KJB: AKP paketi ölü doğdu

KJB: AKP paketi ölü doğdu

Kürt kadın hareketi KJB, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Kürt sorununun çözümünü ve Türkiye'nin demokratikleşmesini içermeyen" bir paket açıkladığını belirtti. KJB, paket için "tek kelime ile ölü doğmuştur" dedi.

Erdoğan'ın 30 Eylül günü açıkladığı "demokratikleşme" paketi ardından yazılı bir açıklama yapan KJB Koordinasyonu, "Hem Kürt sorunun çözümünü hem de Türkiye’nin demokratikleşmesini içermeyen AKP paketi, tek kelimeyle ölü doğmuştur.  Demokrasiyle  değil, demogojiyle donatılmış olan paket,  çözümü bekleyen köklü toplumsal-siyasal sorunlar karşısında hayli eğreti  durmaktadır" dedi.

KÜRTLERE KENDİ ANAYURDUNDA MÜLTECİ MUAMELESİ

KJB'nin açıklamasında devamla şu ifadeler yer aldı: "Şimdiye kadar sistematik tüm faşizan saldırılara, darbelere, baskılara, katliamlara, işkencelere rağmen Kürt halkının, kadınların, Türkiye demokrasi güçlerinin mücadeleyle kazanmış olduğu meşruu haklarını ve asla pazarlık konusu yapılamayacak olan temel hak ve özgürlükleri çözüm adına dirhem dirhem sunmak topluma büyük bir hakareti, saygısızlığı ifade etmektedir.

Öyle ki, pakette kullanılan ibarelerle Kürt halkı, kendi anayurdunda mülteci muamelesi görmüştür.  Kürt sorunundan söz etmeden büyük bir maharetle anadil eğitimini özel okullara havale eden, en basitinden yerleşim yerlerinin isimlerini bile İçişleri Bakanlığının iznine tabi tutan, yine en belli başlı olan Terörle Mücadele Kanunu ve İfade özgürlüğünü sağlayan bir başlığa yer vermeyen paket,  AKP’nin çözüm değil, inkar ve tasfiye siyasetini ifade etmektedir.

AKP TOPLUMU KENDİ MÜLKÜ OLARAK GÖRÜYOR

Şu haklar bu kadardır diyerek Türk halkı, aleviler ve tüm farklı kimlikler, kesimler, toplumun kendisi ise öz vatanında kiracı, yabancı AKP ise toplumu mülkü gören herkesin, her şeyin sahibi, hükmedeni anlayışını pervasızca ortaya koymuştur.  Bir başka deyişle efendinin kölesini azad ederken şarta bağlaması misali bir heyula içine girmiştir.

 Siyasi partilerde eş başkanlığın önünü açmanın ve türbana serbestlik getirmenin tek başına kadın sorununa büyük hak ve özgürlükler getirmediği ortadadır.  Üstelik, mücadeleyle kazanılmış özgürlük düzeyini ve fiili olarak yürürlükte olan eş başkanlığı kadınlara bir hak olarak bahşetme aldatmacasının toplumda hiçbir karşılığı yoktur. En fazla AKP iktidarı döneminde artan kadın şiddeti, cinayetleri, işsizlik, devletin gözetiminde ve eliyle organize edilen fuhuş ve uyuşturucu kaçakçılığı gibi toplumu çürüten, toplum olmaktan çıkartan kadın kırım, toplum kırım politikasının üzerinden atlanarak hiçbir yere varılmayacağı bilinmelidir.   

EĞRETİ PAKET, TOPLUMU DEĞİL AKP İKTİDARINI GÜÇLENDİRME MAHİYETİNDE

Eğreti paket, tamamen 2014 mart ayında yapılacak yerel seçimlere ve ardından yapılacak seçimlere yatırım hesabıyla hazırlanmış olup oyalama, zaman kazanmaya endeksli taktik bir çıkıştır. Paketin, toplumu değil, AKP iktidarını güçlendirmeden başka bir mahiyeti yoktur. Bu paket bir tek AKP ve çıkar çevresini memnun etmiştir. Tüm çözüm çabalarını elinin tersiyle iten bu anlayış, parti ve kişisel iktidarını, çıkarlarını her şeyin üstünde tutan anlayıştır.

Reber Apo’nun mart ayında ilan ettiği demokratik çözüm sürecinin üzerinden yaklaşık  6 ay geçmesine rağmen üstüne düşen tek bir sorumluluğu yerine getirmeyen AKP hükümetinin tek başına hazırladığı paketten başka bir şey çıkması beklenemezdi. Paket bütün bu sürecin toplamı olarak AKP çizgisinin iç tutarlılığının ifadesidir.  Böylelikle daha önce pakete ilişkin Hareketimizin, Kürt halkının ve demokrasi güçlerinin taşıdığı kaygı ve yapılan eleştiriler ne yazık ki doğrulanmıştır. Toplumu ilgilendiren sorunların tüm toplumsal dinamiklerin ve başta Önderliğimiz olmak üzere BDP’nin, tarafların dışlanarak AKP mutfağında tek başına hazırlanan paketlerle hiçbir yol alınamayacağı görülmüştür.

"PAKET HAREKETİMİZE UÇAKLAR EŞLİĞİNDE İLETİLMİŞTİR"

Oysa Önderliğimiz üç aşamalı çözüm projesini AKP hükümetine sunmuştur. Kürt halkı da Amed’de, Türkiyeli demokrasi güçleri de Ankara’da son derece aleni toplanarak demokratik çözüm konferansları yapıp çözüm projesini açıklamışlardır. Buna karşılık AKP hükümeti, sürecin ilk aşamasında bile hiçbir pratik adım atmayarak tıkatma noktasına getirmiştir. Halkların iradesini yansıtan bu konferansları görmezden gelen beynini, yüreğini, kulağını halka kapatan bir tek kendisini dinleyen AKP iktidarının, çözüm süreciyle birlikte oluşan akil insanlar heyetinin hazırladığı raporu da referans almadığı anlaşılmaktadır.

Aylardır Kürt ve Türk halkının, bölge güçlerinin ve Avrupalı devletlerin de gündeminde olan paket Hareketimize uçaklar eşliğinde iletilmiştir. Başbakan Erdoğan tarafından paketin dün (30 Eylül) açıklandığı saatlerde Türk savaş uçaklarının medya savunma alanlarında uçuş yapmasıyla paketin çözüm yüklü değil, bomba yüklü olduğu mesajı verilmiştir. Bir kez daha AKP’nin zihniyet iflasının resmi belgesi olan paket bir tek Kürt ve Türk halkının demokrasi ve özgürlük mücadelesini daha da büyütmenin zaruretini ortaya koymaktadır.  AKP damgalı demokrasi imalından kadınların, halklarımızın hiçbir beklentisi yoktur. Kürdistan ve Türkiye metropollerinde yükselen devrim dalgasını,  Gezi parkındaki demokrasi güçleriyle birleştirerek, her cephede kadın, gençlik, sivil toplum alanında örgütlü iradesini eylemlerle büyüterek halklarımız gerçek kurtuluşunu sağlayacaktır. Barışını, demokratik çözümünü, demokratik toplum inşasını, onun rejimini yaratacaktır. Başta Kürdistan ve Türkiyeli kadınları ve halklarımızı özgürlük tutkusuyla mücadeleye sarılmaya çağırıyoruz. "