KJB: Sürecin ilerlemesi Öcalan’ın koşullarına bağlı

KJB: Sürecin ilerlemesi Öcalan’ın koşullarına bağlı

Kürt kadın hareketi KJB Koordinasyonu Öcalan’ın bir an önce bağımsız bir doktor heyeti tarafından muayene edilmesi gerektiğini belirterek,  “Önderliğimizin özgürlük, sağlık ve güvenlik koşullarının sağlanması halinde süreç sağlıklı ilerleyebilir ve başarı ile yürütülebilir. Aksi takdirde sürecin ilerlemesi mümkün olamaz” dedi.

KJB Koordinasyonu, 19 Temmuz 2012’de Batı Kürdistan’da Kürt kentlerinin denetiminin halk tarafından el geçirilmesiyle gerçekleşen Rojava Devrimi’nin birinci yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yaptı.  Açıklamada, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sağlık durumu ve tutukluluk koşullarına da dikkat çekildi.

Öcalan’ın geliştirdiği demokratik çözüm ve barış sürecinin birinci aşamasının tamamlanarak, 1 Haziran’dan itibaren ikinci aşamaya geçildiğinin söyleyen KJB, şunları ifade etti: ”Bu sürecin sağlıklı ve başarılı yürüyebilmesi için vekiller başta olmak üzere avukatları ile yine sürecin ilerlemesine katkı sunabilecek kesimlerle görüşmeler yapmak kadar hareketimizle iletişim kanallarının açılması gerektiğini belirtmiştir. Aynı zamanda bu süreci yürütebilmek için özgürlük, sağlık ve güvenlik koşullarının oluşturulması gerektiğine dikkat çekmiştir. Ancak AKP hükümeti bu sürecin gereklerini yerine getirmediği gibi başta vekillerden oluşan heyete keyfi uygulamalar, görüşmelerin zamana yayılması, avukat görüşlerine izin verilmemesi, aile görüşlerinin engellenmesi tutumunu sürdürmektedir.”

“Kuşkusuz tüm bu yaklaşımların anlamı ve özünün” Öcalan’a tecrit uygulamalarının farklı biçimlerdeki ısrar olduğunu dile getiren KJB, şöyle devam etti: “AKP hükümeti sürece ciddi yaklaşmamakta, oyalamacı, zamana yayan tutumu ile ciddi kaygılara yol açmaktadır. Tüm bu durumlarla birlikte Önderliğimizin ağırlaşan sağlık sorunları karşısında devam eden duyarsız, sorumsuz yaklaşımlarında ısrarını sürdürmektedir. Önderliğimizin sağlık sorunlarını ifade ederek bağımsız bir doktor heyeti talep etmesi üzerine bu konuda girişimde bulunan TTB ve DTK’nın sağlık komisyonun taleplerine karşı AKP sessizliğini korumaktadır. Bu durum son derece kaygı verici ve tehlikelidir. Tüm bu durumlar sürecin ilerlemediğini ve tıkanma riski ile karşı karşıya bulunduğunu gözler önüne sermektedir. Önderliğimiz 14 yıldır İmralı’da insan üstü bir irade ile demokratik çözüm ve barış sürecini ilerletmeye çalışmaktadır. Önderliğimizin özgürlük, sağlık ve güvenlik koşullarının sağlanması halinde süreç sağlıklı ilerleyebilir ve başarı ile yürütülebilir. Aksi takdirde sürecin ilerlemesi mümkün olamaz. İmralı sistemi ve koşulları bir çürütme sistemidir. Önderliğimizin bunca yıl bu sistemde kalmış olması sağlık durumunda derin ve kalıcı tahribatlar oluşturmuştur, yaş itibariyle de artık bu koşullar ve oluşan sağlık sorunları ciddi ve ağır boyutlara ulaşmaktadır. Önderliğimizin özgürlük, sağlık ve güvenlik koşulları bizim kırmızı çizgimizdir. Sürecin gidişatını belirleyecek en temel hassasiyetimizdir. AKP hükümeti bunu bilerek ciddi yaklaşmalı ve bir an önce üzerine düşenleri yerine getirmelidir.”

KJB Koordinasyonu başta kadınlar ve gençler olmak üzere, Kürt halkını bu konuda duyarlı olmaya, tepkilerini en üst seviyede ortaya koymaya çağırdı. KJB, “tüm dost, demokrat, aydın, emekçi kesimleri, çözüm sürecini destekleyen ve sorumluluk üstlenen herkesi bu konuda tutumlarını ortaya koyarak yükseltmeye de” çağırdı.

‘ROJAVA DEVRİMİ KUTLU OLSUN’

Batı Kürdistan devrimine ilişkin ise KJB şu açıklamada bulundu: “19 Temmuz tarihinde 1.yılını dolduran Rojava devriminin kazanımları başta Rojava halkımız olmak üzere tüm Kürtlere kutlu olsun. En son Serekani direnişinde şehadete ulaşan 6 özgürlük militanı şahsında Rojava devriminin zafere ulaşmasında kahramanca şehadete ulaşan tüm devrim şehitlerini saygı ve minnetle anıyoruz.”

Bu devrimin çok sağlam zeminler üzerinde yükseldiğinin altını çizen KJB, Rojava devriminin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yirmi yıl boyunca verdiği emek ve çabaların ürüne dönüşmesinin ifade ettiği kaydetti.

Açıklamada şunlar belirtildi: “Halkımız iki yıl boyunca Suriye’de rejim statükosunun, diktatörlüğünün ve dış güçlerin çıkarlarının piyonu olarak hareket eden muhalefet güçlerinin çatışmalarına taraf olmayarak üçüncü çizgisinde ısrarını sürdürmektedir. Demokratik Özerklik sisteminin inşası ve savunulması temelinde özgürlükçü ve demokratik bir direniş geliştirmektedir. Aynı zamanda Demokratik Suriye için mücadele perspektifini ve tutumunu net bir biçimde ortaya koymaktadır. Tüm saldırılar, oyunlar ve komplolara rağmen bu çizgi kararlıca uygulanmaktadır . Rojava devriminin başarı çizgisi olduğu artık dost düşman herkes tarafından kabul görmektedir.

Rojava devriminde Kürt kadınları öncülükte aktif ve etkili katılımları ile bir kez daha özgürlük ve demokrasinin kadın öncülüğü ile mümkün olduğunu tarihe kaydetti. Gerek Rojava’da demokratik özerklik sisteminin inşasında, gerek savunulmasında en büyük zorlukları göğüsleyerek, bedel ödedi ve hala da ödemeye devam etmektedir. Rojava da başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere halkımız büyük zorluklar, acılar ve bedeller vererek kazanımlarını geliştirdi. Tüm bu kazanımların kalıcılığı için gerektiğinde çok daha zorlu ve kapsamlı bir mücadeleye hazır olduğu da açıktır. Dört parça Kürdistan ve yurtdışında bulunan tüm Kürtlerde Rojava’da gelişen kazanımları sahiplenme ve zorluklarını paylaşarak dayanışma ruhu ulusal birlik iradesini ve kararlılığını da güçlendirmektedir. Rojava da gelişen özgürlükçü, demokratik sistem aynı zamanda Ortadoğu’da alternatif çözüm modelini de ortaya koymaktadır. Kadının devrim öncülüğü 21. yüzyılın kadın öncülüklü bir özgürlük yüzyılı olacağı gerçeğini çok daha görünür kılan bir önem taşımaktadır.

Bu temelde bir kez daha Rojava devrimini kutluyor ve kazanımlarının kalıcılaşmasında her türlü dayanışma tutumu içerisinde olacağımızı belirtiyoruz.”