü, direniş ve özgürlük, demokrasi ruhu ve mücadelesi ile karşılıyoruz. Önderliğimiz büyük düşünsel çıkışı, paradigması, özgürleşen kadınlar ve özgürleşen halk gerçekliği ile bu komployu boşa çıkarmıştır. Kürt halkı, kadınlar, Kürt halkının dostları Reber APO öncülüğünde direnmektedirler.

Özgürlük ve demokrasi mücadelesine gönül vermiş tüm kadınları, dostları ve insanlığı hegemon-emperyalist saldırı politikalarına karşı Rojava’yı savunmaya çağırıyoruz. Rojava ve Kuzey-Doğu Suriye’ye sahip çıkmak geleceğimize, insanlığımıza, özgürlüğümüze ve gezegenimizde bir arada ve özgür yaşamaya sahip çıkmaktır.”